Fuat Bulut - ÖZEL
Güneydoğu Ekspres- Diyarbakır’ın Bismil İlçesi’ne bağlı Kurudeğirmen Köyü’nde doğan 43 yaşındaki başarılı iş insanı İrfan Şimşek’in hayat hikayesi, parmak ısırtan türden. Büyük hayaller ve büyük azimlerle muavinlikten, garsonluğa, aşçılıktan, tekstil ustalığına uzanan başarılı iş yaşamının her kademesinde cesur adımlar atan Şimşek, yıllar önce otobüs bileti keserken ayrıldığı memleketine verdiği vefa borcunu, yatırım ve istihdam sağlayarak yerine getirdi.
Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde 3 bin 700 metrekarelik bir alana fabrika kuran İrfan Şimşek, 300 kişiyi istihdam ediyor. Günlük 3 bin adet pantolon üretimi yapılan fabrikada, dünyanın en büyük moda dağıtım gruplarından biri olan İnditeks’e ait ünlü markaların pantolonları dikiliyor. Bunlar arasında İspanya’nın Massimo Dutti, Fransa’nın Jules, İtalya’nın Guteress ve Zara yer alıyor.
Kapasiteyi genişletme kararı alan İrfan Şimşek, mevcut fabrikasının yanına 3 bin 300 metrekarelik yeni bir yer daha kurma kararı aldı. İnşaatı devam edilen yeni fabrikada 150 kişinin daha istihdam edileceğini ifade eden Şimşek, aynı yerde yerel markası olan Assertivo’nun Fabrika Satış Mağazası’nı önceki gün açtı. Mağazada, tamamen kendi üretimi olan ve şimdilik sadece erkek üst grubuna hitap eden pantolon, gömlek ve tişört satışı doğrudan yurttaşa yapılıyor. Kumaş ve işçilikte hayli iddialı olan işletme, reyonlarında Blu Way marka ürünlerini de beğeniye sunuyor.
PARMAK ISIRTAN BİR HAYAT HİKAYESİ…
Diyarbakır’da tekstilin hammaddesi olan pamuğun anavatanı olan Bismil’in Kurudeğirmen Köyü’nden çalışmak için henüz çocuk yaştayken ayrılan İrfan Şimşek, hayat hikayesini, iş yaşamını ve memleketine dönüş kararını gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e şöyle anlattı:
“10 yaşında iken amcamlarla birlikte ortak işletilen köy ve Diyarbakır arasında yolcu taşımacılığı yapılan minibüste muavin olarak iş yaşamıma başladım. O dönem köylünün hali vakti yerindeydi. Süt, peynir, yoğurt tarzı ürünlerini bana teslim eder, şehirde satıp ihtiyaçlarını karşılayıp dönerdim. Tarım arazilerinde pamuk ekimi vardı. Varlıklı bir yaşam devam ederken, bir anda köyler boşaltıldı. Şehirde iş yoktu, çaresizdik. İki kuzenimle karar verip, otobüsle İstanbul’un yolunu tuttuk. Bir esnaf lokantasında bulaşıkçı olarak işe başladım. 20 gün dayanabildim. Köy yaşamından İstanbul gibi bir metropol kente uyum sağlamak zordu. Yapamadım ama çalışmak zorundaydım aynı zamanda. İşi bıraktığım lokantaya babamın desteğiyle 14 yaşında iken ortak oldum. 2 yıl devam etti, yapamadım. Sultanahmet’te bu kez garson ve aşçı olarak işe başladım. 7 yıl devam etti. Askerlikten sonra yine aynı sektörde devam ettim. Çok varlıklı bir aileden olan patron işçilerin maaşını geciktirince üzerimdeki garson kıyafetini çöp sepetine atıp, bir daha bu işi yapmadım. İşçilerin, emekçilerin hakkı benim en hassas olduğum noktadır.”
ESNAF LOKANTASINDAN TEKSTİL SEKTÖRÜNE…
Aldığı bu karar sonrası tekstilde şansını deneyen İrfan Şimşek, bu kez 2005’teki ekonomik krize yenik düştü. Fason üretimi yaptığı 80 metrekarelik bodrum katındaki işyerini kapatan İrfan Şimşek, elinde kalan tek sermayesi olan 7 makineyi satmadı. Bir gün şans yüzüne güldü ve Rodi Jeans’ın bir yöneticisi kendisine iş teklif edince sektörde büyüme basamaklarına da tırmanmaya başladı İrfan Şimşek. İlk siparişi 7 bin adet kargo pantolonunu kapriye çevirmek oldu. Daha sonra işler büyüdü. Yaşamın her alanında arkasında duran babası ve üç kardeşi ile başladığı atölye, 80 metrekareden 150 metreye, istihdam sayısı 25’e yükseldi. Rodi Jeans’ın dışında Oxo firması, Akın Tekstil sonraki müşterileri oldu.
MEMLEKETE AHDE VEFA DÖNÜŞÜ
Firmalara sağladığı güven gelişince İrfan Şimşek’in aklına 1990’lı yıllarda memleketinden ayrılırken verdiği söz geldi. Ani bir kararla Diyarbakır’a taşıdı fabrikasını. 2008’de Urfa Yolu üzerinde 2 bin 400 metrekarelik bir alanda 100 kişiyle fason işine devam eden İrfan Şimşek, 2022’de bu kez Tekstilkent’in kurulmasıyla buraya taşındı.
Türkiye’de ISO, Avrupa tekstilinde geçerlilik belgeleri olan RCS ve OCS’yi alan Şimşek, aile şirketinde İspanya, İtalya, Fransa gibi ülkelerin en ünlü pantolon markalarını dikiyor.
Şimşek’in bir diğer hayali ise kendi geliştirdiği Assertivo markasını yerele ve dünyaya kabul ettirmek. Kumaş kalitesi ve işçiliği ile pantolon, gömlek ve tişört üreten firma, Diyarbakır’da ilk Fabrika Satış Mağazası’nı açtı. İkinci hedef ise aynı mağazanın benzerini Hollanda’da açmak. Mağazada kendi markası olan Blu Way’ın da ürünlerini reyona koyan Şimşek, Diyarbakır ve bölge halkına “Markalarınıza sahip çıkın” çağrısı yapıyor.
“HERKES DOĞDUĞU TOPRAKLARDA DOYMALI”
Sıfır sermaye ile başlayıp 100 milyon doları aşan bir yatırımla Diyarbakır’a dönüş yapan İrfan Şimşek’in son sözleri ise şöyle:
“Yaşamım boyunca kimseye hayat satmadım. Belki de yaşadıklarımızdan kaynaklı hep azmettim, pes etmedim. Güvene ve emeğe çok değer verdim. Fason üretime ayırdığım zamanı artık kendi markalarımı geliştirmeye ayıracağım. Memleketime daha çok yatırım yapıp daha çok istihdama katkı sunacağım. Çünkü, zorunlu göçte İstanbul sokaklarında yaşadıklarımız hayli zordu. Kürt olduğumuz için evini kiraya vermeyenlerden, evimize misafir geldiğinde ‘gelenler kimdir’ diye soran ev sahiplerine de denk geldik. Herkes doğduğu topraklarda doymalı; kimse iş için başka şehirlere gitmek zorunda kalmamalı. Sizler aracılığıyla bugüne kadar gelmemde katkıları olan tüm firmalara, özellikle de Uğur ve İtimat Makine’ye teşekkür etmek istiyorum.”