Diyarbakır'da kuruluşunu deklare eden Amed Savaş Karşıtları İnisiyatifi, vicdani redçiler olarak savaş karşıtı mücadeleye katkı sunmayı hedefliyor.
'İnisiyatif olarak, 100 yıldır devletin Kürdistan’da yaşayan halkların siyasetine, diline, kültürüne, tarihine karşı uyguladığı sömürge hukukuna itiraz etmek için bir araya geldiklerini' belirten inisiyatifin kuruluş deklarasyonunda, "İtiraz etmek, bizim nezdimizde bütün sadeliğiyle, kendi içindeki gücüyle veya güçsüzlüğüyle, nasıl olursa olsun onurlu bir şekilde yaşamak istencine dayanıyor. Bizler için vicdani ret hakkı, devletin sömürge hukukunun birer silah taşıyıcısı olmamak anlamına geliyor. Bu nedenle vicdani ret hakkını odağına alan bir mücadele yürütmek istiyoruz. Başta zorunlu askerlik yapmak istemeyen insanlara olmak üzere herkese, kendilerini yalnız hissetmeyecekleri alternatif ve ortak bir mücadele alanı sunabilmek istiyoruz. Aynı zamanda kendimizi savaş karşıtı olarak tanımlıyor olmamız, devletin gündelik yaşamlarımızda açtığı her türlü savaşa karşı durmak anlamına geliyor. Kimse savaş istemez ama bunu istemiyor olmak ile savaşa karşı durmanın birbirinden farklı olduğuna inanıyoruz. Savaş olarak adlandırdığımız şey, yaşadığımız coğrafyada bir ordunun saldırılarından daha fazlasını ifade ediyor" denildi.
'BİLDİKLERİMİZİ UNUTUP YENİDEN ÖĞRENMEK İSTİYORUZ'
"Karşısında durduklarımızın koca koca şeyler olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte bunlara karşı çıktığımız müddetçe hayal ettiğimiz barışa adım atabileceğimize inanıyoruz" denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Dolayısıyla yalnızca neyi istemediğimiz, neye karşı çıktığımız değil, ne istediğimiz bizi tanımlasın istiyoruz. Biz adil ve herkesin kendini eş değerli hissedebileceği bir barış istiyoruz. Yapacağımız tüm eylemlilikler içinde, çevremizdeki insanlarla bir arada dururken aynı zamanda gülümseyebilmek istiyoruz, buna çok ihtiyacımız olduğuna inanıyoruz. Siyasi iktidarın yaşamlarımıza, kimliklerimize, inançlarımıza yaptığı müdahalelerin ifşasını ortaya koyma şekillerimizin bizleri aynı zamanda güçlendirmesini hayal ediyoruz. Rita Mae Brown’dan ilhamla gücü, bizi ezenlerin elinden almak istiyoruz. Mağduriyetlerimizin ön planda olduğu değil, birlikte eylerken aynı zamanda gülebildiğimiz, güçlenebildiğimiz bir siyaseti, örgütlenmemizin merkezine koymayı hedefliyoruz. Savaş karşıtı hareketin tarihini de bu anlamda çok ilham verici buluyoruz.
İnisiyatif olarak, itirazımızın kaynağını ifade eden bu deklarasyonun, örgütlenmemiz büyüdükçe ve eleştirileri sahiplendikçe değişeceğini ve gelişeceğini hayal ediyoruz. Deklarasyonumuzdan örgütlenme yapımıza dek, tıpkı yaşamın akışkanlığı gibi kendimizi yeniden ve yeniden üretmek istiyoruz. Bir diğer deyişle, tüm bildiklerimizi unutup yeniden öğrenmek istiyoruz."