HABER - Güneş OCAĞA / Veli BALTACI
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından bu yıl 7.’si düzenlenen ‘Uluslararası Tarihi Yapıların Güçlendirilmesi ve Geleceğe Güvenle Devri Sempozyumu’ Diyarbakır’da başladı. TMMOB’a bağlı İnşaat Mühendisleri Odası adına Diyarbakır ve Ankara şubeleri tarafından organize edilen sempozyum, Surp Giragos Kilisesi‘nde düzenlenen açılış töreniyle başladı. Sempozyum, açılışın ardından sempozyum iki gün boyunca Sezai Karakoç Kültür ve Sanat Merkezi‘nde devam edecek.
ÜÇ DİLDE AÇILIŞ
Düzenleme Kurulu adına açılış konuşmasını yapan Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden Prof. Dr. İdris Bedirhanoğlu, Kürtçe, Türkçe ve İngilizce konukları selamlayarak sempozyumun açılışını gerçekleştirdi. Bu yıl 7.’si düzenlenen sempozyum hakkında bilgi veren Bedirhanoğlu, “Bu sempozyumlar sayesinde tarihi yapı restorasyon proje ve uygulama hizmetlerine yaklaşımların iyileştirilmesi sağlanmıştır. Bu sayede yapıların statik ve dinamik davranışları da sorgulanır hale gelmiş ve daha sağlıklı bir restorasyon süreci için inşaat mühendislerinin de daha çok söz sahibi olması gerekliliği vusul bulmuştur" dedi.
SEMPOZYUM KİTAPLAŞTIRILACAK
Bedirhaoğlu, sempozyumun tarihi yapı açısından zengin bir kent olan hatta bu sayede ‘tarihin taşlara kazındığı şehir’ lakabına sahip olan Diyarbakır’da düzenlenmesinin ayrıca büyük önem arz ettiğini söyledi. Bedirhaoğlu şöyle devam etti: “Sempozyumumuzda 50’nin üzerinde ulusal ve uluslararası üniversitelerden ve üç dilde bildiri kabul edilmiştir. 9 ülkeden 129 yazar ile 10 tane oturum, iki mini sempozyum, 4 çağrılı ve bir davetli konuşmacı ile sempozyumumuzun verimli geçmesini diliyoruz. Ayrıca sempozyumun sonucunda bildirilerin bir araya getirilerek tarihi yapıların değerlendirilmesi ve güçlendirilmesi konusunda literatüre bir kaynak kitap kazandırılması amaçlanmaktadır.”
‘SUR’UN BİR KISMI SUR OLMAKTAN UZAKLAŞTI’
Ardından konuşan Diyarbakır İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Çiya Korkmaz Sur’da yaşanan tahribatlara dikkat çekerek “2016 yılında Sur’da yaşanan çatışmalı iklim, bu kadim kente geri dönüşü olmayacak zararlar verdi. 2013 yılında restore edilmiş bu kilise, o süreçte aldığı tahribat nedeniyle yeniden restorasyon görmek durumunda kılmıştır. Dört Ayaklı Minare’nin önünden geçip geldik hepimiz. O minarenin ayaklarında hâlâ kurşun izleri bulunmaktadır. Buradan Diyarbakır Barosu eski başkanımız Tahir Elçi’yi de rahmetle anmak istiyorum. Birçok tescilli yapının yıkıldığına şahit olduk. Sur’un dokusuna uymayan bir mimariyle yeniden yapılaşmaya gidildiğini gördük. Bugün gelinen noktada Sur’un bir kısmı Sur olmaktan fersah fersah uzaklaşmıştır” dedi.
"500'E YAKIN TARİHİ YAPI YIKILDI"
“2016 yılından sonra 500'e yakın tarihi yapı yıkıldı” bilgisini paylaşan Korkmaz şunları söyledi: “Güçlendirme çalışması yapıldı ama yapıldı mı muamma konusu. Ortadan kaldıran bir yapıyı tekrardan ayağı kaldırmak zor. Ama umuyorum ki bu sempozyum bir ışık olur. Belediye, üniversite ve vakıflar müdürlüğü buradan çıkacak sonuçla hareket edecekler. Bizlerde ilk kez sizlerle beraber buraya girdik. Çünkü yanlış güçlendirmeler nedeniyle sosyolojik ve kültürel olarak aidiyet duygusu hissetmedik.”
‘TARİHİ ESERLER KADERİNE TERK EDİLİYOR’
Daha sonra konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna da şunları söyledi: "Kuşkusuz ki öncekiler gibi bu sempozyumda başarılı geçecek ve bilimsel çalışmalara ön ayak edecek. Biz mühendislerin üzerimize düşen en önemli görev böylesi mirasları bizden sonraki kuşaklara bırakmak. Güçlendirme sırasında tarihi yapıların korunması önem arz etmektedir. Tarihi yapılara müdahalenin görünmemesi, estetiği bozulmayacak şekilde yapılmalı. Ülkemizde tarihi eserler kaderine terk ediliyor. Bizler de güvenle geleceğe taşınması için sempozyumu önemli görüyoruz."
‘ÖZENLE GELECEĞE TAŞIMALIYIZ’
Dicle Üniversitesi İnşaat Mühendisleri Bölüm Başkanı Zeynel Fuat Toprak da "Tarihi yapılar geçmiş medeniyetlerin ayak izlerini gösteriyor. Şuanda bulunduğumuz tarihin yapı Hıristiyanların daha önce olduğu ve burada ibadet ettiklerini bize söylüyor. Tarihi yapıları özenle geleceğe taşımalıyız. Bu sempozyumu önemli görüyoruz" diye konuştu.
‘YANLIŞ İŞLEM GÖREN TARİHİ YAPILAR VAR’
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası adına konuşan Burç Baysal, "2016 yılında yaşadığımız çatışma ve deprem sonrası zarar tarihi yapılarımız zarar gördü. Bu anlamda sempozyumun burada yapılmasını anlamlı buluyorum. Kültürel değerlerimizi korumayı esas alıyoruz. Hevsel Bahçeleri ve surları ciddi bir çalışmayla UNESCO'ya taşıdık. Buradan sonra umarım kendini geri çekmez. Yanlış işlemlerden dolayı zarar gören tarihi yapılarımız var, tüm bunlar ortaklaşarak giderebiliriz" dedi.
‘SUR KÜLTÜR VE TARİH HAZİNESİDİR’
Sur Belediyesi Eş Başkanı Fatma Gülan Önkol, "Bu sempozyumun kentimizde bulunan tarihi yapıların geleceğine dair önemli bir katkısı olacağına inanıyorum" dedi. Önkol, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sur, asırlara yayılan bir tarihin, medeniyetler arası buluşmanın ve kültürel zenginliğin merkezinde yer almaktadır. Tarihi surları, taş sokakları, asırlık evleri ve camileriyle, geçmişin izlerini günümüzde de yaşatmaya devam eden ilçemiz, yalnızca bir yaşam alanı değil, aynı zamanda bir kültür ve tarih hazinesidir. Bu topraklar barındırdığı derin geçmişle, yalnızca Diyarbakır değil, tüm insanlığın ortak bir hazinesidir.”
UNESCO'YA ÇAĞRI
Son olarak konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Doğan Hatun UNESCO’ya seslenerek şunları söyledi: “Bu kent sevginin kentidir. Hakikaten Sur’un bizler için başka bir ruhu vardır. Tarihi Dört Ayaklı Minarenin önünde Tahir Elçi kamuoyunun dikkatini buraya çektiği esnada katledildi. Dolayısıyla Tahir Elçiyi anmadan geçmeyeceğim. Dış fırçasıyla yıkanması gereken tarihi yapılar kepçelerle yıkıldı. Biz buradan UNESCO'ya sesleniyoruz, Hevsel ve Kalenin UNESCO'ya girmesi bizim için ne kadar onurluysa, bu halkı da yalnız bırakmayın ve buraları birlikte koruyalım.”