Her büyük şehrin hikayesi, suyun hayat verdiği bir noktadan başlar. Diyarbakır gibi tarih boyunca stratejik öneme sahip şehirlerin gelişiminde suyun rolü yadsınamaz. 12 bin yıllık geçmişiyle Diyarbakır, Dicle Nehri ve zengin su kaynaklarıyla şekillenen bir şehir olarak karşımıza çıkıyor. 
Diyarbakır’ın sürdürülebilir bir cazibe merkezi olarak günümüze kadar gelişini, sahip olduğu su kaynaklarına borçlu olduğunu söylemek abartı olmaz. Tarım, hayvancılık ve ticaret gibi birçok parametre, şehrin su kaynaklarına dayalı olarak gelişti. Diyarbakır’ın bereketli Hevsel Bahçeleri ve tarihi ovalarında yetişen ürünler, bu su kaynaklarının birer yansımasıdır. Peki, Diyarbakır’ın gizemli su yolları nelerdir? Bu yazıda, Diyarbakır’daki tarihi çeşmeler ve sarnıçları detaylarıyla inceleyeceğiz.

DİYARBAKIR’DAKİ TARİHİ ÇEŞMELER VE SARNIÇLAR

Diyarbakır’daki su kaynakları, sadece içme suyu sağlamakla kalmamış, aynı zamanda şehrin dört bir yanına çeşmeler ve sarnıçlar aracılığıyla dağılmıştır. 19. yüzyılın sonlarında Diyarbakır’da 130’u umumi, 300’ü özel olmak üzere toplam 430 çeşme bulunmaktaydı. Bu çeşmeler, halkın su ihtiyacını karşılamakla kalmaz, aynı zamanda hayır işleri ve dualar için de önemli bir yere sahipti. Evlerin avlularında bulunan tulumbalar ve şehir içindeki çeşmeler, Diyarbakır’ın su kültürünün önemli bir parçasını oluşturur.

HAMRAVAT SUYU

Diyarbakır’ın en bilinen su kaynağı olan Hamravat suyu, şehre hayat veren en eski içme sularından biridir. Karacadağ’ın bazalt kaynaklarından doğan bu su, yer altından süzülerek Gözeli köyünde yüzeye çıkar. 1535 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle şehre getirilen Hamravat suyu, Mimar Sinan’ın kalfası Kastamonulu Kasım Çelebi tarafından yapılan yirmi yedi ayaklı bir su kemeri ile taşınmıştır. Hamravat, Diyarbakır’ın suyunun ne kadar hafif ve içimi kolay olduğuna dair birçok efsaneye de konu olmuştur. Evliya Çelebi, Hamravat suyunu “Diyarbakır’ın mâ-i rûyı (yüzsuyu)” olarak tanımlar ve suyun hafifliğini pamukla mukayese eder. Osmanlı döneminde şifa kaynağı olarak görülen Hamravat suyu, saraya gönderilmiştir. Kanallarla şehre taşınan bu su, Ulu Cami, çarşılar ve İbrahim Bey Mahallesi’ne kadar ulaşırdı.

ANZELE SUYU

Diyarbakır’ın bir diğer önemli su kaynağı ise Anzele (Balıklı) suyudur. Çiftkapı’da yer alan bu su, eski zamanlarda kutsal kabul edilen ve şifa verdiğine inanılan bir kaynaktır. Evliya Çelebi, Anzele suyunun içinde bulunan balıklardan bahseder ve bu balıkları kimsenin avlamaya cesaret edemediğini belirtir. Anzele suyu, 20. yüzyıldan önce şehrin batısındaki camilere ve mahallelere su sağlardı. Alipaşa Camii ve Mardinkapı’daki hamamların su kaynağı olan Anzele, zamanla haramsu olarak bilinen bir su akıntısına dönüşürdü. 1950’lerde Dicle Barajı sulama hattı yapılmadan önce, Anzele suyu birçok mahallenin su ihtiyacını karşılardı. Eski zamanlarda çocukların yüzdüğü bu su, 1978 yılında çarpık yapılaşma sonucu kaybolmuş, ancak son yıllarda yapılan düzenlemelerle eski ihtişamına kavuşmuştur.

İÇKALE SUYU

Suriçi Diyarbakır’ın en eski su kaynağı olan İçkale suyu, Amida Höyük’ün altından çıkar. İçkale suyu, Diyarbakır’ın ilk kurucuları olan Hurriler tarafından keşfedilmiş ve bu nedenle bu bölgeye yerleşim kurulmuştur. Artuklular döneminde, İçkale’de bu suyu içine alan büyük bir havuz inşa edilmiştir. İçkale suyu, Saraykapı, Fatihpaşa, Cevatpaşa ve Dabanoğlu mahallelerine su sağlardı. Ayrıca, Hz. Süleyman Camii’nin su kaynağı olarak bilinir. Evliya Çelebi, İçkale suyunun soğuk ve lezzetli olduğunu belirtir. Geçmiş dönemlerde, İçkale suyunun Fiskaya şelalesine yönlendirildiği bilinmektedir. Fiskaya şelalesi, günümüzde yeniden akmaya başlayan yapay bir şelale olarak bilinir.

ALİPINAR SUYU

Alipınar suyu, Diyarbakır’ın batı kısmında yer alan ve şehri besleyen su kaynaklarından biridir. Suriçi’nin batısında yer alan bu su, eski zamanlarda alternatif bir kaynak olarak değerlendirilmiştir. Bazalt kaynaklı kaliteli içme suları arasında yer alır. Anzele suyu ile benzer özellikler taşıyan Alipınar suyu, Diyarbakır’ın birçok cami ve hamamına su sağlar.

KERVANSARAY ÇEŞMESİ

Şehirdeki en bilinen çeşmelerden biridir. Osmanlı dönemine ait olan bu çeşme, hem estetik tasarımıyla hem de sağlam yapısıyla dikkat çeker. Kervansaray Çeşmesi, kervanların su ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılmış ve zamanla çevresinde sosyal hayatın gelişmesine katkıda bulunmuştur.

MARDİN KAPI ÇEŞMESİ

Sur Kapıları’ndan biri olan Mardin Kapı’ya yakın bir konumda yer alan bu çeşme, şehre gelen misafirlerin ilk uğrak noktalarından biridir. Taş işçiliği ve detaylarıyla dikkat çeken bu yapı, Osmanlı mimarisinin Diyarbakır’daki en güzel örneklerinden biridir.

ULU CAMİ ÇEŞMESİ

Ulu Cami’nin hemen yanında yer alan bu çeşme, hem ibadet edenler için hem de bölge halkı için önemli bir su kaynağı olmuştur. Cami ile uyumlu mimarisi, hem İslami estetik anlayışını hem de Osmanlı dönemi su yapılarının zarafetini yansıtır.

GİZEMLİ SARNIÇLAR

Sarnıçlar, Diyarbakır’ın su ihtiyacını karşılayan önemli yapılardan bir diğeridir. Şehrin yer altına inşa edilen bu su depoları, hem savaş zamanlarında su tedarikini sağlamak hem de kurak dönemlerde halkın su ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılmıştır.

ZİNCİRİYE MEDRESESİ SARNICI

Diyarbakır’ın en bilinen sarnıçlarından biri olan Zinciriye Medresesi Sarnıcı, şehrin su yönetimindeki önemini gözler önüne serer. Bu sarnıç, medreseye su sağlamak amacıyla yapılmış ve yüzyıllar boyunca hem öğrencilerin hem de bölge halkının su ihtiyacını karşılamıştır. Bugün hâlâ sağlam yapısıyla dikkat çeken bu sarnıç, geçmişin mühendislik dehasını yansıtır.

BEHRAM PAŞA SARNICI

Osmanlı dönemine ait olan bu sarnıç, Behram Paşa Camii’nin yanında yer alır. Sarnıç, caminin su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmış ve aynı zamanda çevredeki evlere de su sağlamıştır. Bugün bile sağlam yapısıyla varlığını sürdüren bu sarnıç, Diyarbakır’ın su mimarisinin en güzel örneklerinden biridir.

KEÇİ BURCU SARNICI

Diyarbakır surlarının bir parçası olan Keçi Burcu’nun altında yer alan bu sarnıç, surların savunma kapasitesini artırmak amacıyla yapılmıştır. Savaş zamanlarında su tedarikini sağlamak için kullanılan bu sarnıç, şehrin su yönetimi konusunda ne denli ileri bir anlayışa sahip olduğunu gösterir.

DİYARBAKIR’IN SU KÜLTÜRÜNÜN ÖNEMİ

Diyarbakır’ın su kaynakları, şehre sadece hayat vermekle kalmamış, aynı zamanda bu şehrin kültürel ve tarihi dokusunu da şekillendirmiştir. Hamravat, Anzele, İçkale ve Alipınar suları, bu kadim şehrin bugün hala suyun önemini vurgulayan sembolleri olarak varlıklarını sürdürmektedir. Çeşmeler ve sarnıçlar, sadece suyu değil, aynı zamanda geçmişin izlerini de taşır. Diyarbakır’ı ziyaret eden herkesin, bu tarihi su yollarını ve kaynaklarını keşfetmesi, şehrin derinliklerinde yatan kültürel mirası daha iyi anlamasına yardımcı olacaktır.

Kaynak: HABER MERKEZİ