DEM Parti Diyarbakır Milletvekilleri Sevilay Çelenk, Cengiz Çandar, Adalet Kaya, Ceylan Akça Cupolo, Mehmet Kamaç, Halide Türkoğlu, Berdan Öztürk ve Serhat Eren, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. 

Önergede, cinsel istismar mağduru 13 yaşındaki çocuğun ebeveynlerinin, ölüm tehditleri aldıkları yönündeki beyanlarına rağmen, çocuğa yönelik cinsel istismar faillerinin tahliye edilerek, tutuksuz yargılanmasının, mağdur çocuk ve ailesi açısından yaratacağı hayati riskler vurgulandı ve Bakanlığın bu doğrultudaki görev ve yetkisini etkin bir şekilde kullanması gerektiği hatırlatıldı.

“TAHLİYELER KAMU VİCDANINI YARALADI”

Gazetemizde yer alan haberin hatırlatıldığı önergede, cinsel istismar vakasının faillerinin, tutuklu yargılama sürecinin 8. ayında görülen ilk duruşmada adli kontrol şartıyla tahliye edilmesinin, hem kamu vicdanını derinden rahatsız ettiği hem de mağdurun can güvenliğine ilişkin ciddi bir kaygı yarattığı ifade edildi. Önergede, şu ifadeler yer aldı: 
“Şu anda 13 yaşında olan mağdur D.Ç. 7 yaşından itibaren yıllarca amcasının ve bir kuzeninin cinsel istismarına maruz kalmış ve olay yargıya intikal etmiştir. Faillerin yakın akraba çevresinden olması sadece olayın vahametini ağırlaştırmakla kalmayıp mağdur küçüğü hayati risklerle karşı karşıya bırakmaktadır. Yaşananlar Bakanlığın bu doğrultudaki görev ve yetkisini etkin bir şekilde kullanmasını gerektirmektedir.

Bahse konu olayda, çocuğa karşı birden fazla kişi tarafından gerçekleştirilmiş olan istismarın mağdur 7 yaşındayken başlamış olduğu tıbbi raporlar, mağdur küçüğün ve öğretmenlerin anlatımlarıyla desteklenmiştir. Çocuğa karşı işlenmiş olan istismarın faillerinin mağdurun akrabaları olan erkekler olduğu soruşturma safhasında teyit edilmiş ve failler tutuklanmıştır. Ancak zanlılar, kovuşturma safhasında yapılan ilk duruşmada, ağır ceza mahkemesinin üye hakiminin şerhine rağmen ve mağdur çocuğun yaşayabileceği hayati riskler nazara alınmadan tahliye edilmiştir.

Çocuğa karşı işlenen suçlarda fail veya zanlıların, mağdurun yaşadığı yere tekrar dönmesinin mağdur açısından yarattığı hayati riskler bilinmektedir. Vurgulamak gerekir ki bu durum mağdurun maddi ve manevi bütünlüğünü tehlikeye sokabileceği gibi yargılamanın hakkaniyetle yürütülememesine de neden olabilmekte, istismar suçları açısından en önemli delillerden olan beyan delilini de olası müdahalelere açık hale getirebilmektedir. Mağdur küçüğün ebeveynleri bu konuda yakın tehlike olduğunu belirtmiş ve ölüm tehditleri aldıklarını basınla paylaşmıştır.”

“DAVADAN HABERİNİZ VAR MI?”

DEM Parti Diyarbakır Milletvekilleri tarafından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a iletilen önergede şu soruların yanıtlanması istendi:

1.    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın belirtilen olay ve davadan haberi var mıdır? Bakanlık söz konusu davayı müdafi marifetiyle takip etmekte midir?

2.    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın çocuklara karşı işlenen suçlarda, müdafi vasıtasıyla takip ettiği dosyalara dahli ve etkinliği ne derecededir? Bakanlık adına müdafilik yapanların mağdurlar lehine ulaşabildikleri hukuki yarar analiz edilmekte midir? Bakanlığınızın bu yönde istatistiki bir raporu var mıdır?

3.    Çocuklara karşı işlenen ve soruşturma ya da kovuşturmaya dönüşen suçlarda, dosyaların müdafi vasıtasıyla takibi dışında, Bakanlığınızın mağdurların korunmasına yönelik politikaları nelerdir? Bahse konu olayda Bakanlık, mağdur küçüğe ve ailesine ulaşmış mıdır? Bakanlığınızın bu spesifik konuda tasarrufu ne şekilde olmuştur?

4.    Bakanlık adına görev alan müdafi, dava dosyasının içeriği, zanlıların serbest bırakılması ve mağdurun yaşayabileceği olası tehlikeler konusunda Bakanlığı bilgilendirmiş midir?”

Muhabir: Ali Çekdar KORKMA