12 ve 13 Nisan’da Eğitim Sen Amed Şubeleri tarafından düzenlenen çalıştayda, dil, hukuk, siyaset, edebiyat, kültür ve pedagojik alanlardan uzmanlar ile 46 farklı kurumdan temsilciler bir araya geldi. Katılımcılar, Türkiye'de anadilinde eğitim hakkının engellenmesinin toplumsal eşitsizlikleri derinleştirdiği ve barışçıl bir gelecek inşasını zorlaştırdığı görüşünde birleşti.
"HAKLAR ANCAK ERİŞİLEBİLİR OLDUĞUNDA ANLAMLIDIR"
Çalıştay raporunda, bireyin kendi dilinde eğitim almasının sadece bir hak değil, aynı zamanda bireysel özgürlüğün ve toplumsal barışın temel şartı olduğunun altı çizildi. Devletin, tüm yurttaşlara demokratik ve erişilebilir eğitim olanakları sunması gerektiği vurgulandı.
ANAYASAL ENGELLER, TARİHSEL ARKA PLANLA BİRLİKTE ELE ALINDI
Katılımcılar, Türkiye'deki mevcut anayasal düzenlemelerin anadilinde eğitimin önünde ciddi bir engel oluşturduğuna dikkat çekti. Özellikle 1924 ve 1982 anayasalarının, farklı halkların dil ve kültürlerini yok sayan bir yaklaşımı benimsediği belirtildi. 1982 Anayasası'nda yer alan “değiştirilemez” maddelerin, anadilde eğitimi tartışmayı dahi yasakladığına dikkat çekildi.
KADIN BAKIŞ AÇISIYLA EĞİTİM TARTIŞMASI
Çalıştayda, anadilinde eğitimin kadın özgürlüğü perspektifiyle değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Kız çocuklarının yatılı bölge okullarında anadillerinden uzaklaştırılmasının sadece dil değil, kültürel belleğin de asimile edilmesi anlamına geldiği ifade edildi. Bu nedenle yerel, ulaşılabilir ve aile katılımına açık eğitim modellerinin geliştirilmesi önerildi.
KÜRTÇENİN LEHÇELERİNE ÖZEL VURGU
Çalıştayda Kürtçenin Kurmancî ve Kırmanckî lehçelerinin karşılaştığı zorluklara özel bir yer ayrıldı. Kırmanckî lehçesinin tanımlanmasından başlayarak basın-yayın ve eğitim materyali eksikliğine kadar pek çok yapısal sorunun bulunduğu dile getirildi. Tüm lehçelerin eğitim dili olarak yaşatılması gerektiği vurgulandı.
“ANADİL TEMELLİ ÇOK DİLLİ EĞİTİM” ÖNERİSİ ÖNE ÇIKTI
Katılımcılar, “anadil temelli çok dilli eğitim” modelinin hem bireyin pedagojik ihtiyaçlarını hem de toplumsal bütünlüğü gözeten bir çözüm olabileceğini belirtti. Bu modelin, anayasal güvenceye kavuşturulması gerektiği ifade edildi.
YENİ ANAYASA ÇAĞRISI
Çalıştayda, anadilinde eğitim hakkının güvence altına alınabilmesi için yeni bir anayasa yapılması gerektiği yönünde görüş birliği oluştu. Yeni anayasanın toplumun tüm kesimlerini kapsayan ve eşit yurttaşlık temelinde şekillenen bir toplumsal sözleşme niteliği taşıması gerektiği vurgulandı.
EĞİTİM SEN: GÖREV ALMAYA HAZIRIZ
Eğitim Sen, çalıştayda ortaya çıkan öneri ve sorumlulukları üstleneceğini açıklarken, nihai sonuç raporunun yakında kamuoyuyla paylaşılacağını duyurdu. Kurum, çalıştaya katkı sunan tüm bilim, dil, kültür, kadın ve hukuk çevrelerine teşekkür ederek, ortak eylem planlarında buluşma çağrısı yaptı.