Ahmet Sümbül

 

Özel yetki ile görevlendirilen ve Kürt menşei hakkında araştırmalar yapan Hasan Reşit, yaptığı araştırmaları ve bölgenin nasıl Türkleştirileceği düşüncelerini raporlar halinde dönemin İçişleri Bakanlığı ve CHP Genel Sekreterliğine sunar.

Hasan Reşit'in Diyarbakır'da yaptığı araştırma sonucunda hazırladığı raporun son bölümünde ise şunlar yer alır:

Türk köyleri

Benim bütün mataalatımmüşahade ve tetkik neticesi memleket hesabına faydalı sandığım indi şeylerdir. Fırkamızın ve hükümetimizin ne düşündüğünü ve ne yapmak istediğini henüz esaslı olarak bilmiyorum; binaenaleyh raporlarımın ancak bu mahiyette telakkisini dilerim.

Ulu, paraya ve zamana bakar iş olmakla beraber bunu bir mazide bir çok defalar yaptık ve bizim gibi başka milletlerde yaptılar: Koyunlu Türklerinin Diyarbekir ve Mardin havalisine 80.000 aile yerleştirilmesi bu misalin seçmelerindendir. Fakat bu işi muvaffakiyetle neticelendiren milletlerin içinde takdir ve hayrete en çok layık olanı Çinlilerdir. Onlar tuttukları siyasetin doğruluğu ve devamı dolayısı ile hem vatanlarını kurtardılar, hem de en azından otuz milyon Türkü bütün manasıyla Çinli yaptılar. Leon Kitabında bu meşhur hareketi şu şekilde tasvir etmiştir:

(121 senesinde Çin tabiye ve siyaseti kendisini gösterir. Çenyu (Tanrı kulu) siyasetinde birleşen barbar kütlesinin parçalanması kastediliyordu; boydan boya ikiye bölmek, dağıtıp hudut eyaletleri arkasına atmak lazım gelenleri uzaklara şimal ve garba doğru sürmek, beri tarafta yani Sed ile hudut arasında tutulacak olanları da temsil etmek lazım geliyordu. Serhat eyaletlerinin ortasında ise Çin müstamirlerinden ve Çinlileşmiş milletlerden aşılmaz bir Set yapmak. İşte bu Set kesif (höyöğno) kütlesini boydan boya ve müebbeten ikiye bölecek idi.

112’de bu maksatla Çinliler Şimal hududunu geçtiler, İli vadisini (Seyri denya) mekanlarını tuttular 108’de Serhad Eyaletlerinin Turfanın, Haminin hakimi idiler. Karakollarının ve (Contoire)larının etrafında nomadlar toplanıyor ve yerleşiyor Uygun yani, muti, medeni oluyordu. Karşı duranlarsa itaatsiz Kırgız ve Kazak olduğu için Garp cihetine sürülüyordu. Serhadın beri tarafında (Hiyoğnu)lar tarafından toplanılan ve akraba olmayan milletler ki (Cen-yu) ya sadece ve tıpkı Got'lar, (Bulgar'lar, Avar)'ar ve Alan'larınAtillata itaatleri gibi itaat etmişlerdi; sür’atle dağılarak Çin kütlesine hulul ettiler ve Türk lisanını konuşan iki kütlenin arasındaki Seddi takviye ettiler).

Asimile için Kontuvar önerisi

Bu karakol ve Kontuvar (Bir memleketin, yabancı bir memleketteki ticaret acentası. Türk Dil Kurum)

Yardımı ile İskani Ruslar ve muvaffakiyetle başardılar. Türküstanın, Sibiryanın kendilerine mühim olan yerleri tespit edildikten sonra birer karakol Kontuvar tesis edilen her merkeze Rus veya Ruslaşmış muhacirler toplamiye başladı, bunların hudut haricinden gelmesi şart değildi. Nerede topraksız, züğürt Rus varsa, o yeni dünyaya varınca karakoldan yerlilere karşı esirgeme ve bakandan yerleşmek için yardım görüyordu. Oraya giden bazı mücrimlerin de cezası kaldırıldığından kısa bir zaman zarfında Sibirya ve Türkistanda Rus nüfusu birden bire arttı.

Kanada örneği

İngilizlerin de Kanada da böyle yaptıklarını okumuştum. Onların Kontuvarları bu işte o kadar ileri vardılar ki neticede Kanadalı Fransızlar bile bu Kontuvarlar tarafına seve seve rey verdiler.

Bizde bu yolda iskankabilmidir, değil midir? Bendenize kalırsa Bu iş bizde her yerden daha kolay yapılabilir. Yalnız atideki şartlar lazımdır.

1-  Evvel emirde birbirine bir dereceye kadar yabancı olan bu üç cins Kürdü yekdiğerinden ayıran (T) harfi araziye tatbik ve istenilen bir derinlik dahilinde tamamı ile ve Kat’i olarak tesbit edilir.     

2- Bu iş için devlet bütçesinden ayrılması mümkün olan para bir İskanKontuvar sermaye ittihaz edilir.

3- İş sahasındaki metruk, mahlul ve sahipsiz erazi, emval bu kontuvarınsermayesine   zamedilir.

4- Kontuvarı devlet himayesine alır.

5- Kontuvar sermayesi kadar hisse senedi çıkartılır.

6- Kontuvar yeniden inşa veya tamir suretilevucuda getireceği köylere Türkçe konuşur çiftçiler yerleştirilir.

7- Yerleştirme ev, tarla, hayvan ve tohum ve alet satmakladır, borç uzun vade ve faizi çok azdır.

8- Muhacirler (Ecnebi veya Türkiyeli farkı yoktur) 3 veya 5 sene her teklifi affedilir.

9- Kontuvar sahasına giden bazı mücrimlerin cezası Sürgüne tahvil edilir.

10- Kontuvar köylerinde kuvvetli Karakollar tesis edilir.

'Beş senede Türkleştirme olur'

Bu şartlar içinde T harfini beş senede Türkleştirmek kabildir. Teşebbüs ciddi ve esaslı olursa hudut haricindeki bir çok Türkler veya Türkleşmişlerde gelirler. Memleketlerinden geçimleri düzgün olmadığı ve yahut esasen topraksız, Çırak ve Azap oldukları için askerliği biter bitmez Kürtlerin içinde yer tutup yerleşmeye çabalayanlar eksik değildir, hele Cihan harbi esnasında Kürt kadınlarla evlenerek Kürtlüğe karışanların çok olduğunu işiterek öğrendim.

Bu fırsattan Kontuvarın istifadesi hem çok hem de semereli olur. Siirt’te askerliğini bitiren Ispartalı fakir bir çoban var. Çift hizmetkarının Garzan ovasındaki Türk köyünde hazır çift çubuğa konu vermesi hatırına bile gelmeyen büyük nimetlerdendir.

Kontuvar şekli olmasa bile Şark ve Garp topraksızlarının askerliği biter bitmez oldukları yerde ve maksada bir surette yerleştirilmesi nazarı dikkate alınmaya değer sanırım.

Hasan Reşit (TANKUT) kimdir?

Kürt Seydo Ağa, ona sahip çıkar

1891 yılında Elbistan'da doğan Hasan Reşit, Hassa subayı olan babasının görev yaptığı Şam’da koleradan ölmesi üzerine öksüz kalınca birkaç yıl süreyle Elbistan- KalaycıklıSeydo Ağa adında bir Alevi-Kürt tarafından korumaya alınır. Şam’da İdadi eğitimini 1909 yılında tamamladıktan sonra, Mülkiye Mektebi’ni 1913 yılında bitirir. Sivas İli Maiyet Memurluğu, Sivas İli İlkokullar Müfettişliği, Niksar, Artova ve Erbaa Kaymakamlıkları, İstanbul Polis Müdürlüğü 3. Şube Müdürlüğü, İstanbul Polis Müdür Muavinliği, Mülkiye Müfettişliği görevlerinde bulunur. 1. Dünya savaşı çıkınca askere çağrılır.

Cumhuriyetin kurulması ile Kemalist rejimin elitistleri içinde yer alır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk'ün talimatı ile Türk Dil Kurumunu kurma çalışmalarına katılır. 1935-1950 arasında kurumda ikinci başkanlık Etimolojik ve Lingüistik Filoloji Kolları Başkanı ve Genel Sekreteri olarak çalışır. 1936-1940 yılları arasında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak görev yapar.

MİT'in kurucularından

İlk adı Milli Emele Hizmet (MEH) olan MİT'in kuruluşu Atatürk'ün talimatıyla gerçekleşir.

MEH’i kurmak ve personelini eğitmek için Birinci Dünya Savaşı öncesi ve esnasında Alman Genelkurmay İstihbarat Servisi Başkanlığını yapan, daha sonra da Hitler’in istihbarat teşkilatını örgütleyen Polonya asıllı Albay WaltherNicolai gizlice Türkiye’ye getirilir. Nicolai, aralarında Kurmay Yarbay Şükrü Ali (Ögel), Kurmay Subay Hüseyin Rahmi (Apak), Sosyo-etnolog Hasan Reşit (Tankut), Kemal (Güçsav) beylerin de bulunduğu küçük biri grubu 16 Haziran-10 Temmuz 1926 arasında Almanya ve Avusturya’ya götürür. Münih'te açılan Savaş Propagandası Sergisi’ni de gezen heyet Türkiye’ye döndükten sonra Ankara Hacıbayram’da Şehit Keskin Sokak’ta 14 numaralı binaya yerleşir. Ardından Nicolai ile ilişkiye son verilir.

Kuruluşu sadece yazılı bir emre dayanan MEH, 19 Aralık 1926 tarih ve 4507 sayılı Gizli Kararname ile resmiyet kazanır. Kararname gizli olduğu için Resmi Gazete’de yayınlanmaz.

Özel yetki ile bölge illerinde 3 yıl kalır

Hasan Reşit, istihbarat teşkilatının kurulmasından sonra İçişleri Bakanlığınca Doğu illerine özel yetki ile görevlendirilir. Diyarbakır Valiliğince kendisine verilen 1 Mayıs 1927 tarihli resimli bir belgede; kendisinin Örfi İdare ve Umumi Müfettişlik bölgesine giren merkez Diyarbekir olmak üzere Diyarbekir, Urfa, Mardin, Hakkari, Van, Bitlis, Siirt, Elaziz, Malatya illerinin "Asayiş Müşaviri" olduğu, her yerde serbestçe dolaşabileceği, gerek resmi gerekse aşiret reislerinin kendisine her türlü yardımı yapmaya mecbur oldukları belirtilerek resmi bir yazı verilir.

Türkleştirme çalışmaları'

Hasan Reşit, bu görevlendirmeden sonra 3 yıl boyunca Diyarbakır başta olmak üzere bölge illerinde Kürt menşei hakkında araştırma yaparak, resmi görüş doğrultusunda raporlar hazırlar ve bölgenin nasıl Türkleştirilebileceği yönündeki görüşlerini sunar.

Dil ve etno-politik alanlarda bir çok eser kaleme alan Tankut, Cumhuriyet döneminde Güneş Dil

Teorisinin ve Türk Tarih Tezinin ortaya konulmasında katkı sağlayan baş aktörlerden ve Kemalist milliyetçi elitlerin önemli isimlerinden birisidir aynı zamanda.

Nusayrileri Türk olarak gösterir

Hasan Reşit, 1938'de yayımladığı Nusayriler ve Nusayrilik Halkında adlı eserinde Nusayrileri Anadolu'nun ilk Türk toplumları arasında gösterir ve Nusayrileri Eti'lere bağlar. Buna kanıt olarak da Nusayrilerin Alpin ırkından olduklarını gösterir. Alpini antropologların Önasya'yı yurt tutmuş sonra Avrupa'ya geçmiş bir ırk olarak gösterir. Hasan Reşit, batılıların maksatlı olarak bölücülüğe zemin hazırlanmak için Nusayrileri haçlı kalıntıları, Hıristiyanlar, Arap oldukları görüşünü yaydıklarını belirttikten sonra "Onlar (Nusayriler) "Ne ırk, ne din, ne de kültür bakımından bizden başka insanlardır. Yurtlarının topografyası gibi ırklarının ve dinlerinin karakteristikleri de onların Anadolu'ya bağlı olduğunu gösterir" der.

Eserleri:

1.  Güneş-Dil Teorisine Göre Toponomik Tetkikler - 1936

2.  Güneş-Dil Teorisine Göre Dil Tetkikleri -1936

3.  Dil ve Irk Münasebetleri Hakkında Tetkik - 1937

4.  Diyarı­bekir Adı Üzerinde Toponomik Bir Tetkik - 1937

5.  Nusayriler ve Nusayrilik - 1938

6.  Alp Kelimesi ve Alpin Irkın Yurdu - 1938

7.  Dil ve Tarih Tezlerimiz Üzerine Geçerli İzahlar - 1938

8. Maraş Yollarında - 1940 

9. Köy Kalkınması - 1960

Çocukları Alman ve ABD vatandaşı

Hasan Reşit, bölge illerinin Türkleştirilmesi konusunda hazırladığı raporların ardından IV. Dönem Muş, V., VI., VII.ve VIII. Dönem Kahramanmaraş, IX. Dönem Hatay, XI. Dönem Mardin Milletvekili olarak TBMM‘de görev yaptı. Milletvekilliği görevi, 1960 darbesinden sonra sona erdi.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Kemalist rejimin ortaya attığı Güneş Dil Teorisi ile dil ve ırk araştırmaları yönünde resmi görüşü yansıtan çalışmaları bulunan ve bölge illerine yaptığı gezilerde bölge insanının nasıl Türkleştirileceği konularında hükümetlere akıl veren milliyetçi Hasan Reşit'in oğlu Doğan Tankut Almanya vatandaşı, kızı Fatma Çiğdem ise Amerikan vatandaşlığına geçer.

Hasan Reşit (Tankut), 18 Şubat 1980 tarihinde vefat eder. (Bitti)

Editör: TE Bilişim