ÖZEL-HABER/İbrahim İnanç Yıldız -Veli Baltacı

12 Eylül 1980 darbesi sonrası ağır işkencelerle gündeme gelen Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi, günümüzde ise halen dillerden düşmüyor. Geçmiş aylarda boşaltılan cezaevini Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, geçtiğimiz günlerde ziyaret ederek, incelemelerde bulundu.

TUNÇ: 399 CEZAEVİ MODERNLEŞTİ
Sonrasında açıklama yapan Tunç, bu cezaevinde darbecilerin hukuksuz yargıladıkları kişileri antik demokratik, insanlık dışı ve keyfi uygulamalarla mağdur ettiğini söyledi. Tunç, “O mağduriyetler artık geride kaldı. Türkiye eski Türkiye değil. Özellikle son 21 yıldır 399 uygun olmayan cezaevi kapatıldı. Ve yerlerine modern insan haklarına daha uygun şekilde cezaevleri faaliyete geçti. O kapatılan cezaevlerinden bir tanesi de Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi” dedi. 

‘CEZAEVİ MÜZE OLACAK’
“O günkü anti demokratik günleri, keyfi uygulamaları hatırlamak bile istemiyoruz” diyen Tunç, “Ancak geleceğe dönük bir ibretlik olması açısından da bu cezaevinin bünyesinde Kültür ve Turizm Bakanlığımız bir hatıra müzesi şeklinde bir bölümü de muhafaza ederek, geriye kalan kısımları sergi salonları gibi Diyarbakır’ın kültür hayatına kazandırmaya yönelik çalışmalar var. Buranın içerisinde kütüphane olacak, tiyatro salonları olacak, sergi salonları olacak. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın bu yöndeki proje çalışmaları devam ediyor. Ayrıca cezaevinin özellikle o hatırasını bir ibretlik olarak gelecek kuşaklara ziyaretçilerin görmesi açısından da bir müze olarak da korunması sağlanmış olacak” dedi.
Önemli olan kalpler modernleşsin1
İHD: 2022’DE 10 BİN 789 HAK İHLALİ 
Tunç, cezaevlerinin modernleşmesinden bahsederken, İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi’nin 31 Temmuz 2023 tarihinde 2022 yılına ait açıkladığı “Türkiye Hapishaneleri Hak İhlalleri” adlı raporuna göre cezaevlerinde 10 bin 789 hak ihlali meydana geldi. 
Bakan Tunç, “modernleşti” dediği cezaevlerini Diyarbakır’da yurttaşlara sorduk.

‘SÖYLEDİKLERİ GİBİ DEĞİL’
Cezaevlerinin modernleştirildiğine inanmayan Nuri Aktay, “Yani söylendiği gibi değil. Bunların gözle görülmesi gerek. Benim yeğenlerimde cezaevinde gardiyan olarak çalışıyor. Baskı, şiddet falan olduğunu söylüyorlar. Yani Kürt halkına biraz baskı ve şiddet var. Duyduğumuzu söylüyorum. Duyduklarım kadarıyla cezaevlerinde modernleşme yok” dedi. 

‘BOŞU BOŞUNA YATIYORLAR’
İsminin yazılmasını istemeyen bir yurttaş ise, “Türkiye hep zulümdür, kimisi bir kilo domates alamıyor, bazılarının cebinde 5 kuruş yok. Ben ne diyeyim cezaevlerine, Allah bize selamet versin, bir gün önce çıksınlar oradan, günah değil mi boş boşuna orada yatıyorlar” dedi.

‘DEMİRTAŞ’IN NE SUÇU VAR?’
Milletin boş boşuna cezaevinde olduğunu ve kimse bir şey demeye cesaret edemediğini dile getiren Ayten Filiz ise, “Selahattin Demirtaş boş boşuna cezaevinde. Selahattin’in suçu nedir? Hiçbir suçu yok, idam istiyorlar. Bir olsak itiraz etsek bu zulüm üzerimizden kalkabilir. Ne zaman kadar böyle devam edeceğiz” dedi. 
‘BARIŞ İSTİYORUZ, HAPİS YATANLAR SERBEST BIRAKILSIN’
“Barış istiyoruz, hapiste yatanlarımız serbest bırakılsın, dilimiz Kürtçeyi istiyoruz” diyerek taleplerini açıklayan Filiz, konuşmasına şöyle devam etti: “Ben Kürdüm, Türkçe bilmiyorum. Ben Almanya’da gitsem Kürdüm, Kürtçe konuşurum, ben burada da Kürtçe konuşurum. Kendimizi her yerde Kürtçe ifade edemiyoruz, her şey başımıza geliyor. Milletimizin iyileri içerde, kötüleri dışarda elini kolunu sallayarak geziyor.”

‘CEZAEVLERİ DEĞİL, KALPLER MODERNLEŞSİN’
Cezaevlerinin modernleşmesini sorduğumuz bir yurttaş ise, aklı 12 Eylül döneminde yaşananlara giderek, “Modernleşme olur, müze olur, ama şuradaki yara bitmiyor. Oradaki işkence ve ölümleri unutamadık. Mühim olan memleket modernleşsin yalnız cezaevi değil, kalpler modernleşsin, demokrasi gelsin, insanlık gelsin” dedi. 
Önemli olan kalpler modernleşsin3
‘YARGIYA ADALET GELMEDİĞİ SÜRECE…’
Cezaevlerinin modernleştiğini görmediklerini dile getiren Bahattin Filiz ise, “Şimdi cezaevindeki bütün mafya babaları bırakılıyor, bunun neyi modernleşti ben de anlamadım. Türkiye’ye yargısına adalet gelmediği sürece, Avrupa’ya muhtaç kalacağız. Cezaevinin modernleştiğini görmedik, söyleyin biz de bilelim. Eskisi gibi değil ama sistematik bir işkence var. Ölümde bile ayrım var. Kargoyla insanın cenazesini gönderiyorlar. Çok ayıp bir şey, dünyada böyle bir şey yok. Nasıl modernleşti. Buna modernleşme demek için dünyayı ters çevirmek lazım” dedi.
Önemli olan kalpler modernleşsin2

‘İNSANLAR ANA DİLİNDE YAŞAMALI’
Cezaevlerinin durumunu Kürt sorununa bağlayan Filiz, konuşmasına şöyle devam etti: “İsviçre küçük bir yerdir, 5 tane resmi dili var, Türkiye Kürtçe’den korkuyor. Sağlık Bakanı sağlıkta bile ayrım yapıyor. Al Kürtçeyi de kat obun içine Arapça’yı katıyorsun. Biz biliyoruz, Osmanlı’ya yıllarca yardım eden Kürt halkıdır. Kürt Türk ayrımı da yapmıyorum, insan olarak söylüyorum. Bu coğrafyada birlikte yaşasak birlikte güçleniriz. Nedir yani korkuyorsun, bırak resmi diller olsun, renkler olsun. Doğanın rengi, dili olmaz. Ellerinden gelse trafik ışığının renklerini değiştirirler. Ama bir Kürt gerçeği vardır. Bu gerçekte Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlıdır. Bir Kürtçe okulun olması lazım. Karacadağ bölgesine girsen, şimdi Türkçe bilmeyen insanlar var. Birinin kolunu açıyorsun, birinin kolunu bağlıyorsun, eşit şartlarda kavga edin diyorsun. Eşit şartlarda değiller ki. İnsanların ana dillerinin önünde hiçbir engel olmamalı. İnsanlar ana dilini, inancını özgürce yaşamalıdır. Bunu yapmadığın sürece dünyanın gerisinde kalırsın.”

Editör: Ali Çekdar KORKMA