HABER - Sertaç KAYAR / Fatma TEMEL
Üçüncü kez görevden alınarak yerine kayyum atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk, belediye binası önünde önemli açıklamalarda bulundu.
DEM Parti Grup Toplantısı’nın ardından gazetecilere konuşan Türk, “Benim hayalim bu ülkede barışın sağlanmasıdır. Onurlu bir yaşam sağlamak bunun için mücadele ediyoruz. Gerçekten Türkiye’yi bu kaostan kurtaracak her türlü girişimler içinde olma ihtiyacı ve zorunluluğu duyuyoruz” dedi.
“SİYASİ PARTİLER DİYALOG ORTAMINI OLUŞTURABİLİR”
“Sorunu tartışmak ve çözüm için katkı sunmak istiyoruz” diyen Türk, “Bu sorunun pratikte bir karşılığı olacaksa Sayın Bahçeli’yle de görüşürüz. Kürtler bugün politize olmuş bir halk. Kürtler bugün hangi projenin demokratik bir proje olduğunu, hangisinin olmadığını fark edecek durumdadır. Bu nedenle doğru bir pratik gerçekten de bütün siyasi partilerin diyalog ortamını oluşturarak bir noktaya taşıyabilir” diye konuştu.
“BİR ELİNDE SOPA, BİR ELİ DE UZATARAK BU MESELE ÇÖZÜLMEZ”
“Biz elimizi her zaman uzatıyoruz” diye konuşmasına devam eden Türk, şunları söyledi: “Ama bir elinde sopa bir eli de uzatarak bu mesele çözülmez. Önce ellerindeki bu sopayı bıraksınlar. Ellerini uzatsınlar biz bu eli tutmaya hazırız. Diyaloga hazırız. Biz halkımızın talebi doğrultusunda siyaset yapıyoruz. Halkımızın taleplerini yerine getirmek için mücadele ediyoruz. Amacımız hiçbir zaman kürsü değil makam değil biz her zaman barışa kavuşmaktan yanayız.”
“Ne istiyorlar? Bunu da açıklamıyorlar”
“Teori ve pratiğin birbirine uymadığını” ifade eden Türk, şunları söyledi: “Pratikte ne var? Neyi getirecek? Talepleri nedir? Bu konuda ne düşünüyorlar? Bu konuda bir diyalog oluşmadı. Uzatılan ele el veririz ama pratikte neyle karışılacağımız hakkında henüz bir bilgiye sahip değiliz. Bu konuda ne istiyorlar bunu da açıklamıyorlar. Bunlar şahsi düşüncelerim. İzliyoruz, bekliyoruz bakalım. Bir eli uzatırken diğer elde sopa tutarak çözülmez bu iş. Bugün Kürt halkı politize olmuş bir halk ve iradesini ortaya koyuyor. Bu iradeyi kırmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız. Kürtleri susturmaya ve sindirmeye yönelik bir siyaset izliyorlar. Ama dediğimiz gibi biz barış konusunda hayallerimizi gerçekleştirmek için umudumuzu hiçbir zaman kaybetmedik. Bu umudu da hep büyütmeye çalışacağız. Önümüze ne gelecek zaman içinde göreceğiz. Sofrada ne olacak? Yemek olacak mı? Bugün baktığımızda sofrada bir çorba bile yok. Bu konuda partimiz, siyasetimiz düşüncelerini ortaya koyacaklardır.”