ÖZEL HABER - İbrahim İnanç YILDIZ
TMMOB’a bağlı İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Eş Başkanı Mahsum Çiya Korkmaz, kentte halihazırda bir yapı envanterinin olmadığını söyleyerek, kentle ilgili riskli yapı ve konut krizine karşı atılacak ilk adımın yapı envanterin çıkartılması olduğunu belirtti. Bu çalışma yapılmadan herhangi bir planlamanın yapılamayacağını dile getiren Korkmaz, yapı envanterinin TMMOB’a bağlı odalar, yerel yönetimler ve üniversite ile koordineli olarak çalışılarak çıkartılması gerektiğini söyledi.
“YAPI ENVANTERİYLE KENTİN MEVCUT HALİ ORTAYA ÇIKARILACAK”
Yapı envanterinden sonra kentin mevcut halinin ortaya çıkmasıyla söz söyleme fikrinin olacağını belirten Korkmaz, bunun kimi yer için kentsel dönüşüm, kimi yer için sosyal konut projelerini ortaya çıkarabileceğini vurguladı. Korkmaz, “Kentin bütününü kentsel dönüşüme sokalım desek yalan olur. Her alan için özel bir projelendirme olması lazım. Bu da çok geniş kapsamlı bir meseledir. Bir iki toplantıyla ve bir iki görüşmeyle planlaması yapılabilecek bir mesele değildir. Dünyanın farklı ülkelerinden bu mesele ile ilgili çözüm üretebilmiş alanlarında uzmanları, profesörleri buraya çağırıp günlerce veya haftalarca konferanslar yaparak bir sonuç çıkarabiliriz” dedi.
“HER YAPI AYNI RİSK GRUBUNDA OLMAYACAK”
Her yapının aynı risk grubunda ele alınamayacağını ve bunlara bir etiket sınıfının verileceğini söyleyen Korkmaz, şöyle devam etti:
“Örneğin diyelim bir yapı için ağır hasarlı etiketi vurulacak. Bir yapı için orta hasarlı ve daha az riskli meselesi ortaya çıkacak. Bunlarla ilgili de o an çıkan etiket sonucuna göre bir çözüm üretilmeli. Yani kimi yapılar için ‘güçlendirmeyle kurtarabiliriz’ diyeceğiz ve o yapı güçlendirilecek. Kimi yapılar ‘güçlendirme ile kurtarılamaz, o yapının yıkılması gerek’ diyeceğiz. Veyahut da kim yapılar için de ‘güçlendirme maliyeti, normal yapı maliyetinin yüzde 60'a denk geliyor’ diye yıkımı istenecek. Bütün bunların hepsi mevcut yapı stoku ortaya çıktıktan sonra riskli yapı stoku da beraberinde ortaya çıkacak ve bu riskli yapı stokunda her yapı için, her mahalle için, her ada için ayrı bir çözüm önerisi ortaya çıkacak diyebiliriz.”
“BAĞLAR’I ‘KÖKTEN YIKALIM, SIFIRDAN YAPALIM’ DEMEK ÇOK SAĞLIKLI FİKİR OLMAYABİLİR”
Örnek olarak merkez Bağlar ilçesini veren Korkmaz, burada Bağcılar hariç diğer mahallelerinin ‘80’li, ‘90’lı yıllarda ciddi anlamda mühendislik hizmeti almadan dönemin koşullarına göre inşa edildiğini ifade etti. Korkmaz, “‘Bütün Bağlar’ı kökten yıkalım, sıfırdan yapalım’ demek çok sağlıklı fikir olmayabilir. Onun için ruhsatlandırılabilecek yapılar ruhsatlandırılmalı, güçlendirilebilecek yapılar güçlendirilmeli, yıkılması gereken yapılar yıkılmalı. Elimizde yapı envanteri olmadığı için ‘bir mahalleye komple risk teşkil ediyor, yıkılmalı’ demek abes kaçar. Az da olsa kurtarılabilecek vardır muhakkak.”
“SÜRDÜRÜLEBİLİR YAPILARIN YAPILMASI ÇOK ÖNEMLİ”
Kendileri açısından önemli olanın sürdürülebilir binaların yapılması olduğunu dile getiren Korkmaz, “Sur, ilk kurulduğu günden bu yana hayatın akışının hep orada devam ettiği bir yer. Orası ‘binayı yıkalım, sıfırdan yapalım, kentsel dönüşüme koyalım’ gibi bir yer değil. Sürdürülebilir binalar dediğimiz binalar. Yani oranın kendi dokusunu koruma açısından da çok önemli bu” dedi.
“HALKIN GÜCÜ VAR, BUNA ÖNCÜLÜK EDECEK İRADE LAZIM”
6 Şubat depreminden sonra yapı envanterinin çıkarılması gerektiğini çok net gördüklerini ve artık bundan bir kaçışının olmadığını ifade eden Korkmaz, yapılacak projelerle de halkın mağdur edilmemesi gerektiğini belirtti. Korkmaz, “Yapı envanteri çıkartmak tek başına yetmeyecek. Bizim aynı zamanda halka, topluma çözümü de ortaya koymamız gerekiyor. Bu da kentin bütün bileşenleriyle beraber belediyelerle birlikte yapılabilecek bir şey. Dünyada bir sürü örnekleri var. Diyarbakır'ın belediyeye ait veyahut da diğer kurumlara ait çok fazla hazine arazisi var. Mesela oralar belediyeye tahsis edilip belediye aracılığıyla sosyal konutlar yapılabilir.
Kentsel dönüşüm olması gereken mahalleler kentsel dönüşüme sokulabilir. Ama halkı mağdur etmeden, daha çok borçlandırmadan kentsel dönüşüm yapılmalıdır. ‘İnsanlara evin risklidir, deprem olursa yıkılabilir’ deyip geri çekilmek doğru bir tarz değil. Ve buna alternatif oluşturabilecek bir gücümüz var. Halk, toplum örgütlü bir gücümüz var. Ama buna öncülük edebilecek bir yönetimin iradesi lazım. O irade şu an için yok. İleriki süreçlerde oluşursa hep beraber çalışıp bir çözüm üreteceğiz” dedi.