Nesli tükenmekte olan Anadolu Parsı, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde genç doğasever Doğanay Vural tarafından kurulan fotokapanlara yansıdı.
Türkiye’de yaşayan ve nesli tükenme tehlikesi altında olan hayvanları doğaya yerleştirdiği foto kapanlarla görüntülemeye çalışan Doğanay Vural tarafından, nesli tükenmekte olan Anadolu Parsı görüntülendi. Anadolu Parsı'nın en son Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde görüldüğü iddiaları üzerine doğasever Vural, Kızılcahamam’daki vatandaşlardan da yardımlarıyla yaban hayatına birçok fotokapan yerleştirdi. Anadolu Parsı'nın gece vakitlerinde gezerken görüntüleri ise bu fotokapanlara an be an yansıdı.
Anadolu Parsı’nın görüntülendiği anları İhlas Haber Ajansı’na (İHA) anlatan Vural, çocukluk zamanlarından beri nesli tükenen hayvanları çekmek için çalıştığını belirterek, “Babamın öldürme ölümsüzleştir sözüyle başladı aslında bu serüven. O andan itibaren ülkemizde yaşayan nesli tükenme tehlikesi altındaki hayvanların varlığından haberdar oldum. Çizgili sırtlan, Anadolu Parsı gibi çizgili sırtlanı geçen senelerde görüntülemiştim. Anadolu Parsı en son 1974 yılında Beypazarı’nda görülmüştü. Sonrasında görülmemiş bir yırtıcı memeliydi aslında. Ben onun hayali ile dağlara çıktım, ormanlarda keşifler yaptım. Türkiye’nin birçok noktasına Anadolu Parsı'nı görebilmek için gittim. Köylülerle sohbet ettim. Bu yolculuk ta yapamazsın diyenler de çok oldu. Başarmak için önce inanmalısın diyorum kendime ve ben başarmak için çok inandım. Kendime inandım arkadaşlarımı inandırdım. Ekip arkadaşlarıma inandırdım. Benimle birlikte zaman geçiren herkese Anadolu Parsı'nın varlığını anlatmaya çalıştım. Biz görüntüledikten sonra onlarda inandılar” diye konuştu.


“Yaban hayatını takip ederken aynı zamanda iz takibi yapmak da çok önemli”
Yaptığı işin zor bir serüven olduğunu dile getiren Vural, “Kimi zaman 2500- 3000 rakımlara kadar tırmandık. Kimi zaman gece saat 03.00’da, 04.00’da, 05.00’te dağlarda zaman geçirdik, dağda yattık. Hiçbir çalışma kolay olmuyor. Başarmak için inanmalısın evet ama sevmekte gerekiyor. Ben bu işe gönül verdiğim için başarı geldi. Anadolu Parsı'nın bastığı topraklara adım attık ve onun orada olduğunu o coğrafya ya girdiğim anda anladım. Etrafta dağ keçileri, yılkı atları ve iz sürerken bir anda bir at ölüsüyle karşılaştık. Bu at leşinin Anadolu Parsı tarafından parçalandığı çok belliydi. Bölgede kan izleri, kıl izleri vardı. Biz yaban hayatını takip ederken iz takibi de yapıyoruz. İz takibi çok önemli. Karşılaştığımız leşin hemen yanında Anadolu Parsı'na ait bir iz bulduk. Bu iz bizi o an öyle bir heyecanlandırdı ki pars burada dedik, kesin burada ve biz burada çalışma yapmalıyız dedik. Gerekli izinleri aldıktan sonra oraya ekip olarak çalışma yaptık. Bir gün görüntüleyeceğimizi biliyorduk ama bu kadar hızlı görüntüleyeceğimizi tahmin etmiyorduk” ifadelerine yer verdi.

“Telefonumu açtım görüntüye tıkladım bir baktım Anadolu Parsı”
Bölgedeki belirli noktalara fotokapanları yerleştirdikten sonra dönüş yoluna geçtiklerini söyleyen Vural, “Yaklaşık 1500 - 2000 kilometre yolumuz vardı. Dönüşe geçerken arabayla o bölgeye 2 saatlik mesafede kırmızı ışıkta durduk telefonuma mesaj geldi. Ben oradan haberdar olmak için mesaj gönderen cihazalar yerleştirdim ormana. Mesajı hiç beklemiyordum. Telefonumu açtım görüntüye tıkladım bir baktım Anadolu Parsı. Kapattım sayfayı tekrar açtım, kapattım tekrar açtım bizimkiler bakıyor ne oldu diye dedim Anadolu Parsı'nı görüntüledik. Yıllardır hayalini kurduğumuz Anadolu Parsı'nı Anadolu topraklarında ekip olarak görüntüledik dedim. Hemen arabayı sağ tarafa çektik. Sevincimiz gerçekten yüzümüze yansıyordu. O bölgede bir gece daha geçirdik. Ertesi gün geri gidip görüntülerimizi aldık. Benim için tarihi bir andı. Türkiye de ilk kez gönüllü bir ekip olarak kendi emekleriyle bu hayvanı görüntüleyen ekip olduk” açıklamasında bulundu.
Vural, Türkiye’deki doğa hayatının eski düzenine girebilmesi için diğer bütün nesli tükenmekte olan hayvanlar gibi Anadolu Parsının da transferinin şart olduğunu vurguladı.