Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Meriç Nehri üzerinden Yunanistan'a geçtikten sonra Türkiye'ye sınır dışı edilen Türk vatandaşı kadının açtığı davada kararını açıkladı.
Deutsche Welle (DW) Türkçe'nin aktardığına göre, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 46 üye ülkeden oluşan Avrupa Konseyi'nin yargı organı olan AİHM, Yunanistan'ın sınır dışı uygulamasının yasa dışı olduğuna hükmetti. Yunanistan'ın sığınmacılara yönelik yasal prosedürleri dikkate almadan ani sınır dışı ve geri itme (pushback) uygulamalarının 'sistematik' olduğuna işaret eden Strasbourg merkezli Mahkeme, Yunanistan'ı 20 bin euro tazminat ödemeye mahkum etti.
AİHM kararında, ismi A.R.E. olarak kayıtlara geçen Türk kadının, 2019 yılında Meriç üzerinden Yunanistan'a geçmesinin ardından iltica başvurusunda bulunma fırsatı tanınmadan usulsüz bir şekilde sınır dışı edildiği belirtildi. Kararda, "Mahkeme, iddia edilen olayların meydana geldiği dönemde Yunan makamlarınca Meriç'ten Türkiye'ye üçüncü ülke vatandaşlarına yönelik sistematik geri itme uygulamalarının mevcudiyetini gösteren güçlü emareler olduğunu değerlendirmiştir" ifadesi yer aldı.
AİHM'deki davada Yunan hükümetinin temsilcileri, suçlamaları reddederek Yunanistan'ın sınır politikalarının uluslararası hukukla uyumlu olduğunu savunmuştu.
AİHM kararı, Avrupa ülkelerinin, sınırlarındaki kontrolleri sıkılaştırdığı ve sınır dışıların arttığı bir döneme denk geldi.
AİHM, bir başka davada Afganistanlı bir erkeğin, 2020 yılında 15 yaşındayken Yunanistan'ın Sisam Adası'ndan Türkiye'ye yasa dışı olarak geri gönderildiği iddiasıyla açtığı davayı ise delil yetersizliği nedeniyle reddetti.
Yunanistan'ın sınır dışı ve Ege Denizi'ndeki geri itme uygulamaları yıllardır insan hakları örgütlerinin çeşitli raporlarına konu oldu. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği de Yunanistan'ı geri itme uygulamalarıyla ilgili iddiaları daha titiz bir şekilde araştırmaya çağırdı. Yunanistan'da yolsuzluklarla mücadele alanında çalışan ve bir kamu kuruluşu olan Yunan Ulusal Şeffaflık Dairesi, 2022'de dört aylık bir inceleme sonrasında geri itme iddialarını destekleyecek bir kanıt bulunmadığını açıklamıştı.
