Sosyal medya hesabından ayrıntılı açıklama yapan Av. Karaman, müvekkilinin memnu haklarını ortadan kaldıran Yargıtay’ın kararını hukuka aykırı olduğunu ve seçmen iradesine darbe olduğunu söyledi. Yerel mahkemeden hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkelerine uygun bir tespit beklediklerini ifade eden Karaman, "Yargıtay Dairesi, bizzat kendisinin süre gelen yerleşik içtihadına aykırı bir karar vererek sadece Sayın Zeydan ve Van halkının iradesini değil, siyasi saiklere hizmet etmek suretiyle hukuku da çiğnemiştir" dedi.

ZEYDAN 5 YIL 2 AY TUTUKLU KALDIKTAN TAHLİYE EDİLDİ

Karaman'ın sosyal medya platformu X'te yaptığı açıklama şöyle:

"Meşruiyetin kaynağı halk iradesidir Yargısal sürecini takip ettiğim Van B.B. Eş Başkanı Sayın Abdullah Zeydan’ın, son Yargıtay kararı ile yeniden gündeme gelen 'seçilme yeterliliği' tartışmalarına ilişkin kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gerekiyor: Sayın Zeydan, 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanmış, 5 yıl 2 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilmişti.

20 Aralık 2022 tarihinde, 3 yıl 1 ay 15 günlük hapis cezasının onanarak kesinleşmesi üzerine, bu cezasının, 5 yıl 2 aylık tutukluluğundan mahsubu için başvuru yapılmış, mahkemece, 4 Kasım 2016 tarihi ile 2019 yılına kadar süren tutukluluğunun, 3 yıl 1 ay 15 günlük cezasına sayılmasına karar verilmişti.

İnfazın 2019 yılında tamamlandığı ve 3 yıllık bekleme süresinin dolduğu iddiasıyla 21.03. 2023 tarihinde memnu hakların iadesi istenmiş, mahkemece talep kabul edilmiş, sayın Zeydan’ın memnu haklarının iadesine karar verilmiştir. Karar kesinleşmiş olmasına rağmen, tarafımca, aynı mahkemeye iki ayrı başvuru daha yapılmış, kararın eksik ve tartışmalı olabileceği belirtilerek memnu hakların iadesi kararının 'seçilme hakkı' ile Adli Sicil Kanununun 13/A maddesi değerlendirilerek yeniden gözden geçirilmesi talep edilmiştir.

MAHKEMENİN KARARI ÜZERİNE ADAY OLDU

Mahkemece, her iki başvurum hakkında, 'daha önce memnu hakların iadesine karar verildiği” gerekçesiyle “karar verilmesine yer olmadığı' kararı verilmiştir.

Sayın Zeydan, bu şekilde alınan memnu hakların iadesi kararı üzerine aday olmuş, YSK’ca adaylığı önünde bir engel görülmeyerek seçimlere girmiştir. 31 Mart 2024 tarihinde yapılan seçimde Van seçmeninin %56’sının oyuyla Van B.B. Eş Başkanı seçilmiştir.

SEÇİLDİKTEN SONRA MAZBATA KRİZİ

Aynı gün, 31 Mart 2024 gecesi, Diyarbakır Başsavcılığı'nın talebi üzerine Mahkemenin, Sayın Zeydan hakkında 1 yıl önce vermiş olduğu memnu hakların iadesi kararını kaldırdığı ve Sayın Zeydan’ın seçilme yeterliliğine sahip olmadığına karar verdiği anlaşılmıştır. Bir gün sonra, AKP adayının başvurusu üzerine Van İl Seçim Kurulu, mazbatanın 2.sıradaki AKP adayına verilmesine karar vermiştir.

Van İl Seçim Kurulu’nun bu kararına yapmış olduğumuz itiraz üzerine Yüksek Seçim Kurulu -hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde- mazbatanın Sayın Zeydan’a verilmesine karar vermiştir. Hukuka, halk iradesine ve demokratik işleyişe saygılı bir rejimde konunun bu aşamada kapatılması gerekirken, aksi bir tutum ve siyasi saikle Adalet Bakanlığı, Yargıtay’a olağan üstü bir kanun yolu olan 'kanun yarına bozma' başvurusunda bulunmuştur.

“SON KARAR BİR TALİMATTIR”

Yargıtay 3.C. Dairesi, tartışılan kararıyla, yerel mahkemenin Sayın Zeydan hakkında vermiş olduğu ve kesinleşen 'memnu hakların iadesi kararının' bozulmasına karar vermiş, yerel mahkemeye Sayın Zeydan’ın, memnu haklarının iadesine ilişkin talebini reddet demiştir. Bu bir talimattır! Yargıtay, daha önce aynı konuda benzer içerikte kararlar vermiş ise de, bu kararlarında -hukuka ve kanuna uygun bir şekilde- kararının ‘aleyhe sonuç doğurmayacağına’ ve yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğine de işaret etmiştir. (Cmk 309/4-c uyarınca)

Ancak Sayın Zeydan şahsında Kürtler, hukuk ve kanun istisnası kabul edildiğinden, Yargıtay Dairesince yerel mahkemeden, yeniden karar vermesi ve Zeydan’ın memnu haklarının iadesi talebini reddetmesi buyurulmuştur! Yargıtay Dairesi, bizzat kendisinin süre gelen yerleşik içtihadına aykırı bir karar vererek sadece Sayın Zeydan ve Van halkının iradesini değil, siyasi saiklere hizmet etmek suretiyle hukuku da çiğnemiştir.

Kürtlerin seçimlerle elde ettiği yerel yönetimlerin (kendi kendini yönetme hakkının) gaspına yönelik sergilenen mevcut cari yargısal ve idari pratik karşısında, hukuku referans alıp uzun uzadıya açıklama yapmanın can sıkıcılılığının da farkında olduğumu belirterek, Yerel Mahkemeden hukuki güvenlik, belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri ile CMK 309/4-c hükmünü gözeterek Yargıtay bozma kararının, niteliği itibariyle 'aleyhe sonuç doğurmayan' kararlardan olduğunun tespitine karar vermesini bekliyoruz."

Kaynak: Haber Merkezi