Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, Meclis’te görüşmeleri devam eden 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ne dair konuştu.

Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesine dönük söz alan Beritan Güneş Altın, bütçenin yüzde 0,02’sinin “uyuşturucu ile mücadeleye” ayrıldığını söyledi. Beritan Güneş Altın, “Bu, uyuşturucuyla mücadele falan değil; bu, gençleri politikadan uzak tutmak için uygulanan, göz yumulan bir siyasi ve politik tercihtir” dedi.

‘BİR KAHVE BİLE İÇEMEZLER’

Öğrencilere verilen bursun 3 bin olacağına dair açıklamalara da işaret eden Beritan Güneş Altın, “Bursu 45 TL'den 3 bin liraya çıkardık’ diyorsunuz. Fakat 2004'te bu 45 TL'yle bir çeyrek altından fazlası alınırken şu anda gençler kuyumcunun önünden bile geçemezler. Bırakın kuyumcun önünden geçmelerini; bu bursla barınamazlar, yemek yiyemezler, giyinemezler, sosyalleşemezler, kültürel faaliyetlere katılamazlar, bir kahve bile içemezler” diye konuştu.

‘HER YIL YARIM MİLYON GENÇ GİDİYOR’

Mahmut Dindar da “Bu ülkede gençlik, geleceği çalınan, işsiz bırakılan ve ülkesini terk edecek duruma getirilen bir toplum kesimidir. 2016 yılında ülkeden göç eden genç sayısı 112 bin iken geçen yıl bu sayı 428 bin kişiye yükselmiştir, bu yıl yarım milyondan fazla gencin ülkeyi terk ettiği tahmin ediliyor. Peki, her tarafı cennet olan bu memleketi gençler neden, niye terk ediyor” diye sordu.

‘BU UCÜBE KURUM KAPATILMALIDIR’

Ardından konuşan Celal Fırat da Alevilerin yaşadığı sorunlara işaret etti. Fırat, “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kuruldu. Bu kurumun aracılığıyla inançsal hizmetlerimiz başta olmak üzere inancımızın tüm uygulamaları kamu denetimiyle yürütülmek istenmektedir. Bu tür hamlelere rızalığımız yoktur. Alevileri asimile etme, eşe dosta para aktarmak için kullanılan bu kurumun bütçesi haram bütçesidir. Bu ucube kurum derhâl kapatılmalıdır” ifadelerini kullandı.

‘AZINLIKLARIN MALLARINA EL KONULDU’

Söz alan George Aslan da azınlık sorunlarına ve haklarına işaret etti. Aslan, “Azınlık vakıflarına ait mülklere el konma ve vakıflarının mal edinme sorunları günümüzde de devam etmektedir. Osmanlı döneminde nüfusun önemli bir bölümünü oluşturan Hristiyan halklar 1915'le başlayan 1923 nüfus mübadelesi, 1942 Varlık Vergisi, 6-7 Eylül Pogromu ve günümüze kadar süregelen baskıcı uygulamalar sonucunda büyük bir nüfus kaybına uğratılmıştır. Buna paralel olarak mülksüzleştirme politikaları da çok yönlü bir şekilde yürütülmüştür. Azınlık vakıflarına ait taşınmazlara el koyma süresi 1935 yılında Vakıflar Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle ve daha sonra 1936 yılında devletin bütün azınlık vakıflarından ellerindeki mevcut malları beyan etmelerini istemesiyle başlamıştır” dedi.

‘ÜLKE ÇETELERDEN GEÇİLMİYOR’

Daha sonra konuşan Çiçek Otlu, “AKP eliyle çeteler ve mafyalara döndü bu ülke. Bu mahallelerde uyuşturucu, silah, kadın bedeni ticareti yapan irili ufaklı çetelerden geçilmiyor. Bakmayın siz İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın her gün "Bu çeteleri çökerttik." dediğine, biz bu mahallelerde yaşıyor ve çalışma yürütüyoruz. Sadece İstanbul'un emekçi semtlerine gidin, buralarda mafyatik, faşist çetelerin kol gezdiğini göreceksiniz. İktidar destekli film ve dizi sektörüne dayanarak, tarih çarpıtıcılığıyla, kadın düşmanlığıyla, çeteleşmeyle ve yozlaşmayla malul bir kültür, sanat anlayışınız var” dedi.

Kaynak: MA