ÖZEL HABER - Güneş OCAĞA / Veli BALTACI
2007 yılında yapımına başlanan ve 2011 yılında da firmaların faaliyete geçtiği Diyarbakır Tarıma Dayalı İhtisas (BESİ) Organize Sanayi Bölgesi, Türkiye'de sanayi olarak ikinci, doluluk kapasitesi olarak da ilk sırada yer alıyor. Gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuşan BESİ OSB Müdürü Hasan Balkaya, BESİ OSB'nin Diyarbakır'ın en önemli hayvan üssü olduğunu söyledi.
ÜÇÜNCÜ EN BÜYÜK ET ENTEGRE TESİSİ
BESİ OSB'nin 2007 yılında kurulduğunu belirten Balkaya, "Yatırımcılarımız 2011 yılında BESİ OSB'de faaliyete başladı. Şuanda bizim 8 tane inşaatımızla beraber 81 tane parselimiz aktif halde. Toplam parsel sayımız ise 86 tane. Tabi bir tane biyogaz tesisi, Türkiye genelinde de üçüncü en büyük et entegre tesisi sanayimizde bulunmakta" dedi.
“BU YIL 20 BİN HAYVAN SAYISINA ULAŞACAĞIZ”
Sanayi olarak da Türkiye'de ikinci olduklarını vurgulayan Balkaya, "Ancak kapasitede doluluk olarak da ilk organize sanayi bölgesi biziz. 2024 yılı Kurban Bayramı'nda hayvan doluluk kapasitemiz 16 bindi. Hemen akabinde de yatırımcılar tekrar hayvan girişlerini sağladılar. Şuanda sanayimizde 12 binin üzerinde hayvan var ve ithal hayvanlar da ekstra geliyor. Tahminimiz bu sene 20 bin hayvana sayısına ulaşacağız" diye konuştu.
“EKSTRA BİR REZERVE ALANI YAPMAK İSTİYORUZ”
Sanayi bölgesinin kurulma amacına da dikkat çeken Balkaya, şunları söyledi: "Organize Sanayi Bölgeleri'nin kurulmasının nedeni merkezlerde hayvancılığın belli bir alana toplanması. Amaç ve gaye Diyarbakır için planlanan ve arzulanan şeyler karşılandı. Şuanda büyüme planlarımız değerlendiriliyor. Buradaki parsellerin neredeyse hepsi dolu. Dolayısıyla yeni bir yer için talebimiz var. Mevcut alanımızda boş yerimiz kalmadı çünkü. Bütün parsellerimiz tahsisli. Ekstra bir rezerv alanı yapmak istiyoruz."
“YERLİ HAYVANDA GİRDİ MALİYETLERİ YÜKSEK”
Hayvancılıkta maliyet artışlarının yatırımcıları zorladığını dile getiren Balkaya, şunları ifade etti: "Girdi maliyetleri çok yüksek. Özellikle yem maliyetlerinde müthiş bir fiyat artışı var. Diyalogda olduğumuz yatırımcılarımız genellikle yerli hayvan besleyemeyecek durumda olduklarını söylüyorlar. Çünkü et piyasası bir dengesizlik içerisinde. Bir düşüyor, bir yükseliyor. Ve bu da tabi kendileri için bir sıkıntı oluşturuyor. Yatırımcılarımız 'bizler farklı bir sektörde boy gösteremiyoruz. İşimiz hayvancılık. Bu sektörde de işimizi sürdürmek istiyoruz' diyor. Yatırımcılar yerli hayvanlarda zararla karşılaşabilecek bir durumları söz konusu.”
“İTHAL HAYVANDA TALEP YÜKSEK AMA HAYVAN YOK”
Balkaya, ithal hayvan konusunda yaşanan sıkıntılar ile ilgili de şunları söyledi: “İthal hayvanlarda ise şöyle bir sıkıntı var, talepler çok yüksek, ancak tesislerini doldurabilecek şekilde ithal hayvan yok. Çünkü talep edilen oranda hayvan gelmiyor. Bir hayvan tesisinin kapasitesi 500 ise gelen hayvan sayısı 50 adet. Firmalar yatırımlarının karşılığını görmek istiyor. Yatırımcılar 100 tane hayvana 7 milyon TL para harcıyor. Doğal olarak da onlar da bunun karşılığını görmek ister. Bugün ithal hayvan getirdiklerinde sene sonu ne olur korkusunu yaşıyorlar. Çünkü et yükselir mi, düşer mi soruları var. Ki ticaret hayvan işi yapanlar için çok hassas bir nokta. Çünkü sattığı malı tekrardan yerine bırakması gerekir. Genel anlamda talepleri ithal hayvancılık onda da verilen hayvan sayısı az."