ÖZEL HABER - Güneş OCAĞA
Odabaşı, "Diyarbakır’da gelenek ve göreneklerinde erkeklere daha fazla yüklenen bir sorumluluk var. Bu nedenle evlilik korkusu erkeklerde daha sık görüyoruz" dedi.
Son dönemlerde artan evlilik korkusuna (Gomofobi) dair gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuşan Uzman Klinik Psikolog Özlem Odabaşı, evlilik korkusunun modernleşen dünya ile birlikte daha çok yaygınlaştığını söyledi. Odabaşı, evlilik korkusunun kişisel görünse de temelinde psikolojik, ekonomik ve kültürel gibi çeşitli faktörlerinin yer aldığını belirtti.
Evlilik korkusunun belirtilerine dikkat çeken Odabaşı, "Evlilik öncesi de yaşanılan ilişkilerde sorumluluk vardır, ancak evde bekleyen birinin olduğunu bilmekle aynı değildir.Birine karşı duygusal, fiziksel, ekonomik ve hukuksal olarak bağlı olmak kişiye korkutucu gelebilir. Özgürlüğü elinden alınacakmış gibi gelebilir. Evlilik konusu açıldığında kişi yoğun bir kaygı yaşıyorsa, konuyu kapatmak ve yer değiştirmek istiyorsa, ilişki ciddileştikçe panikleyip kaçma veya kaybolma isteği geliyorsa, partnerine karşı cinsel ilgisizlik yaşıyorsa, uzun süreli duygusal ilişkiler yerine daha yüzeysel ve kısa süreli ilişkiler yaşıyorsa evlilik korkusundan bahsedilebilir" dedi.
EVLİLİK KORKUSUNUN PSİKOLOJİK YÖNLERİ NELERDİR?
Odabaşı evlilik korkusunun psikolojik yönlerine dair de şunları söyledi:
"Ebeveyn tutumları oldukça önemlidir. Örneğin bir anne düşünün çocuğunu aşırı derecede kontrol ediyor, her sürecinde müdahalesi var. Ne zaman nerede ne yaptığı, yemek yiyip yemediği, kiminle nerede ne yaptığına, ne giyip ettiğine kadar karışıyor. Bu tutumla yetişmiş biri özgürlüğe çok daha istek ve ihtiyaç duyar. Bu sebeple özgürlüğünü kaybetmemek için ciddi bir ilişki istese de her şeyin yolunda gittiği ilişkisini birden sonlandırabilir. İlişkinin içinde yutulacakmış gibi hisseder.
Bağlanma biçimi de evlilik korkusuna neden olan en önemli faktörlerdendir. Kaçıngan bağlanan biri için bağımsızlık oldukça önemlidir ve ilişkiyi sürdürmeyi her ne kadar isteseler veya partnerini her ne kadar sevseler de ilişki ciddileştikçe paniklerler ve bir anda uzaklaşmak veya ortadan kaybolmak isterler.
Ayrışma problemi yaşayan annesiyle ayrışamamış erkek annesine bilinçaltında bir ihanet etme düşüncesi tetiklendiğinden bağlamaktan kaçabilir. Hayatta sadece kadın figürünün anne kalmasını ister."
Kadınların kariyerlerinden dolayı evlilikten vazgeçebildiğini dile getiren Odabaşı, "Kadınlarda kariyer hayatının etkilenmesini istemediklerinden evlilikten uzak durabilmektedir. Kişinin daha önce olumsuz bir evlilik veya ciddi ilişki deneyimi yaşaması, anne ve babasının evliliğinde psikolojik ya da fiziksel şiddetin olması, ihanet olayları, çevresinde evlilik ile ilgili başarısız hikayelerinin olması evlilik kaygısını tetikleyen olaylardır. Kişilik özellikleri olarak kişinin güven problemi yaşaması, narsistik kimliğinden kaynaklı kendisine kimseye layık görememesi, yüksek ego ve mükemmeliyetçilikle birlikte ‘’daha iyisini bulurum’’ düşüncesi, asosyal bir yapıda olması da etkilemektedir. Aile işgalci olmasa bile bireyselliği öğrenen özgürce bir yaşamı tadan birçok kişi için evlilik kaygılandırıcıdır. Hatta aile ilişkileri sonsuz ve mükemmel görüyorsa, anne ve babası gibi bir mutlu bir evliliği kuramayacağını düşüncesi de yeterince mutlu olamam kaygısıyla yine evlilikten uzaklaştırabilir" diye konuştu.
Evlilik Korkusunun Ekonomik Yönleri Nelerdir?
Düğün, balayı, isteme,organizasyonlar, ev eşyaları gibi çeşitli birçok gideri karşılayabilecek maddi imkana sahip olamamış olmak kişiyi evlilikten uzaklaştırabilir. Evlilik eşittir maddi yük veya artan sorumluluklar olarak görünebileceği için kişide evlilik yoğun kaygı oluşturabilir.
DİYARBAKIR’DA BU DURUM NASIL?
Odabaşı Diyarbakır'daki durumu da şöyle değerlendirdi:
"Diyarbakır’da da oldukça yaygın görülmektedir. Çok fazla bireyselleştik konfora alıştık daha hızlı tüketen daha hızlı yaşayan bir dünyadayız ve kişiler burada kalmak istiyor. Evlilik korkusunda kültürel ve geleneksel yaklaşımlarda etkilidir. Diyarbakır’da gelenek ve göreneklerinde erkeklere daha fazla yüklenen bir sorumluluk var. Bu nedenle yine erkeklerde daha sık görüyoruz."
EVLİLİK KORKUSUNUN ÜSTESİNDEN NASIL GELİNİR?
Odabaşı, evlilik Korkusunun üstesinden nasıl gelinebileceğine dair de, "Partnerler önyargısız bir şekilde konuşabilmeli. Evliliğe yüklenile anlam, beklentiler karşılıklı olarak paylaşılmalı. Olumlu ve olumsuz yönleri belirlemek ve hayat boyu birlikte bunlarla nasıl devam edebileceğinin senaryosu oluşturulmalı. Peri masallarındaki gibi sonsuza kadar mutlu olabilmek mümkün değildir. İlişkilerde tartışmalar kaçılmazdır önemli olan bu tartışmanın nasıl yürütüldüğüdür. Eğer evlilikle ilgili olumsuz düşünce ve korkularınız varsa ama partnerinizi de kaybetmek istemiyorsanız bireysel veya çift terapi şeklinde bir ruh sağlığı uzmanından profesyonel destekte alabilirsiniz" önerisinde bulundu.