HABER - İbrahim İnanç YILDIZ
Kahramanmaraş merkezli 7,6 ve 7,8 büyüklüğündeki depremlerin üzerinden bir yıl geçti. Depremin etkilediği kentlerden olan Diyarbakır’da, sarsıntıyla kent merkezinde 6 bina yıkıldı, 411 kişi hayatını kaybetti, 901 kişi ise yaralandı. Diyarbakır Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün koordinasyonluğunda yapılan çalışmalar sonucunda 8 bin 387 bina ve 26 bin 146 bağımsız bölümde “acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı yapılar” tespit edildi.
JMO RAPOR HAZIRLADI
Jeoloji Mühendisler Odası Diyarbakır Şubesi, kente dair bir deprem raporu hazırladı. Ortaya çıkan tabloya göre Diyarbakır’ın depreme hazır olmadığı ifade edilen raporda, “Doğu Anadolu Fay Zonu ve Bitlis Bindirme Fay Zonu (Güneydoğu Anadolu Fay Zonu) üzerinde meydana gelebilecek 5 ve üzeri büyüklüğündeki depremlerde Diyarbakır ili merkez ve özellikle kuzey ilçeleri etkilenecektir. Tarihsel süreç içerisinde ve özellikle 1971 Bingöl, 1975 Lice, 2020 Elazığ ve 2023 Kahramanmaraş depremlerinde bu etkiler fazlası ile yaşadık” denildi.
NELER YAPILMALIDIR?
Raporda, deprem gerçekliğine karşı ne yapılması gerektiği ise şu şekilde sıralandı:
“*Deprem coğrafyamızın bilimsel bir gerçeğidir. Aklın ve bilimin doğruları ile planlama-yapım-denetim ile depremi afet olmaktan çıkartılmalıdır.
*Jeolojik ve jeoteknik araştırmalarla sınırları ve etki alanları belirlenen diri fay deformasyon ve sakınım zonlarında, dere yataklarında, aktif ve önlenmesi teknik olarak mümkün olmayan heyelan, kaya düşmesi alanlarında, tıbbi jeolojik maruziyet alanlarında, havza bazlı taşkın yönetim planlarında, sınırları belirlenen sel ve taşkın alanlarında bina ve bina türü yapılara izin verilmemelidir.
DEPREM MASTER PLANI HAZIRLANMALI
*Diyarbakır ‘Deprem Master Planı’ hazırlanmalı, köylerin ilçelerin ve şehrin gelişim ve yerleşim stratejileri belirlenmelidir.
*Özellikle İlçe Belediyelerde zemin etüdü zorunluluğu olması nedeni ile denetime önem verilmelidir.
*‘Diyarbakır Deprem Danışma Kurulu’ oluşturulmalıdır. STK, Üniversite ve resmi kurumların koordinasyonu içinde birlikte çalışmalıdır.
*31 Mart Yerel Yönetim seçimlerinde Belediye Başkan adaylarının Diyarbakır’ı depreme dirençli kent yapma konusundaki projelerini kamuoyuna sunmalıdır.
*Bağlar, Şehitlik, Huzurevleri başta olmak üzere merkez ilçelerde kentsel dönüşüm çalışmaları yerel merkez işbirliği ile başlatılmalıdır.
“KÖYLERDE YAPI ENVANTERİ ÇIKARILMALI”
*Çermik, Çüngüş, Ergani, Dicle, Hani, Lice, Kulp, Silvan ve Bismil ilçelerinde ve köylerinde yapı envanteri acilen çıkarılmalıdır.
*Bu ilçelerde yüksek katlı yapılara izin verilmemelidir.
*6 ve 20 Şubat 2023 tarihli depremlerden etkilenen 18 kentimizde, barınma sorununu çadır ve konteyner kentlerde karşılamak zorunda kalan ve yaşam mücadelesi veren 1,5 milyonu aşkın insanımız için öncelikle insanca yaşam koşulu ve barınma sorunun çözümü konusunda çalışmalar hızlandırılmadır.
*Bölgede yer alan kentlerin kırsal ve kentsel alan planlamaları, mekansal strateji planları dikkate alınarak öncelikle yapılmalı, jeolojik sakıncalı alanlar çevre ve uygulama imar planlarına işlenerek yapılaşmaya kapatılmalıdır.
*6 ve 20 Şubat 2023 depremlerinde ‘en büyük yıkımın zayıf mühendislik özelliklerine sahip, sıvılaşmaya yatkın zemin birimleri ile fay zonları üzerinde yer alan yerleşim birimlerinde meydana geldiği gerçeğinden hareketle’ kırsal ve kentsel alanlarda ‘jeolojik sakıncalı veya fay sakınım bantları’ üzerinde yapı yapılmasına kısıtlama getirilmelidir.
“HASARLI ALTYAPILAR YENİLENMELİ”
*Hasar almış altyapı, deprem ve diğer olası jeolojik tehlikeler de dikkate alınarak yenilenmeli, var olanlar ise gözden geçirilmelidir.
*Bölgede yer alan kamuya ait bina ve tesislerde dahil olmak üzere az hasarlı veya hasarsız tüm yapılar ‘kamu eliyle’ gözden geçirilmeli, yetersiz olanlar tespit edilerek yıktırılmalı veya güçlendirilerek can ve mal güvenliği sağlanmalıdır.
*Kendi konutunu yapacak vatandaşlarımıza hazineye ait arazilerden ucuz arsa üretilerek, gerektiğinde bedelsiz verilmek suretiyle barınma sorununun çözümüne destek sağlanmalıdır.
*Kırsal alanda tarım ve hayvancılık ile geçimini sağlayan vatandaşlarımızın, bu faaliyetlerine geri dönmelerinin sağlanması amacıyla bölgeye özel hibe niteliğinde tarım ve hayvancılık destek programları açıklanmalıdır.
*Depremden zarar gören büyük ve küçük sanayi veya işletme tesislerinin yeniden üretim süreçlerine dahil edilmesi amacıyla bölge geneli için özel kalkınma programı hazırlanmalı ve bu program dahilinde bölgenin kalkınmasına özel önem verilmelidir.
*Belediyelerde oluşturulan Afet İşleri Daire Başkanlığı ve Şube Müdürlüklerinde Jeoloji Mühendisi istihdamı sağlanmalıdır.
*Büyükşehir belediyeleri öncelikli olmak üzere ülkemizdeki tüm illerin 1/1000 ölçekli Jeolojik-Jeoteknik ve Mikrobölgeleme Etütleri hızla tamamlanarak, bu etütlerin sonuçlarına göre bütünleşik tehlike ve afet master planları hazırlanmalı; afet güvenliğinin gerektirdiği imar plan revizyonları ve diğer risk azaltma önlemleri ile birlikte uygulanmalıdır.
*Deprem, sel, taşkın, heyelan gibi doğa kaynaklı her bir afet tehlikesi için tekil veya çoklu tehlike haritaları üretilerek mekânsal planlama sürecine entegre edilmesi sağlanmalı, fay zonları üzerinde yapılacak paleosismolojik araştırmalar sonucu belirlenen sakınım bantları ile DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan havza plan ve raporlarında belirtilen ‘Taşkın Tehlike Haritaları’ndaki riskli alanlar imar planlarına işlenmeli, bu alanlarda bina ve bina türü yapıların yapılmasına sınırlama getirecek düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir.”