CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama” ve “5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 216. Maddesinde düzenlenmiş olan “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama” suçlarından başlattığı soruşturmaya tepki gösterdi.

Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Tanrıkulu, şu ifadeleri kullandı:

“Ankara CBS hakkımda soruşturma başlatıldığını kamuoyuna duyurmuş. İki husus var; birinci olarak AKP'nin kuruluşundan önce gerçekleşmiş ve insanlığa karşı suç olduğu AİHM kararlarıyla sabit olan ‘Kürtlere karşı’ bu ağır ihlalleri AKP milletvekillerinin ve yöneticilerinin kurumsal olarak linç kampanyası başlatmaları ve Devlette devamlılık esastır prensibi üzerinden bunu sahiplenmeleri AKP'nin derin devletin yeni sahibi olduğunun bir kez daha itirafıdır. İkinci olarak; Çetelerin, uyuşturucu kaçakçılarının, rantçıların peşine düşmesi gereken Ankara CBS'nın bir tatil günü hakkımda soruşturma başlatması ve kamuoyuna duyurması da gözardı edilmemesi gereken bir uygulamadır.

Geçmişteki hakikatler, şimdiki siyasi pozisyonlarınıza göre eğilip bükülemez, değiştirilemez. Aşağıda AİHM'in Türkiye'yi mahkum ettiği iki davadaki kararlarından kısa alıntılar aktarıyorum. İlkinde Ekim 1993 tarihinde Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı bir köyde 11 köylünün nasıl kaybettirildiğine ilişkin karar var. Devlet bu köylülerin helikopterle götürüldükten sonra kaybettirildiğini inkâr etmiş. Oysa kaybedilen 11 kişinin yakınları, akrabalarının helikoptere bindirildiğine tanıklar. Köylüler zorla kaybettirildi.

İkinci dava Şırnak'ın Kuşkonar ve Koçağıllı köylerinin savaş uçaklarıyla bombalanması ve 33 köylünün öldürülmesine ilişkin AİHM kararı. Bunlar benim yargılarım değil, AİHM kararları. Şu an beni linç etmeye kalkan zihniyet, on yıl sonra Roboski'de bir katliam olduğunu söyleyenleri de linç edecek. Ama hakikatler siz linç ettiğinizde de ortadan kalkmaz.

Av. Dr. Sezgin Tanrıkulu

CHP Diyarbakır Milletvekili”