Diyarbakır, Mezopotamya ile Anadolu medeniyetlerinin kesişim noktasında, zengin ve köklü bir tarihe sahip. Bu kadim şehir, binlerce yıllık geçmişinde sayısız medeniyete ev sahipliği yaptı. İşte Diyarbakır’ın tarih sahnesindeki benzersiz yolculuğu ve sıra dışı yerlileri.
Diyarbakır, tarihin derinliklerine inen bir kültür mozaiği. Bu kadim şehir, Mezopotamya ile Anadolu’nun geçiş bölgesinde bulunması sebebiyle sayısız medeniyetin izlerini taşıyor. Yontma Taş ve Mezolitik devirlerden günümüze kadar uzanan bu tarih, Diyarbakır’ın yerlilerini ve onların yaşamlarını anlamamızı sağlıyor. Mağaralarda başlayan yerleşim, köy yaşamına ve büyük uygarlıkların etkisiyle şehirlere dönüşen bir serüvenin hikayesini anlatıyor.
İLK YERLEŞİMCİLER: MAĞARALARDAN KÖYLERE
Diyarbakır ve çevresi, tarih öncesi dönemlerden bu yana yerleşim alanı olarak kullanılmıştır. Eğil-Silvan yakınlarındaki Hassuni Mağaraları ve Ergani yakınlarındaki Hilar Mağaraları, Yontma Taş ve Mezolitik devirlerden kalma kalıntıları gün yüzüne çıkarmıştır. Özellikle Ergani’deki Çayönü Tepesi kazılarında dünyanın en eski köyü bulunmuş olup, bu yerleşimciler zamanla göçebelikten yerleşik köy yaşantısına geçmiştir.
TARİHİN İLK ŞEHİR DEVLETLERİ: HİTİT VE HURRİ-MİTTANİ EGEMENLİĞİ
Diyarbakır'ın kent merkezinde, MÖ 3000'lere kadar uzanan bir geçmiş vardır. Hitit ve Hurri-Mittani egemenliğinin ardından Asurlular, Aramiler, Urartular, İskitler, Medler ve Persler gibi birçok medeniyet bu topraklarda hüküm sürmüştür. Büyük Dikran tarafından kurulan Silvan şehrinin, Ermenistan Krallığı'nın başkenti Tigranakert olduğu da iddialar arasındadır.
İSLAMİYET'İN GELİŞİ VE EMEVİLER DÖNEMİ
Milat’tan Sonra 1. ve 2. yüzyıllarda Romalılar ve Partlar arasında savaşlara sahne olan Diyarbakır, Halife Ömer döneminde İslam ordusu tarafından fethedilmiştir. Halid bin Velid'in Diyarbakır'a giren ilk Müslüman kumandan olmasıyla şehir, İslam Devleti'ne bağlanmış ve önemli bir eyalet merkezi haline gelmiştir.
MERVANİLERDEN SELÇUKLULARA
869-899 yılları arasında Şeyhiler Hanedanı, ardından Hamdaniler ve Büveyhiler şehre hâkim olmuştur. 990 yılında bölgeye egemen olan Kürt aşireti Mervaniler, 1085 yılına kadar hüküm sürmüştür. Selçuklu hükümdarı Alparslan, Malazgirt Meydan Muharebesi'nden önce Diyarbakır’a gelmiş ve Mervaniler, Selçuklu ordusuna destek vermiştir. Böylece şehir, Büyük Selçuklu Devleti'ne tabi olmuştur.
OSMANLI DÖNEMİ VE MODERN DİYARBAKIR
Diyarbakır, 1515 yılında Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı egemenliğine geçmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli eyaletlerinden biri olan şehir, doğuya sefer yapan orduların hareket üssü ve kışlağı görevini görmüştür. Cumhuriyet döneminde ise büyük bir imar ve modernleşme sürecine girmiştir. 1950'lerden itibaren yollar, hastaneler, okullar ve modern yapılarla hızla büyüyen ve gelişen Diyarbakır, 1993 yılında büyükşehir unvanı kazanmıştır.
Diyarbakır, bugün geçmişin izlerini taşıyan, kültürel ve tarihi mirasıyla Türkiye'nin önemli merkezlerinden biri olmaya devam etmektedir. Bu kadim şehrin yerlileri ve onların bıraktığı miras, Diyarbakır’ın benzersizliğini ve tarih sahnesindeki özel yerini korumaktadır.