HABER - Mehmet Mücahit CEYLAN
CHP Diyarbakır eski Milletvekili Mesut Değer, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan ve HDP heyetinin İmralı görüşmesiyle devam eden yeni çözüm süreciyle ilgili “Çözüm Sürecinde Türkiye: 2025” başlığıyla bir yazı kaleme aldı.
Yeni sürecin doğru ilerleyebilmesi için eski çözüm sürecinin nasıl başladığını ve baltalanma sürecini hatırlatan Mesut Değer, o süreçle ilgili kronolojiyi şöyle ifade ederek yeni süreçle ilgili maddeleri sıraladı:
“2013-2014-2015 yılındaki çözüm sürecini yüksek sesle düşünecek olursak:
1. Öncelikle 11 Mart 2009 yılında Kürt Sorunu ile ilgili “çok iyi şeyler” olacağı açıklandı.
2. Ardından 15 Temmuz 2014 olaylarının sonrasında “Terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine dair kanun” yasalaştı.
3. 19 Ekim 2009’da Habur’da çadır mahkemesi kuruldu. 34 PKK üyesi Türkiye’ye gelerek Habur Kapsı’nda yargılama sonucu serbest bırakılmıştır.
4. 28 Aralık 2012’de Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan Abdullah Öcalan ile görüşmeler yaptığını açıkladı.
5. 21 Mart 2013’de Öcalan’ın mektubu Diyarbakır’daki Nevruz’da Türkçe ve Kürtçe okundu.
6. 25 Nisan 2013 PKK bütün silahlı güçlerini Türkiye topraklarından Kuzey Irak’ a çekileceğini açıkladı.
7. 4 Nisan 2013’de Akil İnsanlar Heyeti oluşturuldu.
8. 20 Ekim 2014’de Peşmergenin Kobani’ye geçişinde Irak’tan Türkiye üzerinden Suriye’ye geçişi sağlandı.
9. TRT 6 gibi bir çok kültür sanat alanında yapılan yasal değişikler, Dolmabahçe toplantısı ve Şiwan Perver ve Mesud Barzani Diyarbakır buluşması gibi.
10. Suriye’deki DAEŞ’e savaşan Kürtlerin tedavileri sınırda yapılması ve yardım edilmesi gibi bir çok alanlarda adımların atıldığı hatırlatmakta fayda var.
ÇÖZÜM SÜRECİNİN BALTALANMASI
Ancak Çözüm Sürecinin baltalanmasını da hatırlayalım.
1. 22 Temmuz 2015 Şanlıurfa Ceylanpınar ilçesinde iki polisin şehit edilmesi.
2. Selahattin Demirtaş’ın “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız.” HDP Grubununun en kısa konuşması 17 Mart 2015’de yapıldı.
3. 26 Aralık 2015’de Sırrı Süreyya Önder’in “kaçak çay içer gidersiniz.” Söylemi.
4. 6-8 Ekim Kobani Olayları için sokak protestosu çağrısı yapıldı.
5. Bölgede Hendek Olayları
6. 11 Ağustos 2015’de çözüm süreci şu anda buzdolabında açıklaması ile süreç noktalandı. Selahattin Demirtaş’ın “seni başkan yaptırmayacağız.” Cümlesi Kürt Hareketinde en çok konuşulan konu olarak gündemde yerini aldı. Diğer çok konuşulan konu ise; Dönemin Başbakanı Davutoğlu çözüm sürecinde HDP’ye gideceğini açıklamıştı.
HDP’nin burda yapması gereken Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı Partisine kabul etmek, Kürt sorunu ile ilgili bilgileri, belgeleri paylaşarak sürece katkı sağlayacağını canlı yayında açıklayacaktı.
Ve ne yapıldı. “Bir kaçak çay içer gidersiniz” açıklaması sonrasında Başbakan HDP randevusunu iptal etti. 2013-2015 yılları arasında CHP’den süreci destekleyen tek kişi Mesut Değer’dir. Süreci desteklememin yanında “bu süreç ileride bozulabilir. Bu nedenle mutlaka yasal olarak korunmalıdır” açıklamasını yapan tek kişiydim.
“KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ 85 MİLYON VATANDAŞIMIZI İLGİLENDİRİYOR”
CHP ve MHP eş zamanlı karşı çıkıyordu. Özellikle CHP’ye geçen TR 705 kod adlı kişinin insan hakları, barış, demokrasi, kardeşlik, özgürlük konuşmalarından eser yoktu.
2024-2025 yılındaki bu süreci destekleyen bir avuç kişiden biri olarak her zaman şunu söylerim. Kürt Sorunu’nun çözümünde öteye 783.000m2 toprağımızı, 85 milyon vatandaşımızı ilgilendiren bir sorundur.
2024-2025 sürecine dönelim. Önceki 3 yazımda süreci anlatmaya çalıştım.”
SÜRECİN DOĞRU İLERLEMESİ İÇİN 13 MADDE
“Şimdi de sürecin doğru ilerlemesi için önerilerim olacaktır:
1. Çözüm süreci bu 3 kişilik heyet üzerinden yürümez. Bu sürecin gerçekçi zeminde oluşturulmasına katkıları olamaz. Mutlaka bu süreç her iki tarafın da üst akıl tarafından şekillendirilmedir. Bu heyet; siyasetin içinden seçilmiştir. Bu ilk açıkalamadır ama sonrasında daha farklı bir yol izlenecektir. Bu katılan aktörler bir anlamda misafir aktörlerdir. Sürecin bu kişiler ile yürütülemeyeceği düşüncesi hasıldır.
2. Çözüm süreci çok komplike meselelerin dikkatle ortak kabulünü gerektirir. Titizlikle bir yol haritası belirlenmelidir.
3. Bunun için Kürt tarafından Barış Müzakeresi Öcalan’ın daha rahat çalışma ortamına taşınması gerekir.
4. DEM’in şimdilik oluşturduğu heyet bir iyi niyet heyetidir. Kuşkusuz bu tarihsel mesele çok farklı ve karmaşık haliyle yeni bir anlaşmayla çözülür.
5. Gerek Anayasal ve gerekse de toplumsal kabul şartıyla çözüme sunulmalıdır.
6. Kürtlerin Anayasal olarak ikna edilmeleri şarttır. Yeni bir Anayasa ve yeni bir toplumsal mutabakat için Kürtler asli unsur olduklarını bilmelidirler.
7. Siyasal iktidar, hükümet kartlarını açmalıdır.
8. Öcalan’ın Suriye ile ilgili bir açıklama yapmasını beklemiyorum. Beklenmemelidir.
9. Öcalan’ın İmralı’dan yapacağı basın açıklaması ile PKK silah bırakacağını zannetmiyorum. Ancak açıklama ile etkili olur. Öcalan daha fazla hareket etme olanağı oluşturulması, İmralı’dan başka yere transfer edilmesi, ev hapsine geçişi, ziyaret yasağının kalkması halinde etkili olur düşüncesindeyim.
10. Önemli olan Öcalan üzerindeki tecritin kalkması daha çok sürece müdahil olması çözüm sürecinin lehinedir.
11. Süreç şekillendirilsin ki sağlam zemine otursun.
12. Çözüm sürecini bozmak isteyen eğilimler ve taraflar diyalogla ikna edilmelidir.
13. Sayın Devlet Bahçeli’nin çağrısının Türkiye’yi ve toprak bütünlüğünü koruma adına çok önemli bir girişim olduğu düşüncesindeyim. Bu çağrının arkasında durmak gerektiğini ve tüm kesimlerin de sürece katkı sunması gerektiğini düşünüyorum.”