ÖZEL HABER - Mehmet Rumet SOYLU / Veli BALTACİ

Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde teknolojiye kafa tutan nostaljik bir berber dükkanı. İçinde son teknolojik aletlerin aksine eski malzemeler dikkat çekiyor. 64 yıl önce berberlik serüveni başlayan Ömer Akgündüz, 50 yıldır aynı sokakta hizmet veriyor. 64 yıl önce bir berberin yanına çırak olarak verildiğinde o mesleği hiç sevmediğini söyleyen Ömer usta, zaman geçtikçe sevmeye başladığını ve el emeği ile helal kazancın ne kadar lezzetli olduğunu söyledi. Berberlik mesleğinin önemli bir ustalık olduğunu ve dikkat gerektiğinin söyleyen Ömer usta, hikayesini Güneydoğu Ekspres’e anlattı.

SOKAĞIN DEĞİŞMEYEN BERBERİ

“Küçük yaşlarda hem ayakkabı boyacılığı yapıyordum hem de okul okuyordum” diyerek hikayesini anlatan Ömer usta, şöyle devam etti: “Boyacılık sırasında bazen yolum berber dükkanlarına düşerdi ve o tıraş köpüğünün ustanın elinde oluş hali midemi bulandırırdı. O yüzden sevemedim berberliği. Ama 64 yıl önce ailem beni zorla da olsa bir berberin yanına çırak olarak verdi. Bunca zamanın 50 yılını aynı sokakta çalışarak geçirdim. Zaman içinde ve yaşım ilerledikçe sevmeye başladım. Askerlikte berber olmanın çok avantajlarını görüp dönüşte ekonomik bir kazanç da elde edince hem sevdim hem de alıştım berberliğe. Yeni nesil, sakal tıraşına lazım olan köpük için başka malzemeler kullanıyor ama ben hala bildiğimiz tıraş sabununu kullanıyorum müşterilerim için. Doğrusunu söylemek gerekirse mesleki olarak yeniliklere çok da açık değilim. İşimi yaparken en nostaljisinden takılmak bana daha huzur veriyor.”

Diyarbakır’da Zamana Ve Teknolojiye Kafa Tutan Bir Usta4

“BERBELER KAFA MİMARIDIR”

Ömer usta “Berber dükkanları yakışıklı olmanın ilk durağıdır” diyor ve ekliyor: “Dükkandaki kokunun güzelliği, bir saça şekil verirken gösterilen çaba ve ustalık tarifi imkansız bir durum. Ben berberleri ‘kafa mimari’ olarak görüyorum. Tercihlerine saygı duysam da gençlerin bir berberde saçları için şekil istemesine bir anlam veremiyorum. Tamam genel geçer talepler olabilir ama benim dükkanıma tıraşa gelen birinin saçına şekli, ben veririm. Çünkü bir berber, hangi kafaya hangi modelin uyacağını en iyi bilen biridir. O yüzden kafa mimarı diyorum. Her kafanın tıraşı kesinlikle ayrıdır. Ama siz kafanızın yapısına göre değil de modaya göre tıraş olmayı isterseniz, ben o kafayı tıraş etmem. O kadar da katıyım bu konuda. O yüzden saygı duymakla birlikte genç nesle tıraş anlamında hizmet etmeyi pek sevmiyorum. Yani kafa şekline uymayan bir tıraş isteyen kişi yakışıklı olayım derken çirkinleşiyor aslında. Bana böyle gelen müşterileri başka berber arkadaşlara yolluyorum ve hatta selamımı iletmelerini de istiyorum.”

Diyarbakır’da Zamana Ve Teknolojiye Kafa Tutan Bir Usta8

“USTA OLMAK ÇOK ŞEYDİR”

“Bana bu işi öğreten ve yanında 6 yıl çalıştığım ustam, kalfa olduktan sonra beni kıskanmaya başladı” diyerek, hikayesini anlatmayı sürdüren Ömer usta şunları söyledi: “Müşterilerle ilişkilerim iyiydi, olaya sadece para kazanmak olarak bakmıyordum. Aynı yerde çalışıyor olmamıza rağmen bana gelen müşterileri, malzeme eksikliğimiz var diyerek hep geri gönderirdi. Oysa kazanç ikimizindi de ama işte anlamlandıramadığım bir kıskançlık vardı. Zaten ondan sonra da kendisinden ayrılıp kendi işimi kurdum. Oysa ‘Usta’ olmak çok şeydir bizim işimizde. Benim berberlik hayatım boyunca birçok çırağım oldu. İşi de çok iyi öğrendiler ama zaman içinde berberlik yapmayı bıraktılar. Bilebildiğim kadarıyla şu an berberlik yapan yok. Ama çok iyi berberlik öğrenen çıraklarımdan biri Amerika’da ikisi de Fransa ve Almanya’ya yerleştiler. Berberlik yapmıyorlar ama ustaları olarak bana saygıları hiç eksilmedi, hala arayıp sorarlar.”

Diyarbakır’da Zamana Ve Teknolojiye Kafa Tutan Bir Usta5

“KAPATMAM DÜKKANIMI”

Müşterilerine olan saygısından dolayı dükkanını kapatmamaya özen gösterdiğini söyleyen Ömer Akgündüz, “Emekliyim ve meşgul olabileceğim başka bir işim yok. O yüzden Pazar günleri ve bir hastalık ya da taziye olmadığı sürece dükkanımı her gün açıyorum. Bu önce kendime sonra da müşterilerime olan saygıdan dolayıdır. Düşünün müşterim şehir içinde ama uzak bir semtten gelecek ve ben kapalı olacağım, geldiğinde onlarca berberin önünden geçecek ama o yine de beni tercih ediyorsa benim bunu düşünmem gerek. Ayrıca gelişi gidişi müşterime hem maddi hem de manevi bir külfet. O yüzden olağanüstü durumlar hariç, gezme tozma için de olsa dükkanımı kapatmam. Mesleğimden memnunum, benden memnun olmayanların dükkanıma gelmemesi beni daha memnun ediyor aslında. Şu an çırak yok sadece tek tabanca ben çalışıyorum. Çırak yetiştirmek zor oldu artık. Yanınızda çalışacak çırağın hayatını, haysiyetini korumak sizin için görev. Maddi olarak da onu mutlu etmelisiniz. Günümüz koşullarında bu biraz zorlaştı” dedi.

Diyarbakır’da Zamana Ve Teknolojiye Kafa Tutan Bir Usta6

“50 YILDIR GELMEYE DEVAM EDEN MÜŞTERİLERİM VAR”

Eskiden berberlerin kullandığı araçlara dikkat çeken Ömer Akgündüz, “Eskiden el ile çalışan saç kesme makinalarımız vardı. Askerlerin dışarı çıkabildiği zamanlar dükkana birden 5–10 asker girdiğinde canımız çıkardı. Ya da bayram arifelerinde çok yorulurduk. Yüzlerce insanı tıraş etmek zorunda kalırdık. Ellerimiz, parmaklarımız kopardı adeta. Dur durak bilmeden 24 saati aşkın çalışırdık ve bu bizim için eziyet oluyordu. Tabi artık mecburen de olsa yeni saç kesme makinalarına geçtik, bu konuda daha rahat durumdayım. Ustura ile sakal tıraşı yapıyorum müşterilerimi. Elimde 55 yıl önce Almanya’dan gelen orijinal jiletsiz, kendimin keskinleştirdiği usturam var. Elimde müşteri varken bekleyen başka biri varsa strese giriyorum, bekletmek istemiyorum insanları. Gündelik müşteri sayım değişiyor ama gelen çok eski müşterilerim var.

Diyarbakır’da Zamana Ve Teknolojiye Kafa Tutan Bir Usta3

Neredeyse şehrin öbür yakasından sırf yanımda tıraş olmaya ve sohbet etmeye gelenler oluyor. Berber dükkanımı artık bir yazıhane, bir dinlenme alanı olarak kullanıyorum. Müşteri gelse yok demem ama çok da müşteri beklentim yok. 50 yıldır, küsmedikçe, tayinleri çıkmadıkça ve ölmedikçe gelmeye devam eden müşterilerim var’’ diyerek, sözlerine son verdi.

Muhabir: Mehmet Rumet SOYLU