İbrahim İnanç YILDIZ/Özel
Güneydoğu Ekspres- Fotoğrafçı Fettullah Çelik'in yönetmenliği üstlendiği Hasankeyf ile ilgili "Herkes Toprağa Gömülür, Ben Suya" belgeselinin İşçi Filmleri Festivali kapsamında Diyarbakır’da gösterimi yapıldı. Kurgusu Ümit Kıvanç tarafından yapılan 71 dakikalık belgesel, Adı Veysel Eroğlu olarak değiştirilen Ilısu Barajı'nın sular altında bıraktığı 199 yerleşimini konu alıyor. Gösterim sonunda belgesel üzerine Çelik, bir söyleşi gerçekleştirdi.
“BUNU ARŞİVLEMEM GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNDÜM”
Hobi olarak fotoğraf çektiğini söyleyen Çelik, böyle bir belgesel çekme fikrinin olmadığını belirterek, “Sosyal medyada Hasankeyf’in sular altında kalacağını gördüm. Sürekli Hasankeyf’e gidip geldim. Burada 199 yerleşim yerinin sular kalacağını öğrendim. Sonra her köyün 1 kaç kare fotoğrafını ve biraz da videosunu çektim. Hasankeyf’e gittiğimde nefes alamıyordum. Alana girdiğim zaman gözümüzün önünden bir şeylerin kaybolduğunu fark ettim, alana kimsenin girmediğini, bunu arşivlemem gerektiğini düşündüm. Tabi bir belgesel deneyimim yoktu. Sonradan zamanla çekmeye başladım. Bu belgeselde kurmaca yok. Tamamen gezdiğim alanlarda gördüklerimi kayıt altına almaya çalıştım. Röportajlarla bir belgesel ortaya çıktı” dedi.
“BÜTÜN CANLILARIN YAŞAM ALANI YOK EDİLDİ”
Sadece insanların değil bütün canlılarının yaşam alanının yok edildiğini dile getiren Çelik, “Hasankeyf yalnız bırakıldı. Bu belgesel sadece Hasankeyf’in değil Dicle Vadisinin bitişinin belgeselidir. Dicle Vadisi üzerinde sadece 20 km’lik bir alan kaldı. Burada da Cizre barajı yapılıyor. Dicle Nehri üzerinde baraj yapılacak bir alan kalmadı. Bu belgeselin ve bu arşivin 100 yıllar sonra ne kadar kıymetli olduğu anlaşılacak. Ben bilinçli bir şekilde girmedim, sular öyle hızlı yükseliyordu ki karşıya geçene kadar köprü sular altında kalıyordu. Bu çalışma 4 yıl süren bir çalışmaydı. 7-8 saatlik bir görüntü var, 100 binlerce fotoğraf var. Bununla 70 dakikalık bir belgesel yaptık. Dizi yapılabilecek bir şey var. Devam ediyorum, çünkü yaşam, hayat devam ediyor” dedi.
“BU BELGESEL GELECEK NESİL İÇİN BİR VERİ OLACAK”
Söz alan Hasankeyf Yaşatma Girişimi Sözcüsü Rıdvan Ayhan ise, “Hasankeyf’te doğdum, orada büyüdüm. Hayatım aşağı yukarı tarihle yoğunlaştı. Ondan dolayı 30 yıldır buranın mücadelesini sürdürdüm. Başta birey olarak sürdürüyordum. Sonra kurum olarak sürdürmeye çalıştık ama beceremedik. Bütün dünyaya anlatabildik ama kendimize anlatamadık. O yüzden bu yaşantı içerisinde yaşamımızı sürdürmeye çalıştık. Mutlaka gelecek nesillere aktarılacak bir nesil yaratmamız gerekiyor. Örneğin bu belgesel yapıldıktan sonra en azından gelecek nesil için bir veri olacak” dedi.
“BİR DAHA DEVASA TAHRİBATLARIN YAŞATILMAMASI İÇİN MÜCADELE ETMELİYİZ”
Hasankeyf için kendilerine “biz size tarihi taşıdık, daha ne istiyorsunuz” denildiğini ifade eden Ayhan, “Düşünün Mısır Piramitlerini getirin Hasankeyf’e koyun, olur mu? Mısır Piramitlerinin kendi yerinde hikayesi var, başka bir yere taşırsanız aynı anlamı taşır mı? Hasankeyf’te aynı. Bir iki sembolik taşı taşıyorlar, sonra size ‘Hasankeyf’i taşıdık’ diyorlar. Ama hikayesini ne yapacaksın. Hikayesini taşıyamazsın ki. 199 yerleşim yeri sular altında kaldı. 90 ile 100 bin arasında insan orada yer değiştirdi. Bu yer değiştirmeler sonucunda depresyonlar çıktı. Hasankeyf’te artık yaşlılarımız ölmeye başladı. Bütün canlılar yerlerinin değişmesi sonucu bundan etkilenirler. Hasankeyf ekonomik, sosyal, kültürel, psikolojik olarak çöktü. Hiçbir şeyi kalmadı. İşte baraj böyle bir şeydir. Bu devasa tahribatın bir daha başka yerde yaratılmaması için hepimiz bu konuda duyarlı olmalıyız ve mücadele etmeliyiz. Çünkü Hasankeyf insanlığın geleceğiydi. Geçmişi olmayan bir insanın geleceği de olmaz. Biz geçmişimize sahip çıkarsak, geleceğimizi de sahip çıkabiliriz” dedi.
HASANKEYF’TE NE OLDU?
1954 yılından bu yana Dicle nehri üzerinde yapımı tartışılan Ilısu Barajı tamamlandı ve geçtiğimiz yıllarda su tuttu adı ise Veysel Eroğlu Barajı olarak değiştirildi. Barajla beraber aralarında 12 bin yıllık geçmişi olan Hasankeyf’in olduğu 199 yerleşim yeri sular altında kaldı. On binlerce insan yerini değiştirmek zorunda kaldı. İnsan tarihi için önemli arkeolojik alanlar içerisinde yer alan Hasankeyf’in sular altında kalması dünyada ciddi yankı bulsa da engellemedi. Hasankeyf kalesi ve etrafındaki mağaraların insanların ziyaretine kapatıldı. İş makineleriyle girilen alanda doğal mağaralar dinamitlerle yıkılarak beton dolgu yapıldı. Hasankeyf’te sadece bazı tarihi yapılar yeni inşa edilen kent alanına taşındı.