ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU / KAMERA - Veli BALTACİ
Her kentin kendine has mekanları ve meydanları vardır. Sosyal, siyasal ve ekonomik hayatın konuşulup tartışıldığı, eski ile yeni nesil arasındaki kültür ve sosyal hayat geçişlerinin konuşulduğu mekanlar o kentlerin kalbi niteliğindedir. Diyarbakır’da yarım asra yakındır var olan Yüksek Kahve de bu mekanlardan biri. Merkez Yenişehir İlçesi’nin Ofis semtinde bulunan kahve, emekli ve yaş almış insanlar olmazsa olmaz uğrak yerlerinin başında geliyor. 48 yıldır çalıştırdığı ve Diyarbakır için bir marka olan meşhur Yüksek Kahve’nin işletmecisi Musa Çelik ile kahvenin tarihi ve misyonunu konuştuk.
“BURASI BENİM İÇİN BİR OKULDUR”
Musa Çelik, kahveye işletmeden çok bir okul gözüyle baktığını söylüyor ve nedenini şöyle açıklıyor: “Dünya ve ülke ekonomisinden kaynaklı olarak zaman zaman işlerin kesat olmasına ve bazen de zarar etmeme rağmen kahvemden hiç vazgeçmedim. Burası benim için bir iş yerinden çok bir ev gibi. Tüm müşterilimle bir aile duygusuyla ilgileniyor ve hizmet ediyoruz. Gerçi ben artık eskisi kadar faal değilim ama yaşım gereği ciddi bir hastalığı ve bir işim yoksa kesinlikle sabahın erken saatlerinde mutlaka buraya gelirim. Kahvemiz 7/24 açık durumdadır. Sanırım Diyarbakır’da bu şekilde açık olan mekan sayısı çok azdır. Önceleri sadece çay ocağı olarak işlettik. Ama daha sonra buraya gelen müşteri ve dostlarımızın zamanlarını biraz daha iyi geçirmeleri için satranç ve damaya yer verdik. Başka herhangi bir oyun oynamasına asla izin vermiyoruz” dedi.
“YENİ NESİL, BÜYÜKLERİN TECRÜBELERİNDEN YARARLANMAYI BİLMİYOR”
Şehrin göbeğinde olması nedeniyle, şehir içinde yaşayan ya da çevre ilçe ve köylerden Diyarbakır’a gelen herkesin mutlaka Ofis’e uğradığını kaydeden Çelik şöyle devam etti: “Ofis semtine uğrayan her kesin de mutlaka uğradığı ve dinlenmek için bir çay içtiği mekan durumundayız. Her yaştan ve düşünceden insanların geldiği kahveye son zamanlarda artık yaş almış dostlarımız daha çok gelmeye başlıyor. Yeni nesil, maalesef ki yaş almış büyüklerin tecrübelerinden yararlanmayı bilmiyor. Kendilerince, belki ihtiyaç da duymuyorlardır. Ben kendimi bildim bileli, yaşça büyüklerle oturup kalktım. Hayatı anlamak ve tecrübelerinden yararlanmak için. Şimdi bu yaştayım ve çok şükür ki gençliğimde öyle yapmışım diyorum.”
“SİYASET VE EKONOMİNİN NABZININ ATTIĞI YER”
“Yüksek kahve, şehrimizin ve ülkemizin sosyal, siyasal ve ekonomik durumun konuşulup analizlerin yapıldığı bir mekan durumundaydı eskiden” diyen Çelik, şöyle devam etti: “Okumuş, dünyayı ve bölgemizi iyi tanıyan çok kıymetli büyüklerimiz buraya okul gözüyle bakar, Türkiye ve dünya gündemiyle alakalı çok önemli analizler yaparlardı. Onun yanı sıra, ilimizde siyaset yapmak isteyenler mutlaka buraya uğrar ve fikir alışverişinde bulunurlardı. Yıllarca, okul okuyan biri ile burada hayat okulu okuyan insanlar arasındaki farka tanık oldum. Ankara’dan bölgemizi ya da ilimizi ziyaret eden siyasetçilerin de ilk durağı burasıydı. Burada ilin ve bölgenin nabzını tutar insanların fikirlerini alırlardı. O fikirler ülke ve ilimizin siyaseti için önemli adımlar atılmasını da sağlardı. Turgut ve Korkut Özal’dan tutun, Bülent Arınç’a, Erdal İnönü’ye kadar birçok siyasetçi geldi geçti. Hepsi ile çok önemli fikir alışverişlerimiz de oldu dostluklarımız da. Buraya gelen her siyasetçiye rahatlıkla derdimizi ve isteklerimizi anlatabiliyorduk. Çözülebilir sorunlar o sırada hemen ilgili kişilerle ulaştırılırdı ve hal olurdu” diye konuştu.
“DÜNYA VE ÜLKE GÜNDEMİNİ KONUŞUYORUZ”
Kahvenin müdavimlerinden Hüsnü Aslan, merkeze bağlı bir köyde ikamet ettiğini belirterek, “Köyde yaşıyorum ama merkeze geldiğimde mutlaka burada zaman geçiriyorum. Buraya uğramadan eve gittiğimde, bir şeyim eksik kalmış gibi hissediyorum. Burada dostlarım var, çayı lezzetlidir. Günlük sohbetlerimizin yanında dünya ve ülke gündemini de kendi aramızda konuşuyoruz. Kumar ve diğer oyunlar oynanmadığı için de kendimi rahat hissediyorum” dedi.
“UĞRAMAZSAM SANKİ BİR ŞEYLERİ EKSİK YAPMIŞ GİBİ OLUYORUM”
“Her gün muhakkak buraya uğruyorum. Gün içinde uğramazsam sanki bir şeyleri eksik yapmış gibi oluyorum” diyen başka bir müdavim de “Dostlarımızla görüşüyoruz, ülkenin ve ilimizin durumunu konuşuyoruz. Siyaseti ekonomiyi konuşuyoruz. Burası bizim için bir kahveden çok bir okul, bir ev gibi. Diyarbakır’ın en işlek semti ve güneşin en güzel hissedildiği yer olması nedeniyle, her gün buraya geliyorum. Malum emekliyiz gideceğimiz başka bir yerimiz de yok. Burada oyun falan olmadığı için de rahatsız. Sohbetimizi yapıp, dostlarımızı görüp sonra namazımı kıldıktan sonra evlerimize gidiyoruz. Bu kahve bizim için bir tarihtir” şeklinde konuştu.