ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ
Diyarbakır’da, sokak müziğiyle başladığı kariyerinde önemli bir yer edinen Hamza Kartal, ömrünü vurmalı çalgıların üretimi ve tamiriyle geçiriyor. Müzikle tanışmasının küçük yaşlarda başladığını belirten Kartal, “Sokak müziği yaptığım yıllarda patlayan erbanemi tamir etmekle bu işe başladım. İlk başlarda eş ve dostların erbanelerini tamir ettim, ardından profesyonelleşmeye karar verdim” dedi.
“OĞLAK DERİSİNDEN ERBANELER TERCİH EDİLİYOR”
Yaklaşık 10 yıldır erbanenin yanı sıra pek çok vurmalı çalgı üreten Kartal, Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde açtıkları showroomda, ürettikleri çalgıların satışını yapmaya başladıklarını söyledi. Kartal, “Diyarbakır’daki profesyonel müzisyenler ve müzikle ilgilenen herkes hedef kitlemizdir. Diyarbakır’da vurmalı çalgılara büyük ilgi var ve bu potansiyeli görmek bizi daha fazla çeşit üretmeye yönlendirdi” dedi.
Erbane, bendir, davul ve şaman davulu gibi pek çok vurmalı çalgıyı ürettiklerini söyleyen Kartal, “Özellikle Diyarbakır’ın iklim koşullarına uygun oğlak derisinden ürettiğimiz erbaneler tercih ediliyor” şeklinde konuştu.
DİYARBAKIR VE ÇEVRESİNDE TEK ÜRETİCİ
İşçilik kalitesine verdikleri önemin satışlarını artırdığını da ifade eden Kartal “Bazı erbaneler bir günde bitiyor, bazıları ise bir ay sürebiliyor. Ürünün ham haliyle satışını yapmayı tercih ediyoruz, çünkü üzerine işleme yapılması sesin rezonansını olumsuz etkileyebilir” dedi. Diyarbakır ve çevresinde tek üretici olduklarını belirten Kartal, Türkiye’nin birçok bölgesine ürün gönderdiklerini de sözlerine ekledi.
“SESİNDEKİ MİSTİZM İLGİYİ ARTIRIYOR”
Vurmalı çalgıların tarihinin insanlık tarihi kadar eski olduğunu belirten İnönü Üniversitesi Devlet Konservatuarı mezunu Bedirhan Göçmen, “İlk insanlar, taşları taşa vurarak ya da ellerini çırparak sesler çıkartmış ve zamanla bu da vurmalı çalgıların icadına yol açmıştır. Mezopotamya’da erbane, Mısır’da darbuka, bendir ve def, Afrika’da ise djembeler ortaya çıkmıştır. Erbane Diyarbakır’a özgü bir vurmalı çalgıdır ve sesindeki mistizm bu ilgiyi artırıyor” dedi.
“STRES VE KAYGILARDAN UZAKLAŞTIRIR”
Diyarbakır’daki müzik eğitiminin önemine değinen Göçmen, son üç yıl içinde 228 öğrenci yetiştirdiğini söyledi. Göçmen, “Müzik, anne karnında başlar ve ölene kadar öğrenilir ve geliştirilir. Müzik, insanların stres ve kaygılarından uzaklaşmasını sağlar” dedi. Göçmen, müzik atölyesini bir akademiye dönüştürmeyi planladıklarını ve müzikle ilgilenenlere eğitim vermek için kayıt almaya başladıklarını da sözlerine ekledi.
