İl Başkanı Abdurrahman Ergin, Diyarbakır’daki yangınla ilgili, yetkililerin yetkisiz, ilgililerin ilgisiz olduğu üzerinde durdu.
Ergin’in yaptığı basın açıklamasından başlıklar şöyle:
“Bölgemizde adından oldukça bahsettiren Elektrik Pazarlama Kurumu, her zaman vatandaşa, çiftçiye, üreticiye, esnafa icrâlarla, elektriği kesmelerle gündeme gelmektedir…
Kamuoyundan öğrendiğimiz kadarıyla 1987’den bu güne diktiği elektrik direklerinin gereken bakımını yapmayan kurum, sessizlik içinde. Her gün bu afetin yansımaları sosyal medyaya yansıyor.
Ölümler artıyor. Toprağa verilen insan sayısı artmakta. Ekili araziler artık yok.
Uçaklar söndürme çalışmalarına neden katılmadı?
Üzerinde yaşayan canlılar ateş dalgalarında yandı kavruldu. Burası bir Akdeniz-Ege yerleşim alanı olmadığı için mi Helikopterler- Uçaklar söndürme çalışmalarına katılmadı ?
Bahane oldukça kolaysa hemen yakın alanda Göksu Barajı var. Hükümet yetkilileri açıklama yapmakla meşgul. Mesele anız yakma meselesi olarak geçiştirilemez.
Çınar ve Mazıdağ köylerinde olan yangınlarla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulmalı, ihmali olan kuruluşlar ortaya çıkarılmalı.
Binleri aşan küçük baş ve büyük baş hayvan sayısı, yabani hayvanlar, kuşlar, börtü-böcek. Ateşlerde yana yana ölen insandı. Ateşlerde yana yana ölen, çırpınan, yanan canĺılar için hayvan hakları dernekleri, vakıfları nerede?
Çevre vakıfları ve dernekler nerede?
Çevre katliamında her şey yandı bitti kül oldu. Yanan ve kül olan, altında canlar giden evler…
Sadece Sağlık Bakanı ölü ve yaralı sayısı veriyor. Çevreyle ilgili bakanlık, ulaşımla ilgili bakanlık ne çalışma içinde?
Parti olarak gördüğümüz manzara, bu ülke dinamiklerine yakışan durum değildir. Gerekenler belli, yapılanlar ortada. Bunu bölge insanımızın, ülke insanımızın vicdanına havale ediyoruz.
Bölge insanına yiyecek içecek lazım değildi, yangını söndürecek ekipman gerekliydi. Bölge insanının yaralarını saracak olanlar yine kendi insanı olacaktır.
İhmal iddiası
Dahası her şey gün gibi ortada. Beş yıl sonra yerini bulacak adalet, takipsizlikle sonuçlanacaksa gerek yok, bunca mesaîye ve koşuşturmacaya.
Çınar ve Mazıdağı, içimizde kanayan bir yara olarak kalacaktır. Bankalar düşük kredili faizlerle yardıma koşacaksa bu bölge insanı kendi yarasını kendisi sarar. Her âileye iki-üç küçük baş hayvansa mesele, bölge insanı bunu sağlar. Her âileye onbeş günlük gıda kolisi ise bunun gereğini bölge insanı yapmaktadır. Biz bu konunun acil ve tez bir şekilde muhattabınca ele alınmasını istiyoruz. Suçlu olanlarla sınırlı olmasın, bu çalışma.
Diri diri yanan insanın, hayvanın, tabiatın hesabı sorulmazsa, bundan sonrası için önleyici tedbirler alınmazsa gereken soruşturmaların, komisyonların bir hükmü olmaz, olmayacaktır.”