HABER - Fuat BULUT

Diyarbakır’daki özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, büyük bir finansal krizle karşı karşıya. Kentteki 166 merkez, 3 bin personel ile 25 bin 000 öğrenciye hizmet verirken, yaşadıkları ekonomik sıkıntılar ve idari zorluklarla ayakta kalmaya çalışıyor.

Diyarbakır Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri Temsilcileri’nden yetkililere acil çözüm çağrısı geldi. Yapılan açıklamada, “Türkiye genelinde yaklaşık 3500 özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi, 500.000’in üzerinde engelli bireye eğitim ve destek hizmeti sunmaktadır. Bu merkezler, öğrencilerin hastane işlemleri, raporlaştırma süreçleri, servis giderleri gibi eğitim dışındaki tüm masrafları tamamen kendi kaynaklarıyla karşılamakta; devlet ise yalnızca ayda 8 seans olmak üzere kurum içindeki eğitim masraflarını karşılamaktadır. Ancak bu sistem, kurumların sürdürülebilirliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir” denildi. 

Diyarbakırda Kriz3

166 MERKEZİN AYAKTA KALMA MÜCADELESİ

Diyarbakır’daki 166 merkezin ayakta kalma mücadelesi verdiğine dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: 
“Mevzuatın uygulanabilir olmaması ve yerel idarecilerin diğer illere kıyasla uyguladığı çifte standartlar, kurumları ağır cezalara, hukuksuz yaptırımlara ve hatta kapatma cezalarına maruz bırakmaktadır. Kurumların aldığı en hafif ceza bizzat bağlı bulundukları resmi kurumlar tarafından henüz muhatabına dahi tebliğ edilmeden basına servis edilmektedir.

Bu kurumlar, devletin engelli bireylere yönelik eğitim hizmetlerindeki yükünü hafifletmekte ve kamuya kıyasla çok daha düşük maliyetle bu hizmeti sağlamaktadır. Devletin bu eğitimi kendisi vermeye çalışması durumunda, hem altyapı hem de personel masrafları göz önünde bulundurulduğunda, maliyetlerin katlanarak artacağı açıktır.”

Diyarbakırda Kriz4

Açıklamada, kurumların karşılaştığı temel sorunlar şöyle sıralandı:

“1.    Ödenek Sorunu:

•    Resmi okullarda ya da özel okullarda öğrencilerin devamsızlığı ödenek kaybına neden olmazken, özel eğitim merkezlerinde öğrencinin herhangi bir sebeple eğitime gelememesi durumunda, o gün için hiçbir ödenek yatırılmamaktadır.

•    Öğrenci gelmese bile kurumlar açık, personeller hazır ve servisler güzergâhlarında çalışmaya devam etmektedir. Ancak buna rağmen ödenek kesintileri, kurumları finansal olarak zor durumda bırakmaktadır.

2.    Haksız Cezalar ve Kapatma Kararları:

•    Küçük insani hatalar (bir seansın yanlış yazılması gibi) veya mevzuattan kaynaklanan eksiklikler nedeniyle ağır cezalar kesilmekte ve bu durumun tekrarı halinde kurum kapatma kararları alınmaktadır.

•    2019 yılında Diyarbakır’da uygulamaya konulan kameralı sistem denetiminde, kurumların %90’ına ceza verilmiş ve bu cezaların büyük bir kısmı mahkemeler tarafından iptal edilmiştir. Ancak itiraz süresini kaçıran ya da itiraz etmeyen kurumlar bugün hâlâ bu cezalar nedeniyle kapatılma tehlikesiyle karşı karşıyadır.

3.    Yerel İdarecilerin Çifte Standart Uygulamaları:

•    Diyarbakır’daki merkezlere yönelik cezai işlemler ve yaptırımların, diğer illere göre daha ağır ve keyfi şekilde uygulandığı görülmektedir. Bu durum, sektörde faaliyet gösteren kurumların hedef haline getirilmesine yol açmaktadır.

4.    Personel ve Öğrenci Mağduriyetleri:

•    Ödeneklerin yetersizliği nedeniyle personellere hak ettikleri maaşların ödenememesi, iş barışını bozmaktadır. Ayrıca öğrenciler de eğitim sürekliliğinin sağlanamaması nedeniyle mağdur olmaktadır.”

ÇÖZÜM TALEPLERİ SIRALANDI

Açıklamada, çözüm talepleri şöyle sıralandı:

“Bizler, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi temsilcileri olarak;

•    Ödenek sisteminin yeniden düzenlenmesini, öğrencilerin devamsızlık durumunda da kurumlara ödenek aktarılmasını,

•    Mevzuatın uygulanabilir hale getirilmesini ve bu alandaki çelişkilerin giderilmesini,

•    Sicil affının çıkarılmasını, özellikle 2019 yılından bu yana verilen cezaların yeniden değerlendirilmesini,

•    Yerel idarecilerin uyguladığı çifte standartların kaldırılmasını,

•    Kurumların insani hatalardan dolayı ağır yaptırımlara maruz bırakılmasının önlenmesini talep ediyoruz.
Yaklaşık 20 yıldır eğitim ve destek hizmetleri sunan bu kurumlar, engelli bireylerin ve ailelerinin hayatında büyük bir fark yaratmaktadır. Ayrıca, devletin maliyetlerini azaltarak kamu kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlamaktadır. Ancak mevcut koşullar altında, bu hizmeti sürdürmek giderek imkânsız hale gelmektedir. Bu sorunun çözümü, yalnızca kurumların değil; öğrencilerin, ailelerin ve personellerin de mağduriyetini giderecektir.
Yetkililerimizi, bu alandaki sorunların çözümüne yönelik adımlar atmaya ve hakkımızın teslim edilmesi için gerekli düzenlemeleri yapmaya davet ediyoruz.”

Muhabir: Fuat BULUT