ÖZEL HABER - Sertaç KAYAR
6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli 9 saat arayla yaşanan 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin üzerinden 2 yıl geçti. En büyük ve yıkıcı depremler olarak literatüre geçen 6 Şubat depreminde yaklaşık 14 milyon kişinin yaşadığı başta Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş olmak üzere Adana, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’yı etkiledi. Resmi rakamlara göre 50 bin 783 kişinin hayatını kaybettiği bu depremlerin ardından olası yeni depremler ve alınması gereken tedbirler üzerinde yeni tartışmalar başlasa da deprem gerçeği zamanla unutulup gidiyor.
411 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ
Depremden en çok etkilenen kentlerden biri olan Diyarbakır da aynı durumda. Deprem sırasında 6 binanın yıkıldığı ve resmi rakamlara göre 411 kişi hayatını kaybettiği kentte depremin izleri halen silinmedi. Depremden 1 ay sonra hasar tespit çalışmalarının yapıldığı Diyarbakır’da, detaylı bir çalışmanın olmadığı yönünde yoğunca eleştiriler yapıldı. Vatandaşlar itirazları sonrası ikinci kez hasar tespit çalışmalarının yürütüldüğü kentte, Kayapınar İlçesi'nde 250 ağır hasarlı, 180 orta hasarlı, Bağlar İlçesi’nde 660 ağır hasarlı, 650 orta hasarlı, Sur İlçesi’nde 635 ağır hasarlı, 220 orta hasarlı, Yenişehir İlçesi’nde 330 ağır hasarlı, 310 da orta hasarlı yapı tespit edildi. Kent genelinde 6 bine yakın yapı hasar gördü. Ağır hasarlı yapıların yıkımı tamamlanırken, orta hasarlı binaların yıkım işlemi de yüzde 50 civarında tamamlandı.
KENTTE YIKIM SKANDALLARI
Hasar gören yapıların yıkım işlemi kentte yoğunca şikayetlere neden oldu. Yıkım teknikleri, zaman ve yöntem konusunda yoğunca eleştiri konusu olan yıkımlarda yeteri sulama yapılmaması nedeniyle ortaya çıkan toz bulutu aylarca kentte etkisini sürdürdü. Güvenlik önlemlerinin de alınmadığı yıkımlarda yer yer sağlam binalar da zarar gördü. Binaların yıkım yönetmeliğine göre yapılmadığı için TMMOB Temmuz ayında Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. TMMOB, yeteri sulama yapılmadığı için ortaya çıkan toz bulutu içindeki, kansere neden olan asbestin insan sağlığını tehdit ettiğini belirterek, yıkımların yönetmeliğe göre yapılması çağrısı yaptı.
HASARLI BİNALARDA ÇARESİZ YAŞAM
Depremden bu yana kentte yaşanan sorunların başında barınma sorunu geliyor. Evi ağır hasarlı ya da orta hasarlı olan vatandaşlar bir süre yakınlarında kalsa da çözüm bulamadıkları için hasarlı evlerine geri dönmek durumunda kaldı. Artan ev kiraları ve konut fiyatları nedeniyle evlerine dönmek durumunda kalan vatandaşlar, çözüm bekliyor. En çok Bağlar İlçesi’ne bağlı mahallelerde yaşanan bu sorun çoğu zaman binaların zorunlu yıkımı ile çözülmeye çalışılıyor. Yine hasarlı binaların altında bulunan işletmelerin çalışmaya devam etmesi tehlikeli bir hal alıyor. Vatandaş da esnaf da bu konuda destek bekliyor.
DEPREMZEDELERİN TOKİ ÇİLESİ
6 Şubat depreminin ardından Bağlar İlçesi'ne bağlı Oğlaklı'da TOKİ konutları inşa edildi. Evlerinin anahtarlarını aldıkları günden bu yana sorunlarla boğuşan depremzedeler, sık sık seslerini duyurmaya çalışıyor. Depremzedeler, anahtar tesliminin ardından taşındıkları yeni evlerinde, doğal gaz peteğinin paslı, mutfak dolap ve çekmecelerin kırık, balkon ve odalardaki korkuluk demirleri yarım bırakılmış, sadece astarla boyanan duvarlarda deliklerin olduğunu, kapı ve pencerelerin gelişi güzel takıldığı şeklinde yaşadıkları sorunları dillendiriyor. Yüklenici firma çözüm sağlamayınca depremzedeler çoğu zaman kendi imkanları ile eksiklikleri gidermeye çalışıyor.
“DİYARBAKIR DEPREME HAZIR MI?”
Büyük yıkıma neden olan depremin üzerinden 2 yıl geçerken, “Diyarbakır depreme hazır mı?” sorusu tekrar gündemde. Güneydoğu Ekspres’e konuşan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Başkanı Mahsum Çiya Korkmaz, depremden bu yana değişen hiçbir şeyin olmadığını söyledi. Korkmaz “Depremden sonra sistemsel olarak değişen hiçbir şey yok. Yani bakanlığın buna dair yapmış olduğu herhangi bir çalışma yok. Bazı teknik maddeleri değiştirdi ama o da incir çekirdeğini doldurmayacak şekilde bir çalışması var. Onun dışında herhangi bir şey yapılmadı. Kentleri dirençli hale getirmek için yapılan bir çalışma yok. Yeni projeler ile ilgili de çalışma yapılmadı, proje teknikleri ile ilgili de bir çalışma yok” dedi.
“2 YILDA YIKIMLARDAN ÖTE BİR ŞEY YOK”
2 yılık süre içinde sadece hasarlı binaların yıkıldığını kaydeden Korkmaz, “Bu 2 yıllık süreç içinde ağır hasarlı ve orta hasarlı binaların yıkımından öte de bir şey yok. Yani Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Doğan başkan bir panelde konuştu ve ‘afete hazırlık süreçlerimiz devam ediyor’ diye bir açıklama yaptı. Onların yaptıkları belli başlı çalışmalar var ama onlar da deprem sonrası, afet anı için bir çalışma yapıyorlar ama depreme yönelik dirençli bir kent üzerine yapılan bir çalışma söz konusu değil” şeklinde konuştu.
“BAKANLIĞIN CİDDİ BİR BÜTÇE OLUŞTURMASI LAZIM”
1 Mart’ta kentte riskli yapı envanteri çıkarma ile ilgili bir çalıştay düzenleyeceklerini ifade eden Korkmaz, şunları söyledi: “Uzun soluklu bir çalışma olacak. Çünkü bir bütünen kenti dirençli hale getirmek zor. Sadece bina ve teknik açıdan değil bunun için çok ciddi bir kaynağın olması lazım. Bakanlığın ciddi bir bütçe oluşturması lazım. Yerinde dönüşüm, kentsel dönüşüm projesi ile ilgili bir fon çıkarması lazım, bir dönüşüm ve politika hazırlaması lazım. Bütçe komisyonları oluşturulmuştu, bütçe hazırlanırken TMMOB olarak önerilerimiz vardı. Bu konuya dair ama ne yazık ki ona yönelik bir çalışma yok.”
“YIKIMLAR, YIKIM YÖNETMELİĞİ’NE GÖRE YAPILMIYOR”
Hasarlı binaların yıkım sürecine de dikkat çeken Korkmaz, “Binalar tekniğine göre yıkılmıyor. Bina Yıkım Yönetmeliği’ne göre yıkımlar yapılmıyor. Nedeni de yıkım envanterleri yok kentte. Yıkım envanterleri olmadığı için binayı çöktürerek, bir kısmı tıraşlıyorlar, sonra zemin kattaki kolona vurup binayı çöktürüyorlar. Bu yıkım yönetmeliğine aykırı bir durumdur. Ağır hasarlı binaların yıkımı bitti orta hasarlı binaların yıkımına geçtiler. Orta hasarlıların da yüzde 50’sine yakını yıkılmış durumda” dedi.
“AĞIR HASARLI BİNALARDA OTURAN İNSANLAR VAR”
Halen yıkılması planlanan binaların içinde insanların oturduğuna dikkat çeken Korkmaz, şunları söyledi: “Bina ağır hasarlı statüsüne girmiş, yıkım ihalesi yapılacak yada yapılmış ama hala insanlar orada oturuyor, altında esnaflar var. Yıkım tek başına yetmiyor. Yıkımla beraber o yıkımdan etkilenecek insanlara alternatif bir yaşam alanı belirlenmesi lazımdı ama ona dair hiçbir şey yapılmadı. Esnaflara yönelik hiçbir şey yapılmadı. Esnaflar ciddi şekilde mağdur oldu. Çok cüzi kira yardımları yapıldı, 3 bin liradan 5 bin liraya kadar, bunlar hiçbir sonuç vermedi.”
“DERS ÇIKARILMADI: HALEN KAÇAK YAPILAR YAPILIYOR”
Depremin üzerinden geçen 2 yıllık süreçte “Ders çıkarılmadı” diyen Korkmaz, şöyle devam etti: “Halen kaçak yapılar yapılıyor. Belki geçmişe yönelik somut bir şey yapılamayabilir, uzun süreçli bir şey olabilir ama bundan sonra yapılacak binalar ile ilgili ders çıkarılması lazım. Kaçak yapılara izin verilmemesi lazım. İnsanların kaçak yapılardan ev almaması lazım. Mühendislik hizmeti almamış yada iskan ruhsatı olmayan yapılar bizim için risk teşkil ediyor. Ne yazık ki kentimizin yaklaşık yüzde 70’e yakını iskansız yapıdan oluşuyor.”