Afet sonrası yapılan ilk yardımların bilinçsiz olması durumunda “insanların sağ kalımına zarar verebiliyoruz” diyerek eğitimin şart olduğunu vurgulayan Öğr. Gör. Seda Aşçı, “Deprem kuşağı bir ülkede yaşıyoruz. Her zaman hazırlıklı olmak adına ilkokuldan itibaren ilk yardım eğitimi zorunlu olmalı” dedi.
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremden sonra özellikle bölgede bulunun ve alana intikal eden tüm vatandaşlar arama kurtarma çalışmaları için seferber oldu. Herkesin elinden geleni yapmaya çalıştığı fakat bazen yardımseverliğin bilinçsiz olması durumunda “zararlı” olabileceği konusunda uyarılarda bulunan Esenyurt Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’ndan Öğr. Gör. Seda Aşçı, “Bu durumun önüne geçebilmek adına özellikle deprem kuşağında olan ülkemizde yaşayan herkesin her zaman ilk yardım eğitiminin olması gerekiyor” dedi. Aşçı aynı zamanda bu eğitiminin ilkokuldan itibaren zorunlu olması gerektiğinin de altını çizdi.
“Afetleri engelleyemeyiz ama yıkıcı etkilerini en aza indirmek mümkün” diyerek sözlerine başlayan Öğr. Gör. Seda Aşçı, “Afetlerle yüz yüze yaşamak durumundayız ve buna yönelik afet sonucunda oluşabilecek yıkıcı etkileri en aza indirmek insanlığın yapabileceği en önemli şeylerden bir tanesi. Bu anlamda yapılması gereken birçok şey vardır. Afet yönetimi dediğimiz kavram da burada ortaya çıkmaktadır. Afet yönetimi kavramının içinde bir de kriz yönetimi vardır ve kriz yönetiminin bir halkası olarak da arama kurtarma çalışmaları yer alır. Bizler sağlık çalışanları olarak genelde stres altında olduğumuz için kriz anlarında ve afetlerde de enkaz altında çıkarılan bireyler için çok çabuk organize olabilen, müdahale edebilen meslek grubuyuz. Fakat tabi ki de sağlık çalışanları her an her yerde anında bulunamayabilir ve evet özellikle depremde ‘zaman’ enkaz altından çıkarılacak bireyler için çok önemlidir. Yalnız aceleci davranmak bazen hatalara sebebiyet verebiliyor” dedi.
İlk yardım bilincine sahip olmadan yapılan müdahalelerin zarar verebileceğini de aktaran Seda Aşçı açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Afet denilince aklımıza gelecek ilk şeylerden biri depremdir. Bölgesel olarak sel heyelan gibi afetleri de düşünebiliriz ama genel olarak en yıkıcı etkiye sahip olan depremdir. Ayrıca biz deprem kuşağında olan bir ülkeyiz. Yardımsever bir toplumuz ve birçok deprem sahnesinde de buna şahit olduk. Duygusal ve yardımseverliğimizden ötürü bazen insanların sağ kalımına zarar verebiliyoruz. Bu yüzden biraz daha bilinçli hareket etmek gerekiyor. Ülkemizde insanların ilk yardım konusunda daha çok bilinçlenmesi gerekiyor. Örneğin biz enkaz altından çıkan bir kişiye aç ve susuz diye herhangi bir şey yedirip içiremeyiz ya da enkaz altından bireyi çıkarırken vücut ekseninde kollarının altından çekerek çıkarılması gerekiyor. Sert bir zemine yatırıp kesinlikle boyunluk takılması lazım. Çünkü eğer depremzedeye o esnada boyunluk takmazsanız bazı yaralanmalara ve sağ ve sağlıklı olabilecek bir bireyi hayatı boyunca engelli bir birey olarak yaşamasına sebep olabiliriz.”
Kişilerin her türlü zorlu durumda kendileri ve sevdikleri için ilk yardım eğitimine sahip olması gerektiğini söyleyen Aşçı son olarak, “Afetlerle yaşadığı bilincinde olan ve bu kadar yardımsever bir millet olarak, daha koordineli, zamanı daha verimli kullanarak sağ kalımı daha çok arttırabileceğimiz bu eğitimlere süreklilik arz ederek devam edilmesi gerekiyor. Aslında üniversite eğitimi ve sağlık sektörü olarak baktığımızda afet yönetimi ve ilk yardım konularında eğitimler veriliyor. Ama bunun dışında zorunlu değil. İlk yardım eğitimi zorunlu olmalı hatta ilkokuldan itibaren zorunlu olmalı. İlk yardım bilseniz bile yapabilecekleriniz sınırlı fakat bir doktor muayenesine kadar yaptığınız her müdahale sağ kalımı arttıracak bir müdahaledir. Bir yakınınızı enkaz altında gördüğünüzde o anki can havli ve duygusal durumdan dolayı müdahale ederek çıkarmak isteriz. Fakat bunu bilinçli olarak yaptığımızda herhangi bir sakatlığa mahal vermeden yapabiliriz. Aynı şekilde bilinçsiz olarak yaptığımızda belki sağ olarak çıkarırız fakat sonucunda bazı hatalara sebebiyet verebiliriz. Bu yüzden her zaman her koşulda eğitim çok önemli bir kavram ve buna ulaşmak çok zor değil aslında. Bizim yaşadığımız depremde de yaşadığımız problem de buydu. Eğitimli kişi sayımız azdı. Maalesef afet olan bir ülkede yaşadığımız için insan, anne, baba, kardeş, arkadaş, eş olarak her an başımıza gelebilecek bu durum karşısında bu eğitimleri almamız gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı. (İHA)