Son günlerde meydana gelen depremlerin ardından Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, olası Marmara depremindeki en kötü senaryoya ilişkin bilgiler verdi.
Son zamanlarda art arda meydana gelen 4 ve üzerindeki depremlerin ardından gözler beklenen büyük İstanbul depremine çevrildi. Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, olası Marmara depremindeki en kötü senaryoya ilişkin bilgiler verdi. "Biz kuzeyde deprem beklerken güneydeki kollar üzerinde de depremler meydana gelebilir" diyen Ersoy, "Batı Anadolu ve Ege Bölgesi’nde 1970’ten beri büyük deprem yok. Orada da büyük deprem potansiyelini vurgulamadan geçemeyeceğim" diyerek bu iki bölgeyi uyardı.
'İki günde bir hissedilebilir'
Ersoy'un açıklamaları şöyle: "Günlük deprem aktivitemiz var. Her iki günde bir hissedilebilir. Yani 4’ün üzerinde deprem herhangi bir bölgemizde devreye girebiliyor. Bir miktar artmış gibi görünüyor. 6 Şubat’tan bu yana geçen şu güne kadar 3 yılda meydana gelmesi gereken deprem sayısı 10 ayda meydana geldi. Bu büyük bir artış.
Her deprem haberinin oluşum hikayesi birbirinden farklı. Antalya’da Korkuteli civarında bir tane, Alanya açıklarında bir tane deprem olmuştu. Bu bizim topraklarımızın, Anadolu kıtası üzerinden olan bir deprem değil. Bu iki deprem 95-100 km derinde. Bizim o kadar kırılacak bir kabuğumuz yok. Ne o zaman? Bu Akdeniz içerisinde Afrika kıtasının Anadolu’nun altına daldığı sert kütle içinde meydana geliyor.
Bu dalma neticesinde bir deprem olduğu zaman merkez üssü bize denk geliyor. Bunu Datça’da, Muğla’da, Antalya civarında yaşıyoruz. Bu gerçek Anadolu topraklarındaki depremler değil. Balıkesir’de, Marmara’daki diğer yerlerdeki depremler daha farklı yorumlanmalı. Bunlar bizim topraklarımızda meydana gelen depremler. Elbette bir deprem bölgesiyiz ama küçük ölçekte bu depremleri oluşturacak mekanizmalar birbirinden farklı. Tetikleyici alanlar komşu alanlar olabilir. Hatay’daki depremin İzmir’deki depremi tetiklemesi mümkün değil.
Marmara’da yakın zamanda bir deprem bekliyoruz. Bu 99’un tetiklemesi, Marmara Denizi’nin içerisinde 99’daki iki deprem bir gerilim yükledi. Gerilim neticesinde Marmara Denizi’nde zaten süre dolmuştu biraz daha öne çekti.
Geçenlerde Avşa açıklarında deprem meydana gelmişti 4’ün üzerinde. Bu bölgedeki depremler daha farklı, ters köşe yapabilir. Biz kuzeyde deprem beklerken güneydeki kollar üzerinde de depremler meydana gelebilir.
Marmara için konuşuyorsak buradaki depremlerin tetiklenme şansı yok. Bu sadece Marmara Bölgesi’nin ne kadar canlı olduğunun göstergesidir. Batı Anadolu ve Ege Bölgesi’nde 1970’ten beri büyük deprem yok. Orada da büyük deprem potansiyelini vurgulamadan geçemeyeceğim.
Marmara Bölgesi büyük yıkımlara aday yer olduğu için daha fazla konuşmamız gerek. İki büyük depremin ardından Düzce Depremine gelecek olursak ilk deprem 7.4 büyüklüğündeydi. Büyük bir yıkım yarattı. 17 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti. Milat olsun dedik, iki şey söyledik: Depremin iki ucunda yeni gerilimler var. Bir tanesi Marmara Denizi’nin içerisinde, diğeri Düzeye doğru olan kesim. 12 Kasım’da orada bir deprem meydana geldi ki o depremin sahadaki izlerine baktığımızda 17 Ağustos depremi ile 12 Kasım depremi aynı anda olacakmış.
En büyük hasarlar kıyı bölgelerinde olacak. Nüfus yoğunluğu kıyılarda çok fazla. Kuzeye gittikçe elbette azalacak bu. Sağlam binalarda ise herhangi bir şey olmama durumu olabilir. Tüm Marmara’yı kazdık gördük ki Tsunami’nin izleri var. Tarihsel süreçler içinde kanıtları da var. Çoğu kayıtlarda bile var. Son 3 bin yılda 35 civarında büyük Tsunami var. 1 metre bile öldürücü derinliktir. Kıyıdan içeri 100 metre girip geri çekildiğinde büyük bir yıkım yaratabilir. Bu senaryolar yapılmış durumda."