ÖZEL HABER - Güneş OCAĞA
Diyarbakır'da 2016 yılında 80 kişilik bir huzurevi açıldı. Televizyon izleme salonları, 2 ve 3'şer kişilik özel odaları ile modern bir yapı olan huzurevinde sadece 6 yaşlı tek kaldığı için bir yılı dolmadan kapatıldı. O dönemki Sosyal Hizmetler İl Müdürü Zülfü Toman, kentte yaşlılarını huzurevine bırakan ailelerin bundan utanç duyduğu için, huzurevini Zihinsel Engelliler Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'ne dönüştürdüklerini ve 6 yaşlıyı da başka illerdeki huzurevlerine naklettiklerini söylemişti.
HUZUREVİ NEDEN KAPATILDI?
Sosyolog Nagihan Çetin, Diyarbakır'da açılan huzurevinin neden kapatıldığını ve bölgedeki halkın huzurevlerine olan bakış açısını gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e değerlendirdi. Çetin, Türkiye'nin batısında özellikle de büyük kentlerde yüzlerce huzurevlerinin olduğunu, fakat bölge illeri olan Diyarbakır, Adıyaman, Batman, Bingöl, Bitlis, Erzurum, Hakkari, Iğdır, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak gibi şehirlerde olmadığını söyledi.
“KÜRTLER YAŞLILARINA SAHİP ÇIKIYOR”
Kürtlerde aile yapılarının çok güçlü olduğunu vurgulayan Çetin, "Bölgedeki halk kendi yaşlılarına sahip çıkıyor ve yaşlılarını huzurevlerine bırakmak onlar açısından yadırganan bir durum. Kürtlerin kültürel geleneğinde böylesi bir durum söz konusu bile olmuyor. Dayanışma ağları ise çok güçlü" dedi.
Kürtlerde yaşlıların otoriter konumda olduğunu belirten, Çetin, "Yaşlanan anne ve baba vefat edene kadar aile içerisinde otoriter bir konumda. Hatta her şey onlara danışılır. Özellikle de baba ölene kadar bütün gücü elinde tutar. Kürtlerde yaşlanan anne ve baba neredeyse kutsal bir durumda olur. Bu nedenledir ki, Diyarbakır'da açılan huzurevi bir yılını bile doldurmadan kapandı.
Kentte huzurevi ilk açıldığında sadece 1 yaşlı bırakıldı, ardından bu sayı en fazla 6 kişiye yükseldi. Devamı gelmeyince bu yaşlılar başka illerdeki huzurevlerine sevk edildi. Diyarbakır halkı açısından bu durum ayıp olarak görülüyor" diye konuştu.
“YENİ NESİL ÇOK FARKLI SORUMLULUK ALMIYOR”
Çetin, şöyle devam etti: "Ama bundan sonra Diyarbakır'da huzurevine ihtiyaç duyulabilir. Yeni nesil çok gelenek ve kültürel yapısına bağlı değil artık. Daha çok bireyci ve sorumluluk almak istemeyen bir nesil oluşuyor. Ayrıca kalabalık aile yapısı da giderek bitiyor ve iki, en fazla üç çocuklu aileye dönüşüyor. Yeni nesil yaşlıları artık yük olarak görüyor. Ve asla fedakar değil, çok rahat sorumluluk almayı reddediliyor.
Bu nedenle devletin Diyarbakır'da bir huzur evini ilerleyen süreçte açması gerekiyor. Kimi yaşlılar var oldukları yerde memnun değiller ve onlar için alternatif bir yer olması gerekiyor."
