ÖZEL HABER - Faruk BALIKÇI / Fuat BULUT

2015 yılında çözüm sürecinde kamuoyunda ‘Balıkçı’ olarak bilinen arabulucu İlhami Işık, gazetemiz Güneydoğu Ekspres’in sorularını yanıtladı. ‘Balıkçı’ mahlasının nasıl ve kim tarafından verildiğini anlatan İlhami Işık, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, DEM Partililerle tokalaşarak neden barışı telaffuz ettiğini değerlendirdi. Sosyal medya üzerinden elektrik, doğal gaz ve su faturalarını ödeyemeyen binlerce kişiye arabuluculuk da yapan Işık, fatura ödemelerinin hikâyesini de gazetemize anlattı.

İlhami Işık’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

‘İRAN-İSRAİL GERGİNLİĞİ KIRILMA YARATTI’

*Devlet Bahçeli’nin, DEM Partililerle el sıkışarak, ‘Barış’ açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İktidar ortağı, yargı ve güvenlik bürokrasisine egemen olan Devlet Bahçeli’nin kırılma anında hangi tavrı gösterebileceğini biliyorum. Her şeye rağmen anlamlı da buluyorum. Bugün devletin tüm kılcal damarlarına hakim olan bir lider açısından bana çözüm sürecini hatırlattı. Çözüm süreci de Arap baharının tersine dönmesiyle Türkiye bu kırılmanın kendi içine yansımaması adına çözüm sürecini başlattı. Şimdi de vekalet savaşları ortadan kalkarak, devletlerin savaşa girme riski var. İran’a yönelik İsrail saldırısı olursa doğal olarak İran’da bir çözülmeye neden olur. İran’daki çözülmenin, Türkiye’de bir kırılma yaratmaması adına Devlet Bahçeli’nin bu adımı atma ihtimali yüksektir. Bunun böyle olup olmadığını çok uzak olmayan bir zamanda öğreneceğiz. Ama unun işareti gibi duruyor.

Çözüm Sürecindeki “Balikçi” El Sıkmanın Perde Arkasını Açıkladı3

‘BAHÇELİ, ELİNİ SIKIYORSA ARKA PLANI VARDIR’

*Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail saldırısının Türkiye’yi de içine alabileceğini açıkladı. Bu durumda Kürt sorununu raftan tekrar çıkarılarak, yeni bir çözüm süreci yaşanabilir mi?

Muhtemeldir. O dönemde kan gövdeyi götürüyordu. Kimse bir çözüm sürecinin olacağını tahmin etmiyordu. Barıştan bahsetmek delilik olarak algılanıyordu. Arap baharının kırılmasının Türkiye’ye olumsuz yansımasını engellemek endişesiyle çözüm süreci başlatıldı. Şimdi de öyle bir kaygı ve endişe vardır. İsrail’in, İran’a yönelik bir savaş durumunda İran’da bir rejim değişikliği olması ihtimali çok yüksek. İran yerleşim bölgelerine füzeleri atsaydı seyir değişirdi. İran, İsrail ile savaşmak istemiyor. Ama sizin kontrolünüz dışında da savaş çıkabilir. Devlet Bahçeli, böyle bir tehlikenin varlığını sezerek, şeytanlaştırdığı DEM Parti ile el sıkıştı ve ‘barış’ dedi. Barışı telaffuz ediliyorsa bunun arka planı vardır. Kürt meselesi eşittir çatışmadır. Barış diyorsan çatışmayı sonlandırma demektir. Önceden tasarlanmış ve ‘Barış’ denilmiştir. Neler olup bittiğini, İsrail’in İran’a vereceği cevaptan sonra belli olacaktır. 

Çözüm Sürecindeki “Balikçi” El Sıkmanın Perde Arkasını Açıkladı4

‘BALIKÇI’ İSMİNİN HİKAYESİ

*Çözüm sürecinde ‘Balıkçı’ ismiyle kamuoyunda gündeme geldiniz. ‘Balıkçı’nın hikâyesi nedir? 

Balıkçı tanımını, gazeteci Yıldıray Oğur bıraktı. Biz görüşmelerimizi bir balıkçı lokantasında yapıyorduk. Ulaşılamayan, özel olarak gitmezseniz bilinmeyen bir yerdi. Dünyadaki bütün barış görüşmeleri balıkçılıkla alakalı bir yerde olmuştur. İsrail- Filistin görüşmeleri de bir teknede olmuştur. IRA görüşmeleri de bir balıkçı lokantasında olmuştur. Benimki de tesadüf oldu. Balıkçı tanımı balıkçı lokantasında görüştüğümüz için ‘Balıkçıdan haber’ var diye Yıldıray Oğur yayınlıyordu. Öyle kaldı. Çözüm sürecinin yedi adımını ben yazdım. Bir bölümüne uyuldu, bir bölümüne uymadılar. Uygun görüldüğü için muhakkak bir taraf sizin söylediklerinize değer verir. Anlamlı bulur. Onun için arabulucu olursunuz. Arabulucuları genelde en güçlü kesim değerlendirir. Anlamlandırır ki güçsüz olan da bunun ciddiyetini bilsin. Bir devlet aklına dönüşen düşünceler oldu. Devlet ile PKK arasında uzun yıllar arabuluculuk yaptım. Herhangi bir tarafla bir ilişkin olursa arabulucu olamazsın. Ya bir düşünce zenginliğine sahip olman, yada bir kitleyi etkileyebilme kabiliyetine sahip olma özelliğine sahip olmalısın. Temeli bir güvendir. Kimi zaman devlet, kimi zamanda PKK içerisinden tepki geldi.

Çözüm Sürecindeki “Balikçi” El Sıkmanın Perde Arkasını Açıkladı5

‘EN FAZLA İSTANBUL VE DİYARBAKIR FATURASI ÖDENİYOR’

*Sosyal medyada faturası ödemeyenlere yardımcı oluyorsunuz. Bunun hikâyesi nedir?

Sur çatışmalarındaki göç sırasında bir çocuğun kışın çamur içinde yalın ayak görüntüsü beni etkiledi. Bir refleks olarak yardıma başladı. Ama bu kadar büyüyeceğini düşünmedim. Öncelikle sosyal medya üzerinde giysi yardımı için destek aldım. 84 bin çocuğa ulaştık. Şırnak’ta bütün okullardaki öğrencileri giydirdim. Yetmedi çocukların ailelerini de giydirdik. İş damları ve mağazalardan destek geliyordu. Tırlarla giysi geliyordu. İktidarla problem yaşayınca yardımlar azalmaya başladı. İşadamları geri çekildi. Sonradan faturalar gelmeye başladı. Faturalar İstanbul ve Diyarbakır ağırlıklı geliyordu. Üçüncü sırada Van yer alıyordu. Diyarbakır’ın merkez Bağlar ilçesinde faturası ödenmeyen ev yoktur. Sosyal medyada Zenginlerden ziyade daha çok çalışan kesim faturaları ödüyor. 8 yıldan beri 65 milyon TL fatura ödenmiştir.  

FATURA ÖDEMELERİNİN HİKAYESİ

*Faturasını ödeyemeyenlere de arabuluculuk yapıyorsunuz ne hissediyorsunuz?

Fatura sadece bir fatura değildir. Faturası ödendiği zaman evine ekmek alabilecek, kirasını ödeyebilecek. Bazı duyguların tarifi olmuyor. O an sanki o evin içine ışınlanmış oluyorsun. Huzur buluyorsun. Çocuğunu sünnet etse faturasını ödeyemeyecek, faturasını ödese çocuğunu sünnet edemeyecek. Böylesine dramatik hikâyelerle karşılaşıyorum. Eskiden fatura ödeyemeyen sayısı daha azdı, ekonomik durum nedeniyle giderek artmaya başladı. Bir dönem başkasının faturasını ödeyen yardımsever, şu anda faturasını ödeyemez duruma gelenler oldu. Şimdi de biz ödüyoruz. Böylesine dramatik insan hikayeleriyle de karşılaşıyoruz.

Muhabir: Faruk BALIKÇI / Fuat BULUT