Diyarbakır Kalesi veya Diyarbakır Surları, şehrin tarih boyunca geçirdiği evreleri gözler önüne seriyor. Surları kimlerin yaptığı, hangi dönemlerde onarıldığı ve bugüne kadar nasıl ayakta kaldığına dair ilginç detaylar bu yazıda.
Diyarbakır’ın kalbinde, Sur ilçesinde yer alan Diyarbakır surları, tarihin derinliklerinden günümüze ulaşan benzersiz bir miras. Yaklaşık dokuz bin yıllık tarihiyle ziyaretçilerini büyüleyen bu surlar, Çin Seddi'nden sonra dünyanın en uzun ve geniş savunma duvarı olarak biliniyor. Ancak, bu yapının sadece uzunluğu ve genişliği değil, taşıdığı tarihsel ve kültürel değerler de hayranlık uyandırıyor.
TARİHİN DERİNLİKLERİNDEN GELEN MİRAS
Diyarbakır surlarının ilk olarak kimin ve hangi dönemde inşa edilmeye başladığı tam olarak bilinmiyor. Ancak, kaynaklar şehrin ilk yerleşim yerinin İç Kale olduğunu ve MÖ 2000'li yıllarda Hurrilerin burada yaşadığını belirtiyor. Roma dönemi müdahaleleri ise MS 330-338 ve 349 yıllarında gerçekleşmiştir. Kentin MÖ 9. yüzyılda Bit-Zamani kabilesinin başkenti olduğu dönemde ise eski surun onarıldığı biliniyor.
UNESCO'NUN GÖZÜNDE DİYARBAKIR
2000 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi'ne dahil edilen Diyarbakır surları, 2015 yılında ise kalıcı olarak Dünya Mirası listesine girmiştir. Bu, surların dünya çapında ne kadar önemli ve korunmaya değer olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. UNESCO'nun bu tanıması, Diyarbakır surlarının uluslararası arenada tanınmasını ve korunmasını sağlamıştır.
2015-16 SUR ÇATIŞMALARI VE KALEDEKİ HASAR
2015-16 yıllarında yaşanan Sur çatışmaları sırasında, Diyarbakır surları ve burçları ciddi şekilde zarar görmüştür. Yenikapı, Keçi Burcu ve 63 no'lu Fındık Burcu gibi önemli yapılar bu çatışmalardan nasibini almıştır. Ayrıca, surların bazı bölgelerine izinsiz beton dökülmüş ve tarihi dokunun bütünlüğü bozulmuştur. Surların tampon bölge dışında kalan UNESCO Miras Alanı bölümlerinde yaşanan bu tahribat, tarihi yapıların korunması konusundaki duyarlılığı arttırmıştır.
MİMARİ GÜZELLİKLER VE BURÇLAR
Diyarbakır surları, Karacadağ’dan akan bazalt tabakaya uygun olarak kalkan balığı şeklinde inşa edilmiştir. Surların yapımında bazalt taşı, tuğla ve harç gibi malzemeler kullanılmıştır. Yüksekliği 10-12 metre, genişliği ise 3-5 metre arasında değişen surlar, toplamda 82 burca sahiptir. Bu burçlar arasında Keçi Burcu, Yedi Kardeş Burcu ve Nur Burcu gibi önemli yapılar yer alır. Her bir burcun kendine özgü mimari özellikleri ve tarihi dokusu, surların estetik değerini artırmaktadır.
KEÇİ BURCU
Keçi Burcu, Diyarbakır surlarının en büyük ve en eski burçlarından biridir. On bir kemeri bulunan ve iki kattan oluşan bu burç, mimari özellikleri ve içindeki mekanları ile diğer burçlardan farklıdır. Burcun içinde üç neften oluşan, üstü kolonlara oturan kemerlerle taşınan tuğla tonozlarla kapalı çok nitelikli bir mekan bulunmaktadır. Bizanslılar döneminde farklı bir işlevle Şemsi Tapınağı olarak kullanıldığı bilinmektedir. İnşa tarihi bilinmemekle beraber 1223 yılında Mervanoğulları tarafından onarılmıştır.
YEDİ KARDEŞ BURCU
Yedi Kardeş Burcu, Artuklu hükümdarı Melik Salih adına 1208 yılında Mimar İbrahim oğlu Yahya tarafından tamamı bazalt kesme taştan yapılmıştır. Selçukluların sembolü olan çift başlı kartal, aslan kabartmaları ve kitabeler işlenmiştir ve burç, silindirik bir plana sahiptir. Yedi Kardeş Burcu'nda farklı dönemlerde yapılan müdahalelerle surun alt bölümlerinde boşalmalar oluşmuştur.
NUR BURCU
Nur Burcu, Selçuklu Hükümdarı Melik Şah tarafından 1089 yılında yaptırılmıştır. Selçuklular'a ait semboller koşan at figürleri, aslanlar, kadın ve geyik şekilleri işlenmiştir. Nur Burcu'nun mimari özellikleri ve bezemeleri, burcun tarihi değerini ve estetik güzelliğini ön plana çıkarmaktadır.
KAPILARIN GÖRKEMİ
Diyarbakır surlarının dört ana kapısı vardır: Dağ Kapı, Urfa Kapı, Mardin Kapı ve Yeni Kapı. Her biri farklı dönemlerde onarılmış ve çeşitli işlevlerle kullanılmıştır.
DAĞ KAPI
Kentin kuzeyinde yer alan Dağ Kapı, iki silindirik burç arasında yer almaktadır. Turizm Bakanlığı’na bağlı Turizm Bürosu ve Devlet Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullanılmaktadır ve doğu ile batı burçları üzerinde bezemeler ve hayvan desenleri yer alır.
URFA KAPI
Urfa Kapı, kentin batısında yer almaktadır. Kapı üzerinde yer alan bir kitabeye göre, Artuklu döneminde Hükümdar Sultan Mehmet tarafından onarılmış ve üzerinde insan ve hayvan figürleri bulunan demir kapı kanatları eklenmiştir. Osmanlı döneminde saltanat kapısı olarak işlev görmüş ve padişahın sefer zamanlarında açılıp sonrasında kapalı tutulduğu söylenmektedir.
MARDİN KAPI
Mardin Kapı, surların güney tarafında yer alır. Bu kapı, Mardin yolu üzerindeki önemli geçitlerden biri olarak bilinmektedir ve tarihi boyunca birçok kez onarılmıştır.
YENİ KAPI
Kentin doğusunda yer alan ve Su Kapısı olarak da anılan Yeni Kapı, basık kemerli ve tek girişli olup kenti Dicle Nehri'ne bağlar. Su Kapısı, adını bu işlevinden almıştır ve kentin su ihtiyacının karşılandığı önemli bir geçittir.
Diyarbakır surları, binlerce yıllık tarihi, mimari güzellikleri ve yaşadığı olaylarla bir tarih kitabı gibi karşımızda duruyor. Her bir taşında farklı bir hikaye saklı olan bu muhteşem yapıyı gezmek ve tarihini öğrenmek, geçmişe yapılan bir yolculuk gibidir. Çin Seddi'nden sonra dünyanın en uzun savunma duvarı olan Diyarbakır surları, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Bu eşsiz yapıyı daha yakından tanımak ve korumak, geleceğe bırakacağımız en değerli miraslardan biri olacaktır.