Güneş OCAĞA -ÖZEL HABER

İçerisinde 70 işletmenin olduğu Diyarbakır’daki Tarıma Dayalı İhtisas Besi OSB’deki firmaların, ölen hayvanları Övündüler Köyü'ne yakın bir alana attığını iddia eden köylüler, gelen vahşi hayvanlardan dolayı hem can güvenliklerinin  tehlikede olduğunu, hem de sağlıklarına zarar verildiğini söylediler.

Gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuşan Övündüler Mahallesi muhtarı Mehmet Caferi, köy halkı olarak isyanda olduklarını belirtti.

“KÖYÜMÜZÜN ALANI KİRLETİLİYOR”

Caferi, "2011 yılında kurulan Besi OSB'nin içerisinde Güneydoğu'nun en büyük kasaphanesi bulunuyor. Yine içerisinde 70 tane firma var. Bu firma sahipleri kendi işletmelerinde ölen ve hastalıklı hayvanları getirip köyümüzün hemen yanındaki alana atıyorlar. Yine kasaphane de hayvan atıklarını Devegecidi Barajı’na kadar uzanan ve 10 tane köyden geçen Övündüler Kanalına atıyor" dedi.

“SAĞLIMIZ VE GÜVENLİĞİMİZ TEHLİKEDE”

Köylerine yakın yere atılan ölü hayvanlardan dolayı hem can güvenliklerinin, hem de sağlıklarının tehlikede olduğuna dikkat çeken Caferi, "Hastalanıp ölen büyükbaş hayvanları çöp sahasına kireçleyip gömmeleri gerekirken, getirip köyümüze yakın alana atıyorlar. Dolayısıyla köpek ve vahşi hayvanlar buraya akın ediyorlar. Gelen vahşi hayvanlar, hem çocuklarımıza saldırıyorlar, hem de küçükbaş hayvanlarımızı yiyorlar. Can güvenliğimiz tehlikede. Köylüler ve çocuklar dışarı çıkarmıyorlar. Yine bu hayvanların buraya atılması sağlığımıza da büyük zarar veriyor. Hastalanıyoruz" dedi.

DEVEGEÇİDİ BARAJI DA TEHLİKEDE

Besi OSB'nin içerisinde yer alan bölgenin en büyük kasaphanesinin hayvan atıklarını Övündüler su kanalına attığını iddia eden Caferi, "Köyümüzün ortasında da geçen bu kanal Devegeçidi Barajı’na kadar uzanıyor ve çevresinde 10 tane köy var. Hayvan kanı ve atıkları Devegeçidi Barajı’na kadar gidiyor" diye konuştu.

YETKİLİLERE ÇAĞRI

Yaşam alanlarına atılan ölü hayvanların suç teşkil ettiğini işaret eden Caferi, şöyle devam etti: "Daha önce savcılığa başvurduk. Yine CİMER dahil birçok yetkili kuruma da başvurduk, ama sorun çözülmüyor. Bakın burada herhangi bir çocuğumuz veya da köylü yaşamını yitirirse bunun hesabını kim verecek? Yetkililer bu durum karşısında sessiz kalmasın."

Muhabir: Güneş OCAĞA