ÖZEL HABER - Fuat BULUT 

Faiz oranlarının yüksek olması ve piyasadaki yüksek enflasyon, Diyarbakır’da üretim yapan firmaları da olumsuz etkiliyor. Bu durum pandemi sürecinden bugüne açıklanan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine de yansımış durumda. TİM verilerine göre 2021’de Diyarbakır’ın ihracatı 231 milyon 252 bin dolar, 2022’de 295 milyon 116 bin dolar, 2023’te 21 milyon 216 bin dolar, 2024’ün Ocak-Eylül döneminde 179 milyon dolar olarak gerçekleşti. 

Diyarbakır’ın Geliri Başka Kentlerin Hanesine Yazılıyor3

“TÜİK VE TİM’İN İHRACAT VERİLER GERÇEKÇİ DEĞİL”

Gazetemize Güneydoğu Ekspres’e konuşan DTSO Başkanı Mehmet Kaya, TÜİK ve TİM’in ihracat ve ithalat verilerinin tam anlamıyla gerçeği yansıtmadığını söyledi. Reel rakamların bu olmadığını ve açıklanan verilerin üstünde olduğunu ifade eden Kaya, bu durumu şöyle açıkladı: 

“FİRMALAR İHRACAT BÜROKRASİSİNE GİRMEK İSTEMİYOR”

“Doğrusu reel ihracatın bu rakamlar olmadığını iyi biliyoruz. Çünkü çevremizdeki illerin toplam sanayi sicilli işletme sayısı, yani üretici işletme sayısı, neredeyse toplamı Diyarbakır kadar. Yani bir Şırnak, bir Mardin’e baktığınız zaman bizim kadar. Maalesef üreticiler çok da ihracatın bürokrasisine girmek istemiyorlar. Kolay bir yöntemi seçip sınır illerindeki lojistik firmalarına, ihracatçı firmalarına malı satarak, onların ihraç etmesini sağlıyor. Çıkış o kentlerden görünüyor. 

“BAKANLIK DÜZENLEME YAPTI, REEL VERİLER İKİ KATINA ÇIKTI”

Hem gümrük müdürlüğümüz ve bizler yoğun çalışma sarf ediyoruz. Şimdi bakanlık bir yasal düzenleme yaptı. Üretim yeri baz alınarak ihracat miktarı kayda geçirildi. Bu düzenlemeyle birlikte geçen yıl ki ihracat rakamımız 231 milyon dolardan 450 milyon dolara çıktı. Ama bunun dışında da kayda girmeyen yüksek bir rakam var. Bizim temelde reel ihracatımızın bir milyar doların üzerinde olduğuna inanıyoruz. Yeterli mi bence tek başına bu da yeterli değil. Diyarbakır gibi bir kentin altyapısını biraz güçlendirmek lazım. Hem bize düşen hem de kamuya düşen işler var.”

“İHRACATÇILAR BİRLİĞİ OFİSİ MÜHÜR BASIP ÜCRET ALIYOR SADECE”

Bu konuda yaşanan sorunun çözümü için İhracatçılar Birliği’nin Gaziantep’e bağlı olarak Diyarbakır’da açtığı ofisin yetersiz kaldığını dile getiren DTSO Başkanı Mehmet Kaya, şöyle devam etti: “Halen maalesef ihracatçılar birliği ilimizde atıl durumda. Burada bir İhracatçılar Birliği Merkezi’nin kurulması gerekiyor. Antep’e bağlı bir ofis kuruldu sadece. O da sadece bir mühürleyip ücret almaktan başka hiçbir faaliyeti yok.

Normalde İhracatçılar Birliği buraya bağlı firmalar kurulduğu zaman bunlara her türlü hizmeti ayağında vereceği için firmalar otomatik olarak ihracat merkezlerinin, işte burada antreponun açılması sağlanması gerekiyor. Depolama işlerinin de burada yapılması gerekiyor. 

Büyük lojistik firmaların burada lojistik alanı içerisinde hem nakliyecilere hem bunlara yer verilmesi gerekiyor. Buraya gelmeleri sağlanmalı. Ama maalesef lojistik de bizim istediğimiz gibi olmadı. Bu gidişle sadece depolama yapan bir yapıya dönüşecek.
Yani normalde bizim düşündüğümüz lojistik, hem tır parkı, hem konteynır park, hem gümrük, antrepo, nakliyeciler ve lojistikleri taşıyan bir sistemden bahsediyoruz.

Şimdi bunu sağlayacak bir şekilde ihale edilmedi. Tamamen depolama üzerinden ihale edildi. Onun da kentin ihracatına istediğimiz katkıyı veremez, verme şansı yok.

Vali beyle görüştüğümüzde de kendisi de şu lojistiği yeniden ele alıp oturup tartışmamız lazım gibi doğru bir yerden yaklaşıyor. Diyarbakır'da bu lojistik sorununu doğru çözmemiz lazım. Çözersek hem ihracatımız istenilen rakamları sağlatırız hem de üreticilerimiz Diyarbakır'dan ihracat yapma konusundaki rahatlığı buldukları için buradan ihracatlarını artırmış olacaklar.”

“3 BİNİ AŞKIN FİRMANIN MERKEZİ BAŞKA KENTLERDE”

İhracat rakamları konusunda TİM ve TÜİK verilerinin örtüşmediğini dile getiren Kaya, “Ama sonuçta ihracat ve ithalatın direk kentin gelirine, özellikle yerel yönetimlere sağlanan gelire direk faydası var. Bu rakamların geri dönüşünün olması lazım. Kentin vergisinin 2-3 katı başka yerlere gidiyor. 23 bin üyemiz var, 3 bine yakın büyük ölçekli şirketlerin vergileri ve yaptıklarının bu kente hiçbir faydası yok” dedi.

“FİRMALAR BÜYÜMEK İÇİN DEĞİL AYAKTA KALMA MÜCADELESİ VERİYOR”

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde Diyarbakır’da açılan kapanan şirket konusunda sorun yaşandığını, daha sonraki süreçlerde toparladığını anlatan Kaya, şöyle devam etti: “Rakamlara baktığımızda gerek iflas, gerek konkordatoda Türkiye ortalamasının çok gerisindeyiz. Tabii ki büyük ölçekli, biraz daha bizim şöyle bir avantajımız diyelim var. Kredi yoğunluğu fazla olmayan, öz kaynaklarını kullanan firmalarımız var. Bir de aile şirketlerimiz fazla olduğu için bu dayanışma, bölgede iflas ve konkordatonun artmamasını sağlıyor. Yoksa krediye ulaşma konusunda sorun aynen devam ediyor. Şu an faiz oranlarının yüksek olması, piyasadaki yüksek enflasyon, ister istemez en fazla üreticilere sorun yaratıyor. Şu an insanlar işlerini büyütmek değil, yerinde kalabilmek ve batmamak için kredi kullanamıyorlar. 

“İMALAT SANAYİSİ İÇİN FAİZLER DÜŞÜRÜLMELİ”

Kredi kullanan bir firmanın ayakta kalma şansı yok. Çünkü yüzde 60 bandında şu an kredi faizleri var. Hiçbir işletmenin %60 kredi faizi kullanarak ayakta kalma şansı yok. Bir an önce özellikle imalat sektörünün sürdürülebilir olabilmesi için imalat sanayinde kredinin düşük faizde olması gerekiyor. Bu çok önemli ama şu an ona yönelik bir adım yok maalesef. Bu ister istemez üretim kapasitesini düşürüyor. Büyümek diye bir kavram şu an söz konusu değil ayakta kalabilmek mücadelesi var. Öz kaynaklarını kullanarak, krediye başvurmadan ayakta kalmaya çalışıyorlar. Onun için üreticiye yönelik faizde en az 15 puanlık, düşük faizli kredi vermek gerekiyor ki işletmeler ayakta kalabilsin.”

Muhabir: Fuat BULUT