Fuat Bulut - Özel

Adıyamanlı Kürt siyasetçi Mehmet Ali Tüy, HEP’in kuruluş sürecinde yer aldı daha sonra CHP’de siyasete devam eden isimlerden biri. İstanbul’da Şişli ve Beşiktaş Belediyeleri’nde yıllarca başkan yardımcılığı görevlerinde bulunan Tüy, 2019 yerel seçimlerinde CHP’den İBB Meclis Üyeliği’ne seçildi.

Mehmet Ali Tüy, en sona İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yaptığı konuşma ile CHP’de şok etkisi yarattı. İBB Ocak Ayı Meclis Toplantısı’nın üçüncü birleşimi Zeynel Abidin Okul başkanlığında yapıldı. İBB Meclisi’nde yapılan toplantıda Tüy, gündem dışı söz aldı. Tüy, İmamoğlu’nun Belediye Başkanlığı döneminde İmamoğlu’na karşı çıkarak Şişli’de bir otelin satışına ret verdiği partide hedef haline geldiğini ifade etti.

AK PARTİLİ İSİMLERİ ÖVDÜ ALKIŞ ALDI

Mehmet Ali Tüy, depremde Adıyaman’da gösterdiği başarılardan ötürü Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun ile Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu'yu tebrik etti. Meclis Üyesi Tüy’ün AK Partili Belediye Başkanlarını tebrik etmesinden sonra AK Partili Meclis üyeleri, Tüy’e alkışlarla destek verirken, CHP’li Meclis üyelerinden de tepki gördü.

CHP’den ihracı istenen Beşiktaş Meclis Üyesi Mehmet Ali Tüy, “Ben yanılmıyorsam 2022’nin Nisan ayında gündemi gördüm ve o gün ki grup vekilimiz Doğan Subaşı'na, ben buna her ne kadar da tüm grup başkanları oy birliğiyle karar almış olsalar da Swissotel’in coğrafik olarak Beşiktaş'ta. Ben Beşiktaş'ta 6 yıl başkan yardımcılığı yaptım. Şu an da oranın meclis üyesiyim. ‘Bu otelin satışında kamu yararı görmüyorum, kamu zararı görüyorum. Kamu yararı olduğuna dair ikna edilirse vazgeçerim, ret vermem. Ama ben kamu yararı görmediğim için ret vereceğim’ dedim. Ve sanıyorum meclis başkanım da hatırlar. 15 dakika sonra gündem çekildi. Mayıs ayına getirildi, komisyona havale edildi. Haziran ayına geldi. Özgür Öz arkadaşım bana destek verdi. Hatta destek verirken de bir espri yaptım. Dedim ki ‘Özgür sen çok gençsin, siyasi ikbalin var. Ben siyasi ikbalimi de ayaklar altına alarak, özelinde Beşiktaş'ın genelinde de İstanbul'un tek taş pırlanta olan bu yerin satılmasına karşı çıkacağım. Başarılı olabilirim ya da olamam.’ Sonuçta yüce adalet, yargı, istinafı da buna dahil, bizi haklı buldu. Burada da sevgili grup başkan vekilime şunu söylemek istiyorum. ‘Haklılığımızı yargı tescil etti. Sizlerin de tescil edilmesini istiyorum’. Çünkü halen disiplinde ihraç dosyamız beklemektedir” şeklinde konuştu.

“ERDOĞAN KÜRTLERE SAMİMİ YAKLAŞTI”

Meclis üyesi Mehmet Ali Tüy, “Adıyaman depreminde kendileri burada yoklar. Hemşerisi olmaktan gurur duyduğum Tevfik Göksu, Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun, Adıyaman'daki her noktaya ama her noktaya zamanında yetişmiş. Her türlü ihtiyaçlarını karşılamış bir Adıyamanlı olarak bunu gözlemlediğim için değerli hemşerim Abdurrahman Dursun’a ve Tevfik Göksu’ya teşekkür ederken tabii sayın başkan beni sıkıştırdı. Bir cümleyi unuttum. Yine alkışlayacaklar ama Türkiye'nin yüz yıllık siyasi tarihinde Kürt sorununa, ilk defa kabul edin ya da etmeyin ben öyle düşünüyorum. Başarılı olamadı. Sayın Tayyip Erdoğan ve partisi olmuştur. Kürtlere samimi olarak yaklaştı ama başarılı olamadı” dedi.

CHP GRUBU KARŞI ÇIKTI

Mehmet Ali Tüy’ün CHP grubuna haber vermeden konuşma gerçekleştirdiğini söyleyerek tepki gösteren CHP Grup Sözcüsü Mesut Kösedağı, “Gruplar meclis öncesinde, grup başkan vekilleri ve grup yönetimleri konuşur. İşte meclisi bugün nasıl yürüteceğiz diye biliyorsunuz bir karar alır. Bunu 5 yıldır yapıyorsunuz, 5 yıldır meclis başkanısınız. İlk defa bugün böyle bir şey gördük. Önce söylediniz ki bugün yazılı önerge ve gündem dışı konuşma yok. Gündeme geçmeden önce de Mehmet Ali Bey'e söz verdiniz. Mehmet Ali Bey tabii ki Cumhuriyet Halk Partisi'nin meclis üyesidir ama bugünkü konuştuğu ve konuşma yöntemi grubumuzla ilgili değildir, grubumuzun bilgisi dahilinde değildir, grubumuzun izni dahilinde değildir. Gündem dışı konuşma talebi bizden size gelmemiştir. Bu konuşmayı siz kendi inisiyatifinize verdiniz. Meclis başkanısınız bu sizin hakkınızdır. Ama şu bilinsin ki kamuoyu tarafından Mehmet Ali Bey'in konuşmaları grubumuzu, partimiz değil, şahsını bağlar” diye konuştu.

KÜRT RAPORU’NU KILIÇDAROĞLU’NA VERMİŞTİ

Mehmet Ali Tüy, 2015’te dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun talebi üzerine “Kürt seçmen CHP'ye neden Küs?” başlıklı 6 sayfalık bir rapor hazırladı. Kılıçdaroğlu'na teslim edilen raporda, Doğu ve Güneydoğu'nun 12 Eylül öncesinde CHP'nin kalesi konumunda olduğu belirtildi.

1984 yılında PKK'nın silahlı eylemlere başlaması ise Kürt siyasetinde yeni bir dönemin kapısını araladığı, Kürt siyasetçilerin adresinin CHP geleneğinden gelen SHP olduğu belirtilen raporda "SHP, Milletvekili Genel Seçimlerinde Kürt siyasetçileri aday gösterince, Kürtlerden oy almayı sürdürdü. Ancak, SHP listelerinden seçilen Kürt milletvekillerinin Fransa'da düzenlenen 'Kürt Konferansı'na katılmaları Kürtleri ve solu yol ayırımına getirdi. İşte Kürt seçmenin CHP siyasetinden ilk kopuşu da burada başladı. SHP, 7 milletvekilinin partiden ihraç edilmesiyle bölgede kan kaybetmeye başladı. 1990'ların başında yeniden açılan CHP de, Kürtlerin ilgisini çekemedi" denildi.

“KÜRT SEÇMEN NEDEN KÜS?”

Raporda, Kürt seçmendeki algıya bakılınca CHP'ye oy verilmemesinin nedenleri şöyle sıralandı:

* Bölge seçmeni, Türkiye'nin can alıcı ve en önemli sorununun Kürt meselesi olduğuna inanıyor. Genel olarak CHP'nin bu süreçteki tutumunu doğru bulmuyor.

* Kürt seçmene göre CHP'nin ulusalcı kanadı, parti içinde çok baskın ve partinin hala devletin resmi partisi olduğunu ifade etmesini kendilerinin dışlanması olarak algılıyor.

* SHP'den ihraç olayı ve Tansu Çiller dönemindeki iktidar ortaklığında faili meçhul cinayetler, köy yakmalar, gözaltında kayıplar vb. olaylarla ilgili CHP'den ciddi bir özeleştiri bekleniyor.

* Kürt seçmen, Kürtlerde ciddi bir kırılma yaratan Uludere olayı ile ilgili CHP'nin ciddi bir muhalefet yapmadığı düşüncesinde.

* AKP ve BDP'ye oy veren muhafazakar Kürt seçmen, laiklik söylemiyle CHP'nin dindarlara ayrımcılık yapacağı ve iktidara geldiğinde devlet kurumlarını bu kesimlere kapatacağı düşüncesinde.

* BDP'ye oy veren Kürt seçmen, CHP'nin dış politikasını doğru ve yeterli bulmuyor. CHP'nin Suriye meselesinde veya Maliki sorununda olduğu gibi Şiilere yönelik baskıları dile getirirken, diğer İslam coğrafyasında veya Avrupa'da Sünnilere ve diğer halklara yönelik baskılara yeterince değinilmemesini eksiklik olarak değerlendiriyor.

* Seçmen özellikle CHP'yi, 'Ankara partisi' olarak algılıyor bölgede. Halkın içinde yeterince yer alınmadığına inanıyor.

Raporda, bölge seçmenin nasıl kazanılacağı ile ilgili öneriler ise şöyle hazırlandı:

* 1989 Kürt Raporu daha da genişletilerek bir Demokrasi Paketi olarak kamuoyuna sunulmalıdır.

* CHP bu raporla birlikte toplumda ötekileştirilen mağdurlara (Alevi, Kürt, Ermeni, Süryani ve gerçek dindarlara) yönelik kapsamlı bir özeleştiri partiye güç katar.

* CHP, Kürt sorununun çözümü noktasında parti içerisinde sesleri çoğaltmalı. Muhafazakâr/demokrat Kürtleri yanına çekebilmeli, onların görüşlerinden yararlanmalı.

* Kürt sorunu ile ilgili oluşturulacak bir çalışma grubu bölgedeki STK, kanaat önderleri ve din alimleri ile görüşmeli.

* Genel veya yerel seçimlerde özellikle metropollerde (İstanbul, İzmir, Ankara) belli bir saygınlığı olan ve bölgesinde sevilen Kürt adaylar siyasette aktif konuma getirilmeli.

* Kürt seçmen anadilde eğitim hakkının tanınmasını istiyor. Bu konudaki bir çıkış CHP'ye olan ön yargıları kırabilir.

* Hükümetin Kürt sorununun sona erdirilmesini amaçlayan görüşmelerde muhatap aldığı Abdullah Öcalan, AKP ve HDP tabanında da birinci muhatap. Kürt tabana ılımlı, karşıt olmayan söylemlerle mesajlar verilmeli.

MEHMET ALİ TÜY KİMDİR?

1954 yılında Adıyaman merkeze bağlı Davuthan Köyü’nde dünyaya geldi. 1971’de henüz 17 yaşındayken devrimcilik faaliyetleri nedeniyle Adana Sıkıyönetim Komutanlığı Mahkemesi’nce tutuklandı ve 6.5 ay hapis yattı. DDKD’de başladığı Kürt siyasetine HEP’le devam etti. 1990’lı yıllarda sanatçı Fatma Girik’in Belediye Başkanı olduğu Şişli Belediyesi’nde Gelirler Müdürü olarak görev yaptı. HEP’in kurulma sürecinde parti toplantıları kendisine ait Şişli’deki işyerinde yapıldı. Toplantı müdavimleri ise Musa Anter, Yaşar Kaya, Naci Kutlay ve Tarık Ziya Ekinci’ydi. Bu nedenle şikayet üzerine gözaltına alındı ve Şişli Emniyeti’nde 8 gün sorgulandı. Serbest bırakıldıktan sonra Şişli Belediyesi’nde siyasi lince maruz kaldı ve istifa etti. Görevi bıraktıktan sonra HEP Milletvekili Mahmut Kılınç’a danışmanlık yapan Tüy, DEP kapanınca Gülay Atığ döneminde tekrar eski işine dönmek istedi. Ancak Kürt kimliği nedeniyle baskı gördü, Atığ’ın korumalarınca yaka paça dışarı atıldı. Evli ve iki çocuk babası olan Tüy, atıldığı ticaret hayatında başarılı olamayınca siyasete 2007’de Mustafa Sarıgül’ün danışmanı, Türkiye Demokrasi Hareketi’nin Doğu ve Güneydoğu Sorumluluğu görevini, 2013’te de Şişli Belediyesi’nde Başkan Yardımcılığı’nı üstlendi. Şişli Belediyesi ile Diyarbakır Sur Belediyesi arasında “Kardeş Belediye Protokolü” imzalanmasına vesile olan Tüy, BDP’li belediyelere yardımlarla da gündeme geldi. Görevde bulunduğu dönemde 10 belediyeye çocuk parkı, taziye evleri, cami ve okul tadilatlarıyla adından söz ettirdi.