ÖZEL HABER - Ahmet SÜNBÜL
Sait Bingöl, 79 yaşında... 2 yaşında iken babası vefat edince Dicle'nin Terkan bölgesinden Diyarbakır’a ailece göç etmişler. Kendisi kentin en eski berberi. Yaşıtı berberler ya vefat etmiş ya da mesleği bırakmış. Sur'daki tarihi Sipahi Çarşısı’nda üç metrekarelik bir dükkanda tek koltuğu bulunan berber dükkanında mesleğini sürdürüyor. Bingöl, yaşamını anlatmaya, çıraklık diye nitelediği dönemle başlıyor. "Çıraklıktan başladım işe, mesleği öyle öğrendim" diyen Bingöl, şöyle devam ediyor:
KENTİN TEK KOLTUKLU BERBERİ
Burası köylü çarşısıydı. Peynirciler, ayakkabıcılar, kazancılar, kalaycılar, demirciler vardı. Eski buğday pazarı da buradaydı.
Genelde müşterilerim köylüler. Onlar geliyorlar. Benim fiyatım ile lüks berberlerin fiyatı arasında büyük fark var. Saçımı şöyle kes, böyle kes diye bir talepleri de olmaz. Bilerler benim onlara yakışan traşı yapacağımı..."
3 metrekarelik dükkanının kira olduğunu ve belediyeye kira ödediğini belirten Bingöl, 5 çocuk babası ve hepsini okutmuş.
Kendisine gelen müşterilerin ekonomik durumlarının iyi olmadığını ve parası olmayandan da para almadığını anlatıyor.
ELEKTRİKLİ TRAŞ MAKİNESİNE ALIŞAMADIM
Mesleğe başladığından bu yana mekanik olan ve el yardımı ile çalışan traş makinesi kullandığını, gelen yaşlı müşterilerinin de özellikle elektrik makine değil, bu makine ile traş olmak istediklerini anlatan Bingöl, "Ben o makineye alışmışım. Şöyle traş ettiğinde saçın kesildiğini hissediyorsun. O ses bana müthiş mutluluk veriyor. Müşterilerim var, gelirler traş olmaya. Özellikle yaşlılar. 'Elektrikli makine istemiyoruz, eski makine ile kes' diyorlar. Ben de alışmışım, onlar da memnun. Çünkü teknolojiye alışamadık. Eskinin tadı daha başka" dedi.
“İŞLER KESAT, EVDE TRAŞ OLUYORLAR”
60 yıla yakın bir süredir berberlik yaptığını ve şimdiye kadar böyle bir ekonomik kriz görmediğini belirten Bingöl, "Geçen bir traş makinesi aldım bin 500 TL’ye. Bazı gün siftah yapmadan dükkanı kapatıyorum. Eskiden ayda en az iki kez gelen müşterilerim vardı. Haftada veya on günde bir sakal traşına gelenler olurdu. Şimdi sakal traşını evlerinde oluyorlar. Saç kesimi için de ancak saçları tam uzayınca ancak gelip traş oluyorlar. Çünkü ekonomik durumları iyi değil" diye konuştu.
“BÖYLESİ BİR EKONOMİK KRİZ GÖRMEDİM”
Böyle bir ekonomik krize ilk kez tanık olduğunu ifade eden Bingöl, şöyle devam etti: "Gerçi bizden beterleri de var. Geçen gün ekmek almak için fırına gittim. Orta yaşlarda biri yanaştı. 'Bana da bir ekmek alır mısın' dedi. Ben de gayri ihtiyarı cebimden para çıkarıp kendisine verdim. Bununla kendine ekmek al dedim. Böyle ilk kez başıma geldi.”
Çocuklarının meslek sahibi olup evlendiklerini ve evde sadece eşi ile birlikte kaldıklarını söyleyen Bingöl, hayat pahalılığında en çok yakındığı şeyin ise istediklerini alamadıklarını söyledi. "Çileği çok severim. Ben de hanımım da. Ama inanın hayatımda ilk kez bu yıl çilek yiyemedik. Çünkü çok pahalıydı. Hayat pahalılığı için zenginlere bir şey olmaz. Olan bizim gibi dar gelirlilere oluyor. Her gün iki ekmek tüketmek zorundayız. Günde 30 lira. Aya vursan 900 lira. Bazen bir haftada bu parayı kazanamıyorum. Ama yine de emeğimle, alın terimle kazanıyorum, kimseye muhtaç değilim.”