Diyarbakır

Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nin akıbeti belli oldu

AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nin akıbetinin ne olacağını ve ne zaman tamamlanacağını Ekspres’e anlattı.

Abone Ol

ÖZEL HABER - Faruk BALIKÇI

12 Eylül 1980 sonrası askeri yönetime devredilerek Sıkıyönetim Askeri Cezaevi olarak kullanılan ve işkencelerle anılan 5 No’lu Diyarbakır Cezaevi, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı” olarak tescil edildi. Anı ve Kültür Müzesi olarak başlatılan restorasyon çalışmaları sürüyor.

 

“KOĞUŞUMU TANIYAMADIM”

1980’li yıllarda 8 yıl cezaevinde yatan AK Parti MKYK üyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde oluşturulan Danışma Kurulu Üyesi olan Orhan Miroğlu, gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e özel açıklamalarda bulundu. Miroğlu, sıkıyönetim sürecinde koğuş sistemi olduğunu ifade ederek, “Cezaevinin fiziki yapısı oda sistemi olarak değiştirilmiş. 41 yıl sonra yattığım koğuşa girince tanıyamadım. Havalandırmalar küçültülmüş, kadınlar koğuşunda bölmeler oluşturulmuş. Her şeyden önce Anı ve Kültür Müzesi’ne dönüştürülmesi için aslına uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bunun için de çalışmalar başladı. Sonradan ilave edilen bölümler yıkılıyor. Kültür Bakanlığı ile Diyarbakır Cezaevi’ni yaşamış kişilerle birlikte toplantılar yaptık. Geniş öneriler sunduk. O önerilerin projede yer alacağını düşünüyorum” dedi.

“BİR BLOKU FİLM PLATOSU OLARAK ÖNERDİM”

Miroğlu, 5 No’lu Diyarbakır Cezaevi’nin bir özelliği de, cezaevinde uygulanan politikalara uygun duvarlara yazılan sloganlar ve çizilen resimler olduğunu ifade ederek, “Tüm yazı ve resimler silinmiş. Fiziki yapısı tamamlandıktan sonra bir köşeye yazılar ve resim nakşedilebilir. Cezaevinde sinema salonu vardı. Ancak bu salon işkence salonu olarak kullanıldı. Bir blokun film platosu olmasını önerdim. Ana koridorda mesela tıpkı 80'li yıllardaki bir şey yaratılabilir. Hafızayı canlandıran bir ortam kurulabilir.  Cezaevi ile ilgili bir belgesel hazırlıyorum. 30 saate yakın anılar var. Bugüne kadar çekilen belgesellerde olmayan malzemeler bulduk. Koğuştaki sloganlar, metinler, yazılar da var. Bu görsellerden yola çıkarak eski hali nasıldı diye yararlanılabilinir” dedi.

“2025 HAZİRAN AYINDA ESKİ HALİNE DÖNÜŞECEK”

Cezaevinin ismine takılmanın anlamı olmadığını ifade eden Miroğlu, şöyle konuştu: “Cezaevi kapısına inşaat firmasının astığı tabelada ‘Anı Müzesi’ diye geçiyor. İsimlere takılmanın bir anlamı yoktur. Hem anıları yaşatabiliriz hem de bir daha acıların yaşanmaması için halka sunabileceğimiz bir merkez olabilir. Bir daha yaşatılmaması adına bir şeyler yapmaktır. Anı kısmı bu anlamda düzenlenecektir. Bu kadar acıya rağmen burada bugün sinema, edebiyat, tiyatro da yapılabilir. Her türlü sosyal amaçlı kültürel faaliyetler yapılabilir. İki yönlü düşünülebilir. Bakanlık da böyle düşünüyor. Hem kötü anıların yaşanmaması için bazı bölümleri bir anı olarak kullanmak, hem de acıya rağmen kültürel etkinliklerle insanileştirmek. Projeye göre önümüzdeki yılın 6. ayında bitiyor. Fiziki yapı tamamlandıktan sonra diğer etap iç düzenlemelerden oluşacak.”