ÖZEL HABER - Güneş OCAĞA
Küresel ısınma ve kuraklığın etkilerinin en çok hissedildiği yerlerden biri olan Diyarbakır'da toprak, yağmur suyuna doymadı. Gazetemiz Güneydoğu Ekspres'e konuşan Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, "Evet yağmur yağdı ve barajlara sular doldu, ama yeraltı kaynakları olan koyular ve pınarlar yeterince suya doymadı. Çünkü yağmur suyu Anadolu'da erozivtir, yani hızlıca akar ve geçer. Tabana ve derinliğe sirayet etmez. Ekinler için yeterli olabilir, ama toprağın doyması açısından kesinlikle yetersizdir" dedi.
ÇİFTÇİLERE TAVSİYELERDE BULUNDU
Çiftçilere tavsiyelerde bulunan Kılıç, şunları söyledi:
"Buradan çiftçilerimizin özellikle şunu tavsiye edebiliriz, tarlanın sürünmesinde eğime ters şeklinde bir uygulama yapmaları lazım. Maalesef bu konuda çiftlerimiz eğim doğrultusunda sürüm yaptıklarından, tarlalarda yağmur derine inmiyor, hatta çok verimli olan yüzey toprağı da eroziv şeklinde alıp götürüyor. Bu yüzden yağmur suyundan istifade etmek için, özellikle tarlalarda sürünme olayının eğime dik olarak ya da kesen biçimde olması gerekiyor ki, toprak daha fazla suyu bünyesine alsın."
SU İSRAFINA KARŞI UYARDI
Su israfına karşı da uyarılarda bulunan Kılıç, "Bu yıl ay itibariyle gelen yağış yeterli, ama bunun taban suyunu doldurmadığını bildiğimiz için aslında kuraklık kapıda diyebiliriz. Çünkü toprak suya doymadı. O yüzden bizim tedbirler almamız lazım. Tedbirlerin başında da hem kırsalda, hem de şehirde suyu biriktirmemiz lazım. Kırsalda özellikle küçük göletler, küçük barajlar büyük bir öneme sahip. Şehirde de bizim Yağmur suyunu toplama depoları yapmamız gerekiyor. Bizler, şehirde içme suyuyla çiçekleri, bahçeleri suluyoruz, bu çok büyük bir israftır. İnsanların içebileceği suyun sulamada kullanılması tamamen yanlıştır. Bu yüzden belediyelerimize yerel yönetimlerimize şu düşüyor, yağmur sularını şehir merkezinde toplamamız lazım" dedi.
"KAR YOK, BUNDAN SONRA OLMAYACAK"
"Kar yok bundan sonra da olmayacak" diyen Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Önümüzdeki yıllar daha da vahimdir. Her geçen gün dünyanın da sıcaklığı artıyor. Bu küresel ısınmaya bağlı, bizim tedbir almamız lazım. Suyu tasarrufla kullanmalıyız. Ve burada en önemli hususlardan birisi de suyu kirletmememiz lazım. Mesela nehirlere lağım suları, su atıklarını bırakıyoruz, bırakmamamız lazım. Bu Diyarbakır, Güneydoğu Anadolu bölgesi, Türkiye ve dünya için de geçerli, kirlenen sularımızı mutlaka arıtılması lazım. Diyarbakır'da çok güzel bir tesis var, Atık Su Arıtma Tesisi. Dicle Nehri'ne özellikle kirli sular boşaltılıyor. Dicle Nehri'ndeki suları kimi yerlerde vatandaşlar içme, kimi yerlerde de tarlalarda kullanıyor. O yüzden Dicle Nehri'ni kirletmeyin diyoruz.
“LAĞIM SULARINI NEHİRLERE BIRAKMAYIN”
Son yağışlarla bu yılı kurtarabiliriz, fakat bu bizi rahatla sevk etmesin, çünkü dünya genelinde çok büyük bir küresel ısınmaya bağlı kuraklık yaşanıyor. Evet bu yıl barajlarımız nispeten doldu, o da çok iyi ama bu sürekli değil. O yüzden bizim tedbir almamız lazım. Kurumlar arasında işbirliğine ihtiyacımız var, vatandaşımızın suyun az olduğunu tasarruf etmesi gerektiğini bilmesi lazım. Yani eğitim çalışmaları söz konusu, çünkü bilinçli insanlar sıkıntıyı daha az yaşarlar, ama biz bilinçsiz su kullanırsak bu ciddi sorunlara neden olacaktır. Özellikle suyu kirletmeme mecburiyetimiz var. Lağım sularını, sanayi atıklarını ve tarımdan gelen gübre ve ilaç kalıntılarını nehirlere, ya da göletlere bırakmamamız gerekiyor."