ÖZEL HABER - Sertaç KAYAR
Yaşanan ekonomik kriz, borç batağına sürüklüyor. Gelir-gider arasındaki makas açıldıkça vatandaş kredi kartları, krediler ve tefeciler gibi yollara başvurmak zorunda kalıyor. Borçlanmadaki artış, Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) raporuna da yansıdı. Rapora göre, bireysel kredi borçları hızla artıyor. Diyarbakır da kredi borcunda zirve yapan iller arasında yer alıyor. Diyarbakır, bireysel kredi borçlanmasının en hızlı arttığı kentlerden biri. Kredi kartı borçlarında, bir yıl içinde yüzde 78,4’lük artış dikkat çekerken, kişi başına düşen ortalama borç miktarı da hızla yükseliyor.
BİREYSEL KREDİLERDE SORUN BÜYÜYOR
Diyarbakır’daki takipteki kredi oranı, yani geri ödenemeyen krediler, yüzde 7,2 ile Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Bu oran, şehirdeki ekonomik sorunların derinliğini gösteriyor. TBB raporunda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde borçlarını ödeyemeyen şehirlerin başında Diyarbakır geliyor. Şanlıurfa (%6,5) ve Mardin (%6) de benzer bir borçlanma krizi yaşıyor. Bu tablo, bölgede işsizlik, yüksek enflasyon ve ekonomik daralmanın etkilerini açıkça ortaya koyuyor.
“GELİR AZALINCA BORÇLANMA ARTIYOR”
Mevcut tabloyu Güneydoğu Ekspres’e değerlendiren Güneydoğu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (GÜNSİAD) Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu, borçlanma tablosunun sadece Diyarbakır’a özgü olmadığını, Türkiye genelinde yaşanan bir durum olduğunu söyledi. Nedeni “ekonomik kriz” olarak ifade eden Bedirhanoğlu, “Her sektörde gelirin azalması ile alakalıdır. Memurun maaşı kendine yetmiyor, diğer gelir gruplarının işçilerin, emeklilerin yetmiyor. Dolayısıyla iki yakayı bir araya getiremiyor. Belki 2-3 sene önce durum daha iyiydi, 5 sene önce bu durumdan daha iyiydi, bu borçlanma meselesinde. Sizin paranız sizin geçiminize yetmediği zaman sizi borçlandırıyor. Kime borçlanıyorsunuz? Bankalara borçlanıyorsunuz” dedi.
“TEFECİLİK ARTIYOR”
Bankalara borçlanmanın yanı sıra tefeciliğin de bu süreçte arttığını ifade eden Bedirhanoğlu, şunları söyledi: “Piyasada tefeciliğin gelişmesi, piyasada para satıcılarının çoğalması, bu para satıcılarından da özellikle iş yapan, ticaret yapanların onlardan para alma oranını da arttırdı. Yani tefecilerle çalışma arttı. Finansa erişim de zorlaştı. Finansa erişim zorlaşınca, yani bankaların para verme koşulları bir 5 sene önceye göre daha sıkı bir disipline edildi. Bankalar çok kredi verme taraftarı değil. Bu tip dönemlerde tefecilere rağbet artıyor. Finansa erişimin zorlaştığı paranın da piyasada azaldığı ve borcun da arttığı dönemde tefecilik artıyor.”
“MALİYETLER ARTINCA PARA YETMİYOR”
Artan tefecilik ile yaşanan sorunlara da dikkat çeken Bedirhanoğlu, “Buna bağlı olarak haberlerde sık sık kavgaları da duyuyoruz. ‘Alacak-verecek sorunlarından birbirini vurdular’ şeklinde haberler artıyor. Bu tefeci ile borçlu arasında yaşanan gerginliktir. Yoksa beraber ticaret yapanların arasında kavga çok az olur. Para satanlar ile alıcılar arasında bir kavgadır. Bu da ülkenin içinde bulunduğu koşulla izah edilebilir bir durumdur. Piyasa ekonomisi çok iyi değil, üretilen mal ve hizmetler pahalı, gelirler azalıyor. Bu da gelir-gider arasında makası açtığı için bu sonuç çıkıyor. Maliyetler artınca para yetmiyor, borçlanıyorsunuz” şeklinde konuştu.