Güneş OCAĞA/ÖZEL HABER
Binlerce yıllık tarihinin gizemli izleri ve çözülmeyi bekleyen sayısız sırrıyla adeta bir zaman tüneli olan Diyarbakır'ın merkez Sur İlçesi'nde yer alan Anadolu'nun en büyük ve ilk camisi, İslam dünyasının da beş büyük mabedinden birisi olarak görülen Ulu Cami, sadece kendi ihtişamıyla değil, altında yatan gizemleriyle de dikkatleri üzerlerine çekiyor.
ULU CAMİ'NİN ALTINDA GİZLİ BİR SIR VAR
Ulu Cami'nin hemen altında tarih boyunca çok az kişinin bildiği bir sır yatıyor. O da Martoma Kilisesi'dir. Diyarbakır'daki birçok tarihi eser gibi Martoma Kilisesi de kökenlerini Milat'tan Önce'sine dayandırıyor. Müjdeci Moraday, Hz. İsa'nın havarilerinden Martoma'nın kardeşi olarak bölgeye gelir ve burada Hristiyanlığı yaymaya başlar.
ULU CAMİ'NİN İÇİNDEN MARTOMA KİLİSESİ'Nİ GÖREBİLİYORSUNUZ
Diyarbakır o dönemlerde Akbar Krallığı'nın hüküm sürdüğü bir bölgedir. Kral beşinci Akbar, Hz. İsa'ya gönderdiği heyet ve mektup aracılığıyla Hristiyanlığı kabul eden ilk kraldır. Kral ve halkı putperestlikten dönerek Hristiyanlığı benimser ve eski mabetlerin üzerine kilise ve manastırlar inşa ederler. Diyarbakır'ın merkezinde bulunan Martoma Kilisesi de bunlardan biri. Ulu Cami'nin içine girdiğinizde ve halının altını kaldırdığınızda Martoma Kilisesi'nin bir bölmesini görebiliyorsunuz. Bu bölge sağlam bir camla kapatılarak korunmaya alınmış.
MARTOMA KİLİSESİ'NİN TARİHİ MİLAT'TAN ÖNCE'YE DAYANIYOR
Martoma Kilisesi'nin tarihi çeşitli kaynaklarda Milat'tan Önceki dönemlere kadar uzanmakta. Hristiyanlıklarla beraber çeşitli ilavelerle kiliseye dönüştürülmüş ve şehrin en büyük mabedi haline gelmiştir. Milat'tan Sonra 630 yıllarında kilisenin önce bir kısmının, daha sonra tamamı camiye çevrilir. Selçuklular, Artuklular, Akkuyunlular ve Osmanlılar döneminde yapılan ilavelerle bugünkü halini alan cami, Anadolu'nun en eski camisi ve Müslümanlarca kutsal kabul edilen beş önemli yerlerden biridir.