Denizli Barosu’nun önceki dönem başkanı ve şu an Muğla Barosu’na kayıtlı Av. M. Erdal Çam, geçtiğimiz günlerde baktığı davanın müvekkili G.P. tarafından öldürüldü. Söz konusu duruma dair Türkiye genelinde barolar eylem yaptı. Diyarbakır’da adliye önünde bir araya gelen avukatlar, “Savunma susturulamaz, durdurulamaz” pankartı açarak, cinayeti protesto etti.
ŞİDDET NEDENİ MESLEKİ FAALİYET
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, avukatların son zamanlarda her gün ve yaşamın her alanında sistematik hâlde şiddete maruz kaldığını söyledi. Eren, “Avukatların bu saldırılarla karşı karşıya kalmalarının nedeni, yalnızca mesleki faaliyetlerini yerine getirmeleridir. Münferitmiş gibi görülen bu saldırılar, aynı zamanda avukatlık faaliyetine, savunmaya, dolayısıyla adil yargılanma hakkına ve adaletin tesisine yöneliktir. Avukata yönelik şiddetin temelinde, avukatın mesleki faaliyetleri, görevlerini yaparken müvekkilleriyle özdeşleştirilmeleri veya savunma hakkının etkin kullanılması için mücadele ederken bu görevin ifasını önleme niyeti yer almaktadır” dedi.
‘CEZASIZLIK POLİTİKALARI DAHA DA DERİNLEŞTİRİYOR’
Avukata yönelik şiddetin toplumun genelinde gözlenen şiddet eğiliminden farlılıklar içerdiğini dile getiren Eren, “Bu nedenle, avukata yönelik şiddete ilişkin gerekli adımlar atılarak, özel olarak önlem alınması elzemdir. Avukata saldırma pervasızlığını gösteren saldırganlar bu cüreti, mesleğin itibarsızlaştırılması çabasından ve cezasızlık politikalarından alıyorlar. İnfaz kanunlarında yapılan değişiklikler, cezasızlık politikalarını daha da derinleştiriyor. Avukata yönelik şiddetle, ciddi bir politika benimsenerek mücadele edilmediği sürece, tekil vakalarda verilen ancak infaz düzenlemeleri nedeniyle göstermelik kalan cezalarla yol alınması mümkün değildir” dedi.
‘ADİL YARGILANMA HAKKI HAYATA GEÇİRİLMELİ’
Şiddetin önlenmesi için Türkiye Barolar Birliği’nin Adalet Bakanlığı’na yaptığı başvuruyu hatırlatan Eren, şöyle devam etti: “Bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz: Mesleğimizi yaparken, görevimizi ifa ederken can veriyoruz. Avukat tehdit altındaysa, hak arama özgürlüğü de tehdit altındadır. Bizler dava dosyalarının tarafı değil, vekiliyiz. Vekalet etmek mesleğimizin gereğidir. Biz bu görevi üstlenmezsek; adalet işlemez. Bize saldıranların bile muhtaç oldukları savunma hakkı kullanılamaz. Bizler bu görevi, şu veya bu kişilerin menfaati için değil, adil yargılanma hakkının hayata geçirilmesi için yerine getiriyoruz.”
‘MECLİS DÜZENLEMESİ YAPILMALIDIR’
Acil taleplerini de dile getiren Eren, “Yeni yasama döneminde, Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmalı, konuyla ilgili TBMM Araştırma Komisyonu kurulmalıdır. Türkiye Barolar Birliği’nin, Adalet Bakanlığı’na sunduğu önerilerde yer alan gerekli düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. Devletin tüm kurumlarında ve yurttaşlarda, avukata yönelik şiddetin engellenmesiyle ilgili farkındalık yaratılmalı ve buna ilişkin somut çalışmalar hayata geçirilmelidir. Tek bir kayba daha tahammülümüz yok! 180 bin avukat, Barolarımız ve Türkiye Barolar Birliği olarak; avukata yönelik şiddetin normalleşmesine izin vermeyecek, onurla ve asla vazgeçmeden ortak mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz” dedi.