Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (DEM Parti) çağrısıyla düzenlenmek istenen 'Özgürlük Mitingi' günler öncesinden Diyarbakır Valiliği tarafından yasaklandı. Miting günü Ofis Semti'nde bir araya gelen DEM Partililer ve yüzlerce kişi İstasyon Meydanı'nda düzenlenmek istenen mitinge gitmek için bir araya geldi. Polisin ablukaya aldığı kitlenin yürüyüşüne izin vermedi. DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, miting günü polisin şiddet uygulandığını öne sürerek, konuyu Meclis'e taşıdı.
BAKAN YERLİKAYA'YA SORU ÖNERGESİ
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından yazılı olarak cevaplandırılması üzere sunduğu önergede, biber gazının kullanıldığını ve çok sayıda katılımcının gözaltına alındığını belirtti.
'ÇOK SAYIDA KİŞİ GÖZALTINA ALINDI'
Eren, "Polis müdahalesi sonucunda biber gazı kullanılmış, çok sayıda yurttaş ve katılımcı gözaltına alınmıştır. Özellikle, basın mensuplarına, sivillere ve avukatlara yönelik saldırılar dikkat çekmiştir. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, gazeteciler H Önkol, Hevidar Önver, Sonay Ödengit ve Ceylan Şahinli'nin görevleri sırasında fiziksel şiddet ve tehditlere maruz kaldığını açıklamıştır. Ayrıca, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şube Yöneticisi Özüm Vurgun’un kolu kırılmış ve birçok avukatın polis müdahalesi sonucu hafif yaralandığı bildirilmiştir. Bu olaylar, basın ve hukuk çalışanlarına yönelik şiddetin yanı sıra, hukukun üstünlüğü ve demokratik hakların açıkça ihlali anlamına gelmektedir” dedi
'TOMA'LARLA MÜDAHALE EDİLDİ'
Eren konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Aynı zamanda, kent genelinde güvenlik önlemleri kapsamında çok sayıda kişinin gözaltına alınması, kente girişlerin engellenmesi ve TOMA’larla sokakların abluka altına alınması, devletin demokratik talepleri bastırmaya yönelik yaklaşımının bir göstergesi olmuştur. Bu müdahaleler, toplumsal barışı tehdit etmekte, Kürt sorununun çözümüne dair demokratik talepleri şiddetle bastırma girişimi olarak değerlendirilmektedir.”
VEKİL EREN, BAKAN'A ŞU SORULARI SORDU
Eren, verdiği önergede ise şu soruları sordu:
"1-Görevini icra eden gazetecilerin, avukatların ve mitinge katılan sivillerin tehdit ve darp edilmesi ve ÖHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Özüm Vurgun’un kolunun kırılması hakkında sorumlulara yönelik adli ve idari işlemler başlatılmış mıdır?
2-13 Ekim’de Diyarbakır’da kaç kişi gözaltına alınmıştır? Bunlardan kaçı gazeteci, avukat ya da sivildir?
3-Kamuoyuna yansıyan görüntülerde de açıkça ortada olan, gazetecilere yönelik uygulanan ağır polis şiddetinin sorumlularının tespiti sağlanacak mıdır? Polislerin şiddet
uygulaması talimatı kim tarafından verilmiştir?
4-Kolluk kuvvetlerinin yurttaşlara yönelik keyfi şiddet ve kötü muamele talimatları kim
ve kimler tarafından verilmektedir?
5-Kent genelinde yolların kapatılması, TOMA'larla abluka oluşturulması ve yurttaşların kente girişlerinin engellenmesinin hukuki dayanakları nelerdir? Bu uygulamalar, ulusal ve uluslararası hukuk normlarıyla uyumlu mudur?
6-Demokratik talepleri bastıran uygulamaların tekrarını önlemek adına hangi yasal düzenlemeler yapılacaktır?
7-Kamu görevlilerinin orantısız güç kullanımını önlemek için insan hakları ihlallerine yönelik etkin bir denetim mekanizması kurulması planlanmakta mıdır?
8-Basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına müdahale olan kolluk güçlerinin,basın mensuplarının görüntü almalarını engellemesinin gerekçesi nedir?
9-Basın özgürlüğünü ihlal eden eylemleri önlemek için hangi tedbirler alınacaktır? Gazetecilerin görev başında maruz kaldıkları tehdit ve şiddetin tekrarını önlemek için medya çalışanları koruma protokolleri geliştirilecek midir?"