ÖZEL HABER - Güneş OCAĞA / Sertaç KAYAR
Diyarbakır'da bu yıl fare istilasıyla karşı karşıya kalan hububat çiftçisi, ürün kayıplarının önüne geçebilmek için ilaçlama çalışmalarına hız verdi. Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, fare istilasına karşı yılan, tilki ve çakalların öldürülmemesi konusunda çiftçilere uyarılarda bulundu.
Diyarbakır'da 2024 yılı sonunda mahsulü eken çiftçi ciddi bir sorunla karşı karşıya. Önceki yıllara oranla tarım arazilerinde büyük artış gösteren tarla fareleri çiftçiyi bir hayli zorluyor. Küresel ısınma ve popülasyonu dengeleyen canlıların zehirli ilaçlarla yok edilmesiyle popülasyonu artan tarla fareleri sadece çiftçiyi değil, canlı yaşamını da tehdit ediyor. Uzmanlar kullanılan zehirli ilaçların kısır bir döngü yarattığını ve kalıcı çözüm olmadığını söylüyor. Güneydoğu Ekspres’e konuşan çiftçiler yaşadıkları sorunları anlatırken, uzmanlar da tehlikenin ne denli ciddi olduğuna dikkat çekti.
POPÜLASYON NEDEN ARTIYOR?
Dicle Üniversitesi Laboratuvar Hayvanları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Alaettin Kaya, fare popülasyonundaki artış ile ilgili şunları söyledi:
“Bunun yakın ve uzak sebepleri vardır. Yakın sebepler, dönem dönem havalar sıcak gittiğinde, besin bol olduğunda mevsimlik olarak bunların da doğum hızı yüksek olduğu için o yıl üreme fazla oluyor. Bir de bazen bir yerde popülasyon arttığında stresten dolayı göç etme durumu oluyor. Bir sebep bu, yani ya yerinde çoğaldı ya da başka bir yerden göç edip geldi. Bir diğer sebep de küresel ısınma. Küresel ısınma onlara olumlu şartları sağlıyor. Çoğalabilecekleri, beslenebilecekleri bir alan yaratınca hızlı artış gösteriyor.”
EN TEHLİKELİ NEDEN
En büyük tehlikeli nedene dikkat çeken Prof. Dr. Alaettin Kaya, “Bir diğeri, uzun vadede daha tehlikeli olanı, bunların doğada onları dengeleyecek yırtıcıların, yani onların biyolojik mücadele unsurlarının ortadan kalkmış olması. Bunlar tilki, sansar, baykuş şahin, kerkenez, yılanlar vs. bunların azalması. Bunlar niye azalıyor? Sürdürülemeyen tekniklerle, yani sürdürülebilinir tarım metotları kullanmadığınızda, çok ilaç attığınızda bunların ölümüne sebep oluyor. Ya da bunların barınabileceği yerleri ortadan kaldırdığınızda buna neden oluyor. Mesela tarlada gördüğünüz gibi koca bir alanda doğru dürüst bir ağaç göremiyoruz. Böyle olunca hayvan orada barınamıyor, yuva kurmuyor. Öyle olunca uzaklaşıyor. Tünebileceği, ağaç bulabileceği, yuva yapabileceği yere gidiyor. Öyle olunca tarlalar bu tür canlıların da cirit alanı oluyor” dedi.
“ZEHİRLİ BUĞDAY KISIR BİR DÖNGÜDÜR”
“Maalesef benim fark ettiğim kadarıyla uzun vadede iki sebepten dolayıdır” diyen Kaya, şöyle devam etti:
“Birisi küresel ısınmadır, diğeri de doğada bunların biyolojik mücadele unsurlarının yok edilmesidir. Tarım İl Müdürlüğü geçen yıl bin 500 kg. zehirli buğday vermişti. Bu yıl ise 5 bin kg zehirli buğday dağıtacağını açıkladı. Aslında kısır döngüdür bu. Siz oraya zehirli buğday verdiğinizde, o fare o zehirli buğdayı yediğinde zehirleniyor. Bununla beslenen kuş, yılan, sansar, çakallar, tilkiler de ölüyor. Bu öldüğünde, onların sayı sağlaması çok daha uzun vade gerektirirken, fare bunu bir yıl içinde belki kat be kat hızla bunu yerine getiriyor. Bir fare 2-3 ayda cinsel olgunluğa erişiyor, 21-28 günlük bir gebelik süreleri var. Yavru doğduktan sonra 2 ay içerisinde bağımsız hale gelip katı gıdaya geçme, 3. ayda tekrar erişkin doğruyor. Yani bu şekilde öyle bir atış gösteriyor ki tarla faresi hızlı çoğalıyor. 4-6-8 civarında yavru doğuruyor. Bu müthiş bir artış hızıdır. Doğada bununla mücadele edecek bir şey de olmayınca, var olanlara da biz zarar vererek böyle bir sonuç açığa çıkıyor. Böyle olunca da kısır bir döngüyle karşı karşıya kalıyoruz.”
“GÖZ ARDI EDİLEN BÜYÜK BİR RİSK VE TEHLİKE”
Popülasyonun artmasının büyük kayıplara neden olduğunu kaydeden Kaya, insan sağlığını da tehdit ettiğini söyledi. Kaya, “Tarımda, tarımsal ürünlerde büyük kayıplar, aslında daha da tehlikeli bir durum var bunların taşıdığı hastalıklar. Bunların sayısı artış gösterdiğinde stres ile başka yere gitmek istiyor ve yaylıyor. Beraberinde de maalesef pek çok zoonotik hastalığın kaynağı veya taşıyıcısıdır. Göz ardı edilen büyük bir risk ve tehlike var. Bu nedenle kısa vadeli çözümler yerine daha kapsamlı, geniş, habitatı koruma, ekosistemi koruma üzerine bir mücadele başlatılması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“İLAÇLAR TESİR ETMİYOR”
Ekoloji Aktivisti Dr. Zeki Kanay da artan fare popülasyonu ile ilgili şunları söyledi: “Bu sene olmadığı kadar fare popülasyonu var. Aslında dönem dönem oluyor. Bu arazide bazen grup grup görüyorduk, ilaçlıyorduk gidiyorlardı ama bu defa çok yaygın, çok sık yoğun olarak bulmakta. İlaç da tesir etmemekte. Köylüler de ben de uygulamalarda ilacın etkili olmadığını gördük. Sanki bazı ilaçlara karşı direnç geliştirmişler. O yüzden çare olmuyor.”
“DOĞAL DÜŞMANLARININ YOKLUĞUNDAN KAYNAKLANIYOR”
“Aslında en önemli nedenlerden biri de doğal düşmanlarının yokluğundan kaynaklanıyor” diyen Kanay, “Neredeyse bir karış ekilmedik, sürülmedik arazi kalmıyor. Dolayısıyla yılanlar yuva yapamıyor. Bir ağaç dahi yok Diyarbakır ovasında. Tek tük var. Doğal ağaç zaten bırakılmamış. Ağaç olmadığı için kartal, kerkenez, şahin türü yırtıcı kuşlar da konamıyor, yerleşemiyor. Dolayısıyla doğal düşmanları olmayınca fareler de çok yoğun oluyor. Bu sene de çok sıcak geçti. Büyük ihtimalle kış uykusu ya da dinlenmeye de geçmediler. Hava sıcak ve aşırı üreme görüldü. Göç ettiklerine dair bilgiler de var, o da olabilir. Belki başka yerden buraya göç ettiler ama tabi fareler çok çabuk ürüyorlar. Yerinde de üreme çok fazla var. Yoğun olunca beslenmek için biçer gibi buğday, arpa, nohut, mercimek yiyor. Daha tazeyken yedikleri için bir daha yeşermiyorlar” ifadelerini kullandı.
“KURAKLIK VE FARE İSTİLASINI ARTTIRDI”
Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, 2024 yılı sonunda çiftçilerin 2025 yılı mahsulünü ekmeye başladığını belirterek, son üç ayda bölgede istenilen yağmurların yağmaması nedeniyle hafif bir kuraklık yaşandığını açıkladı. İskenderoğlu, bu durumun, tarlalarda fare istilasının artmasına yol açtığını ve çiftçilerin ciddi bir rekolte kaybıyla karşılaşabileceğini söyledi. Kuraklık nedeniyle özellikle tarla farelerinin çoğaldığını belirten İskenderoğlu, “Araziler kuru olduğu zaman fareler daha rahat hareket edebiliyor ve yuva oluşturabiliyor. Yağmur ve kar yağmış olsaydı fareler fazla dolaşamazlardı ve tahıl ürünlerine zarar veremezlerdi. Ancak bu yıl kuraklık nedeniyle fare istilası artmış durumda” dedi.
“DOĞANIN DENGESİNİ BOZMAK ZARARA YOL AÇIYOR”
İskenderoğlu, farelerin çoğalmasının yalnızca kuraklıktan kaynaklanmadığını, insanların doğanın dengesine müdahalesinin de etkili olduğunu belirtti. Tilki, yılan ve çakalların fareleri yediğini hatırlatan İskenderoğlu, çiftçilere bu hayvanları öldürmemeleri gerektiği konusunda sürekli uyarıda bulunduklarını ancak bu uyarıların pek dikkate alınmadığını söyledi. İskenderoğlu, çiftçilerin bu tür hayvanları öldürmek yerine doğal dengeyi korumaları gerektiğine dikkat çekti.
ÇİFTÇİLERE İLAÇLAMA VE DERİN EKİM TAVSİYESİ
İskenderoğlu, çiftçilere tarlalarını düzenli olarak kontrol etmelerini ve fare istilası ile karşılaşmaları durumunda gerekli ilaçlamaları bir an önce yapmalarını tavsiye etti. Ayrıca, gelecek yıl için doğanın dengesini bozmamaları ve fare istilasıyla mücadele için derin ekim yapmaları gerektiğini kaydetti.
ÇİFTÇİNİN MÜCADELESİ
Diyarbakır Merkez Sur İlçesi Yenievler Mahallesi’nde çiftçilikle uğraşan Ömer Faruk Kaya ise, kuraklık nedeniyle farelerin tarlalarında çoğaldığını söyledi. Kaya, “Kuraklık nedeniyle tarlalarımızda fareler çoğalıyor. Biz de şuan fare deliklerine ilaç atıyoruz. Her yıl fare ile mücadelemiz var, ancak bu yıl kuraklık nedeniyle fareler daha fazla çoğaldı” dedi. Kaya, ilaçlamalarla mahsullerini korumaya çalıştıklarını söyledi.