ÖZEL HABER-Faruk BALIKÇI

Siyasi nedenlerden dolayı Türkiye’yi terk ederek Avrupa’da mülteci olan Kürt siyasetçiler, Öcalan’ın çağrı metnini ve yeni süreci değerlendirmeye devam ediyor. Sur Belediye Başkanlığını yapan ve çift dilli belediyeciliği uyguladığı için 2007 yılında ilk kez yerine kayyum atanan ve 6 yıldan beri Avrupa’da yaşayan Kürt siyasetçi Abdullah Demirbaş, Güneydoğu Ekspres’in sorularını yanıtladı.

“EN KÖTÜ BARIŞ SAVAŞTAN İYİDİR”

*Avrupa’daki Kürtler yeni sürece nasıl bakıyor?

Buradaki insanlar ‘En kötü barış savaştan iyidir’ diye düşünüyor. Ama ihtiyatlı bir bakış ve bekleyiş var. PKK, barışın olması için elinden gelen en önemli tarihsel bir fırsat sundu. Bugüne kadar devlet, ‘Ortada silah var biz bunun için adım atmayız’ diyordu. Tarihi bir çağrı yapıldı. Devletin eline fırsat verdi. Ancak, bir taraftan kayyum, operasyonlar ve AİHM kararlarının uygulanmaması düşündürüyor. Bu nedenle, süreci destekleyen temkinli bir bekleyiş var.

Abdullah Demirbaş3

“AMACIMIZ TOPRAKLARIMIZA GERİ DÖNMEKTİR”

*Siyasi nedenlerden dolayı ülkeyi terk etmek zorunda kalanlar tekrar geri döner mi?

Bu konuda ben inanıyorum ki Türkiye’de siyaset yüzünden sürgün edilen insanların çoğu dönecek. 6 yıldır Avrupa’da yaşıyorum. Bunun nedenleri vardır. Çünkü insanlar köklerinden koparılmış ve akvaryumdaki bir balık gibi hissediyor kendini. Kendilerinin buraya gelmesine sebep olan koşullar ortadan kalkarsa, gelip siyaset yapmak istiyor. Avrupa’da kendi koşullarını bir yere kadar gerçekleştirme şansı var. Buradaki mücadelenin de temel amacı kendi topraklarına dönmektir. Dıbe dayıka hakke nabe dayıkame. (Başkasının anası bize ana olamaz) On binlerce Kürt siyasi mülteci vardır. Barış olursa çoğunluğu döner.

“VALİ’YE SUÇ OLMAYAN, BİZE SUÇ SAYILIYOR”

*Kayyum atanan ilk Belediye Başkanı olarak ne düşünüyorsunuz?

İlk kayyum atanan Belediye Başkanıyım. 2007 yılında çok dilli kararı aldığım için bizi görevden alan hükümet bir ay sonra kendi valiliğinde çok dilli bir çağrı sistemi oluşturdu. Madem suçsa, Valiye suç olmayan bize neden suç oldu. Devlet TRT Kurdi’yi açtı. Devlet yapınca suç değil mi? Biz halk olarak yapınca suç oluyorsa en kötüsü de budur. Bir yandan da bizi sevindiriyor. Demek ki bize baskı uygulayanlar bizim doğru şeyler yapmamızdan korkuyor. Bizim projelerimizi alıp uyguluyorlar.

Abdullah Demirbaş2

“TÜM AKTÖRLER İNİSİYATİF ALMALIDIR”

*Süreçle ilgili çağrınız nedir?

Öncelikle barışın Türkiye’de tesis edilebilmesi için demokratik siyasetin önü açılmalı ve hukukun gereğini yapması gerekir. Toplumun çok dilli, demokratik karar alma süreçlerinin yaşatıldığı bir Anayasa yapılmalıdır. Ama en önemlisi barışı toplum içinde inşa etmektir. Çünkü Dünyada en zor şey barışın inşasıdır. yaklaşık 50 yıldır travma yaşanıyor. Ekonomik, kültürel ve sosyal sıkıntıların giderilmesi için barış mekanizmaları geliştirilmelidir. Bizim önerimiz Sur belediyesinde uyguladığımız çok dillilik, farklı inançların bir arada yaşaması ve kırklar meclisi gibi ve yerel yönetimlerin geliştirilmesiyle ilgili modeller örnek alınabilir. Bu konuda aydınlar, akademisyenler, yazarlar, dini kanaat önderleri ve demokratik kitle örgütleri inisiyatif almalıdırlar. Devletle Kürtlerin barıştığı maddesel olarak en kolayıdır. 50 yıldır Kürt coğrafyasında bu çatışmalar devam ediyor ve insanlar sıkıntılar yaşadı. Bunların giderilmesi için önerdiğimiz model gerekiyor. Ayrıca Türkiye coğrafyasında da farklı halklar, inançlar arasında  ciddi kutuplaşmalar var. Bunların giderilmesi içinde demokratik model önemlidir. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerekmektedir.

Abdullah Demirbaş4

“SUR’UN KOKUSUNU ÖZLEDİM”

*Diyarbakır’ı özlediniz mi?

Diyarbakır Sur içinde gezerken aldığım kokuyu bile özledim. Sabah 6’da sur sokaklarındaki tandırlarda ekmek pişiren kadınlarla sohbeti özledim. O tarihsel kültürel kokuyu, ciğeri özledim.

YARIN: HATİP DİCLE

Muhabir: Faruk BALIKÇI