ÖZEL HABER - Güneş OCAĞA/Fatma TEMEL

Diyarbakır Organize Sanayi İş Adamları Derneği (DOSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Sağır, Diyarbakır sanayisinin yaşadığı sorunlar, dezavantajları ve geldiği aşamayı gazetemiz Güneydoğu Ekspres’e değerlendirdi. 
Toplamında sanayide 371 işletmelerinin olduğunu belirten Sağır, “İnşaat ve ruhsat aşamasında olan işletmelerimiz de var. Ayrıca 20 bin istihdam sayımız var. Beşinci etapla beraber hedefimiz 40 bin istihdam sayısı. Diyarbakır’da en çok tekstil, gıda ve mermer sektörlerinde ihracat yapıyoruz. En büyük pazarımız ise Irak ve Suriye’dir” dedi.

“KAPANAN İŞLETMELER KONKORDATO İLAN ETSİNLER”

Bir yılda kapanan işletmelerin sorunlarına da değinen Sağır, “Sanayimizin yaşadığı en büyük eksiklik olan kurumsal altyapı olmadığı için konkordato ilan etmeden önce tesislerini kapatıp, evlerine dönenler oluyor. Bu yanlıştır. Kanuni bir iflas hakkımız var, buna dikkat ederek eğer konkordato ilan ederlerse, tesislerimiz ayakta kalabilir. Bir yılda kapanan işletme sayımız 5-10’ geçmez. Çok ciddi kapanmalar yok” diye konuştu. 

SANAYİCİLER FİNANSA ERİŞEMİYOR 

Türkiye’deki tüm sanayicilerin ciddi bir finans kriziyle karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Sağır, şöyle devam etti: 
“Diyarbakır bu krizden daha çok etkilenen bir il. Sanayinin desteklenmesi için devletin teşvik belgesi ve faiz oranlarını revize etmesi gerekir. Bu destekler hem şehrimize, hem de ülkemize ciddi bir katkıda bulunacaktır. Ticaret Bakanlığı, 6. Bölge kapsamında sanayiciye vermiş olduğu teşvik belgesini yatırımcıya kolaylık olarak sağlıyordu. Teşvik belgesi kapsamında sanayiciye KDV muafiyeti, SGK indirimi ve faiz desteği veriyordu. Ama faiz desteği enflasyon ortamdan dolayı eridi. Yüzde 7 civarında bir faiz desteği veriyordu. Onun tekrar revize edilmesini bekliyoruz. Eğer revize edilirse Diyarbakır sanayisinde çok olumlu şeyler olacağına inanıyoruz. Bu anlamda görüşmeler var, Sanayi Bakanlığı’nın da çalışmalar içerisinde olduğunu biliyoruz.” 

“EN BÜYÜK SORUN KURUMSALLAŞAMAMAK”

Yerli firmaların kurumsal olarak yeterli bir altyapıya sahip olmadığına dikkat çeken Sağır, şunları ifade etti:
“Biz finans üretimiyle ilgili yeterli düzeyde bir bilgiye sahi değiliz. Bu anlamda özellikle Dicle Üniversitesi ile görüşmelerimiz var. Kurumsal alt yapı ve finansal yönetimle ilgili ciddi eğitim ve bilgilendirme çalışmaları olması lazım. Bu noktada eksik olduğumuz için kurumsallaşamıyoruz. Bizim bir Gaziantep gibi geçmişe dayalı sanayi kültürümüz yok, bir İstanbul OSB’sine göre eski bir geçmişimiz yok. Dolayısıyla tecrübelerimiz az. İnşallah iki kuşak sonra bu alanda tecrübe kazanırsak, bu kurumsal sorunları giderilecek.”

Whatsapp Image 2024 09 01 At 09.42.42

“DİYARBAKIR’DAKİ İŞLETME TESİSLERİ BATIYA GÖRE AZ DEĞER GÖRÜYOR” 

Diyarbakır’daki tesislerin gerçek değerinde kıymet görmediğine işaret eden Sağır, “Diğer batı illerinde yapılan bir tesisin aynısını Diyarbakır’da yaptığınızda aynı kıymeti görmüyor. Çünkü kıymetlendirmeye gittiğinizde bankalar tarafından yüzde 30 -40 değer görüyor. En büyük sorunumuz bu aslında. Batıdaki yatırımcı arkadaşlarımızla eşit koşullarda yarışmıyoruz. Çünkü yeteri düzeyde kıymet görmüyoruz. Kıymet görmediğimizde de yeteri kadar krediye ulaşamıyoruz. Sadece Diyarbakır’la ilgili değil, maalesef ki bölgenin sorunu. Kredi Garanti Fonu devreye girerse ve buradaki tesisler kendi teminatı altında bankalara sunarsa bizim finans sorunumuz ciddi anlamda çözülür” diye konuştu. 

“SANAYİNİN GELİŞMESİYLE TERSİNE GÖÇ OLUYOR” 

Sanayilerin gelişmesiyle beraber, OSB’deki istihdam sayısının da artması nedeniyle tersine göçlerin yaşandığını da dile getiren Sağır, “Batıya göç eden mevsimsel tarım işçilerinde bir azalış var. Ama halen de istediğimiz düzeyde değil. Buradaki insanlarımızın batıya gidip soğan ve fındık toplaması bizi de rahatsız ediyor. Bununla ilgili de uzun vadeli çalışmalar planlıyoruz. İnşallah kısa bir sürede çok daha tersine göçler başlar. Çünkü potansiyelimiz var, genç nüfusumuz var, arazi varlığımız var. Coğrafi konumumuz Ortadoğu’nun merkezi sayılacak bir yerde. Bu anlamda geleceğe dair Diyarbakır önemli bir cazibe merkezi olma yolunda ciddi adımlar atacak. Sanayinin güçlenmesi, istihdamın artması ve kentin cazibe merkezi olması için bütün sermaye sahipleri, sermayesini Diyarbakır’da tutması lazım. Yatırımcılar kendilerine göre bir alan seçsinler, yatırım konusu belirlesinler ve Diyarbakır OSB’sine yatırıma gelsinler. İstanbul’da plastik ve tekstil sektöründe yatırım yapıp da Diyarbakır’a gelip yatırım yapanlar var. Bunu görüyoruz. Bu bize moral veriyor” dedi.

Muhabir: GÜNEŞ OCAĞA / FATMA TEMEL