ARAFTA DÜET GERÇEKTEN MÜKEMMEL BİR DÜET

Bu kitabı okuyunca oğlumu anlamak kolaylaştı Çünkü yazar “Ben aramasam aylarca aklına gelmem.” diyordu oğlu için. Aynen öyle. Hani hayatım gerçekleri deriz ya tıpkı o işte aynısı yansıtılmış bu kitapta.

Abone Ol

İçeriğini anlatmayacağım. Merak edip okuyun diye. Bir gazeteci olarak hatta eski bir edebiyat öğretmeni olarak yalnızca izlenimlerimi anlatmaya çalışacağım.
Araf;
Sözlük anlamıyla, Cennet ve cehennem arasında kaşmış bir yer.
İşte sevgili yazarlarımız tam da oradan bize sesleniyorlar sanki.
Çok eski değil hiç olmazsa Dün hakkında bir şeyler öğrenmek, gerçekten bir ders almak isteniyorsanız mutlaka bu kitap okumalıdır.
Bu kitabı Siz gençler mutlaka yalnız sizi gençler mi Vallahi atmışına kadar olan her anne ve babalar okumalı bu kitabı.
Selahattin Demirtaş & Yiğit Bener
ARAFTA DÜET adlı kitabı okudum.
Kitabı okurken evimde adeta onlarla konuşuyor gibiydim.
İyi ki okudum.

Bir solukta okudum. Yiğit Bener'le mükemmel bir paslaşma, mükemmel bir uyum sanki bir ağızdan, sanki aynı kalemden çıkmış gibi.
Mükemmel bir mizah ve mükemmel bir ironi ustaca bir şekilde yan yan getirilmiş. Romana bambaşka bir tat vermiş.
Okurken yaşım icabı 1960’lar öncesinden günümüze yaşadıklarımı anımsar oldum.
Emekli bir edebiyat öğretmeni olarak; Felsefe ve siyaset bu kadar mı başarılı bir biçimde iç içe işlenir, bu kadar mı kıvraklıkla üstesinden gelinir, dedim kendi kendime.
Felsefe ve siyaset o kadar ustaca bir kıvraklıkla işlenmiş ki bir ayrıcalık hissedilmiyor bile.
Empati ve hoşgörünün en güzel örneği bu romanda örneklendirilmiş, Ayvaz Dere – Sinan diyaloğunda olduğu gibi.
Hele o sonuç bölümündeki polisiye lezzet ayrı bir tat bırakıyor zihinlerde
Sağ olasın Selahattin Demirtaş. Sağ olasın Yiğit Bener.
Aklımdayken söyleyeyim; bu ilk ama sakın ola son olmasın.
Kitabı okuduktan sonra siz de "Meğer ne bedeller ödemişler/ödüyorlar." diyeceksiniz.
 
Bu yazının sonuna Selahattin Demirtaş’ın 19 Temmuz 2024 Cuma günkü onurlu, dik duruş dolu savunmasından bu bölümü aktarmadan geçemeyeceğim.
“Taybet İnan;
65 yaşında kendi evinin önünde, cenazesi 7 gün sokakta kaldı. Kadının cenazesi ailesinin gözü önünde çürüyor. Yapmayın, dedim.
İslamcı hükümetin iktidarında Taybet İnan’ın cenazesi ortada kaldı.
Ben Kürt siyasetçi olarak, bu Kürt kadının hakkını savundum.
Değil 55 yıl, 55 bin yıl da verseniz savunurum.”
&
NOT; Bir önceki yazımda sevgili Başkanım Selahattin Demirtaş’ın soyadı sehven “Demirbaş” şeklinde yazılmış. Kendisinden ve siz sevgili okurlarımdan özür dilerim.
                                                &
Kirveme öğütler
Bak kirvem, dünyada en tehlikeli şey nedir biliyor musun?
Herkesin kendini kurtarmaya telaşına düşmesi, koca bir ulusun tel tel dökülmesidir. Ve bunun kimsenin umurunda olmamasıdır.
Bilmem anlatabildim mi?
 
Selahattin Demirtaş’tan özdeyişler
 
Bence mutluluk atmosferde sınırsızca ve özgürce dolaşan radyo frenkasları gibidir
Selahattin Demirtaş'ın Leylan adlı kitabından
"Yokluğunun gürültüsünden sağır olacağım."
Aynı kitaptan.
Bizim mahallenin insanları da arabaları da bellidir.  Hepsi yorgundur, emektardır, fakirlik kokarlar, boyaları dökülmüştür, saçları sakalları dağınıktır, iki elle tutarlar direksiyonu, direksiyon ekmek kapısıdır. Demirtaş'ın Seher adlı kitabından
"Aşkın Kürtçesi "evin"dir. Ve senin evin dünyadaki en güvenilir yerindir."
Demirtaş'ın Leylan kitabından
 "Yaşamak uzun süren bir intihardır," demiş birisi... Demirtaş’ın DAD adlı kitabından.
Bilinmelidir ki, bu dava ve yargılama adı altında yürütülen bu faaliyetlere karşı bizim eylemimiz, sözümüz ve savunmamız sadece günümüze yapılmış bir çağrı değil, esasında geleceğe yazılmış bir mektuptur.
                                         …
Geçmiş, kesip atılabilecek bir ur ya da uzuv değil ki Ölene kadar peşinden gelip duruyor işte. Ben unutmaya çalışsam bile o kendini unutturmuyor.
 
Son savunmasından
 
Kitabın ortak yazarı Yiğit Bener’den
 “Her okurun okuduğu metin farklıdır.” 
Yiğit Bener
"Sözcüklerden asla yeterince sakınmayız."
Yiğit Bener
"Ataerkil düzene karşı ayrı bir cephe de biz erkekler açalım."
Yiğit Bener
 “İktidar, iktidar, iktidar, güçlülerin iktidarı, para babalarının, mevki sahiplerinin, silahlıların iktidarı. Şu ya da bu ırkın, dinin, dilin, sınıfın, partinin, grubun, yaşın ve malum cinsiyetin iktidarı, devlette, partide, dernekte, hatta muhalefette iktidar, sokakta, işte, okulda, hatta üniversitede iktidar, bilimde, medyada, sanatta, hatta edebiyatta iktidar, evde, ailede, sevgide, hatta yatakta iktidar, hep iktidar, her yerde, her zaman iktidar."
İktidarsız Dergisi söyleşisinden
                                             &
İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle. 
Dostça kalın.