HABER - Fuat BULUT
İş dünyasının en güçlü 100 ismi arasında yer alan Chobani CEO'su Hamdi Ulukaya, ABD’deki başarısıyla gündemde. Erzincan’dan ABD’ye uzanan bu başarı hikayesinde Ulukaya’nın kariyeri, serveti ve Chobani şirketi dikkat çekiyor.
Dünya çapında ünlü Chobani markasının kurucusu ve CEO'su Hamdi Ulukaya, Fortune dergisinin yayımladığı iş dünyasının en güçlü 100 ismi listesinde 83. sırada yer aldı. Erzincan’dan ABD'ye göç ederek başarıya ulaşan Ulukaya, şirketi Chobani'yi kısa sürede yoğurt sektöründe lider konuma getirdi. Ünlü iş insanının biyografisi, şirketleri ve serveti merak edilen konular arasında.
İŞ DÜNYASININ EN GÜÇLÜLERİ ARASINDA
New York merkezli Fortune dergisi, 2024 yılı için "İş Dünyasının En Güçlü 100 İnsanı" listesini açıkladı. Tesla CEO’su Elon Musk listenin ilk sırasında yer alırken, Chobani'nin CEO'su Hamdi Ulukaya da 83. sıradan listeye girdi. Ulukaya'nın iş dünyasındaki güçlü konumu ve ABD'deki başarı hikayesi dikkat çekti.
HAMDİ ULUKAYA'NIN HAYATI VE BAŞARI HİKAYESİ
Erzincan’ın İliç ilçesinde doğup büyüyen Hamdi Ulukaya, Ankara Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi eğitimi aldıktan sonra 1994 yılında ABD’ye göç etti. New York’un kuzeyinde, 2005 yılında bir yoğurt fabrikası satın alarak ABD’de Yunan yoğurdu pazarına Chobani markasıyla girdi. Bu girişim, kısa sürede büyük başarı getirdi.
CHOBANİ VE ABD’DE YOĞURT SEKTÖRÜNDEKİ YÜKSELİŞ
Yoğurt imparatorluğu haline gelen Chobani, 2011 yılında ABD’nin lider yoğurt markası olarak dikkat çekti. Ulukaya’nın Yunan yoğurduna dair vizyonu, ABD pazarındaki payını artırarak %1’den %50 seviyelerine taşıdı. Bu başarı, Ulukaya’yı kısa sürede milyarderler arasına soktu.
HAMDİ ULUKAYA'NIN SERVETİ NE KADAR?
Forbes verilerine göre, Hamdi Ulukaya’nın 2024 yılı itibarıyla serveti yaklaşık 2,3 milyar dolar. Bu servet, onu Türkiye’nin en zengin 10 iş insanı arasına yerleştiriyor. Ulukaya, aynı zamanda mülteciler ve göçmenler için sağladığı iş imkanlarıyla da sosyal sorumluluk projeleriyle öne çıkıyor.
Erzincan’dan ABD’ye uzanan bu başarı hikayesi, Hamdi Ulukaya'nın vizyoner bakışı ve iş dünyasındaki etkisiyle örnek alınacak bir kariyere dönüştü. Chobani CEO’su olarak gösterdiği başarı, hem iş dünyasında hem de sosyal sorumluluk alanında fark yaratıyor.
SIFIRDAN ZİRVEYE TAŞIDI
Chobani yoğurt markasını kısa sürede sıfırdan zirveye taşıyarak son yıllarda adından sıkça söz ettiren Kürt iş adamı Hamdi Ulukaya, Amerika’da hakkında en çok konuşulan ve bir o kadar da merak edilen girişimcilerin başında geliyor. Ulukaya, iş dünyasının Nobel’i olarak görülen Oslo Business for Peace ödülünün de sahibi.
Yaptığı her açıklama ve başlattığı her proje ile haftalarca medyada ve sosyal medyada gündem olan Chobani Firması’nın sahibi Hamdi Ulukaya, yaptığı bağışlarla “toplumsal yarar gözeten iyi kalpli marka” algısı yaratırken, başlattığı projelerle de “yenilikçi marka” imajı yaratarak Amerikalı tüketicinin kabinde milyarder bir iş adamı olmanın ötesinde aynı zamanda sosyal sorumluluk projeleri ile taht kurmayı başardı.
İngilizce öğrenmek amacıyla 1994 yılında geldiği New York’ta bir gün dünyanın en çok konuştuğu isimlerden biri olacağı söylense her halde buna en son inanan kişi kendisi olurdu. New York’un büyülü atmosferi ve her an sıradan hayatları zirveye taşıyacak potansiyelinin farkına vardığında, herkes gibi Hamdi Ulukaya da daha önce hiç kuramayacağı hayallerin peşine düşmeye başladı: Bir iş kurup çok hızlı bir şekilde büyük paralar kazanmak!
SİLVANLI PİZZACI HAKKI GİBİ…
Yoksul toplumlar büyük kahramanlar çıkartmayı sever. New York da yoksulların en çok olduğu şehirlerin başında gelmesine rağmen, hala yoksul ülkelerden en çok göç alan şehirlerden biri. Her yıl on binlerce kişi hayallerinin peşinde gitmek ve kendi hayatlarının kahramanı olmak için New York’a geliyor. Bazılarının hayali daha iyi bir eğitim ve kariyer imkânı, bazılarının daha iyi bir yaşam ve yeteneklerini geliştireceği bir ortam, bazılarınınki de daha özgürce kendini ifade edeceği ve fırsatları değerlendireceği koşullar…
New York’u, New York yapan yegâne şey zaten bir fırsatlar şehri olması. Öyle bir şehir düşünün ki dibe vurup evsiz kalan, dilencilik yapan, hapse girenlerin hayatları bile sihirli bir değnek değmiş gibi bir anda değişebiliyor, kısa bir süre önce New York’ta 10’uncu dükkanını açan Silvanlı Pizzacı Hakkı Akdeniz’in de yaşadıkları gibi.
ERZİNDAN’DAN DİL ÖĞRENMEYE GİTTİ
Chobani Şirketi’nin sahibi Erzincanlı Kürt iş adamı Hamdi Ulukaya da sıfırdan zirveye yolculuğunu yalnızca New York’ta başarabilirdi. New York’ta hayat o kadar hızlı akıyor ki, 24 saate birçok yaşamı sığdırmak mümkün, yıllara bir hayatı sığdırmak da bir o kadar zor. Hamdi Ulukaya da yıllarca çok çalıştı, büyük zorluklarla karşılaştı, önemli deneyimler elde etti ancak istediği noktaya gelmesi pek kolay olmadı. Ta ki bir gün aniden parlak bir fikirle ortaya çıkana kadar. Gerisini zaten her gün medyadan takip ediyorsunuz…
Ulukaya belki de hayatta her şeyini o “parlak fikir”e borçlu. Yani parlak olduğu kadar da basit ve gündelik hayatta herkese ve her cebe hitap eden bir ürün olan meyveli yoğurt fikrine. Hiç kuşkusuz, Hamdi Ulukaya aynı başarıyı belki organik çorba, tahinli pekmez, fındık ezmesi gibi ilk etapta basit gelen bir fikirle de yakalayabilirdi. Önemli olan bir ihtiyaca cevap veren, her gün tüketilebilen ve yeniden satın alınabilen, fiyatı ucuz, lezzetli ve “sağlığa yararlı” algısının öne çıkabileceği, zengin-fakir demeden milyonlara hitan eden basit ve hızlı bir şekilde tüketilebilir bir ürün olmasıydı. Geriye sadece “sosyal yarar” ve “iyi kalpli marka” algısının yaratılması kalmıştı ki, Ulukaya son yıllarda mültecilere verdiği destek, çalışanlara verdiği hisseler, sosyal haklar ve özellikle Kobani olayları döneminde yaptığı bağışlarla medyada ve sosyal medyada yarattığı imaj sayesinde bunu fazlasıyla başardı.
Ulukaya’nın yoğurttan önceki ilk deneyimi ismi “Euphrates” yani “Fırat” olan ve hala devam eden peynircilik işiydi. Ulukaya, peynir işine girme fikrini New York’a kendisini ziyarete gelen babasından aldı. Önce bu fikri hafife alır, ancak daha sonra ciddiye almaya karar verir ve böylece Chobani yolculuğu da başlamış olur. Elbette kolay bir yolculuk olmaz Ulukaya için. Pek çok kez her şey bitme noktasına gelse de vazgeçme lüksü yoktur. Sonuç; Ulukaya 2005’te aldığı yoğurt fabrikasında iki yıllık hazırlıktan sonra 2008’de satışlara başlar ve ilk yılki geliri 20 milyon dolar olur. Takip eden dört yılda ise yıllık cirosu 75 milyon, 250 milyon, 625 milyon ve 1 milyar doları bulur.
FİLMLERE TAŞ ÇIKARTAN BİR YAŞAM HİKAYESİ
Aslında Ulukaya’nın 90’larda ve 2000’lerde Amerika’da yaşadıkları tanıdık bir hikâye. 1970’lerde taşı toprağı altın diye İstanbul’a veya Almanya’ya gidip inşaat işçiliği veya fabrikalarda çalışarak zirveye çıkanlarını hayatlarını anlatan Yeşilçam filmleri gibi. Bu filmlerle büyüyen kuşağın bir temsilcisi olarak Ulukaya’nın bu hikayelerden ne kadar etkilendiğini tahmin etmek zor değil.
Mecburi bir göç, büyük şehirlerde zar zor koşullara rağmen vazgeçme lüksünün olmaması ve bir anda çıkan fırsatların değerlendirilmesiyle hızla elde edilen bir servet ve kahramanın kazandığı serveti ihtiyaç sahipleriyle paylaşmasıyla milyonların gözünde bir kahramana dönüşmesi kadar gerçek bir hikâyeden bahsediyoruz aslında Hamdi Ulukaya’nın hayatını anlatırken.
Son yıllarda bağışlarıyla sık sık gündeme gelen Ulukaya’ya o kadar çok talep gider ki, taleplerin çoğuna yanıt dahi veremez hale gelir. Bunun üzerine Ulukaya bir Çin atasözünde de söylendiği gibi “Balık vermeyi değil, balık tutmayı öğretmek” için yardım kampanyalarına bir de “parlak fikirleri destekleme programı”nı ekledi.
EN ETKİLİ 100 KİŞİ ARASINDA YER ALDI
TIME dergisi tarafından hazırlanan “2017’nin En Etkili 100 Kişisi” listesine girmeyi başaran Ulukaya’nın CEO’su olduğu Chobani yoğurt markası da kısa bir süre önce Fast Company tarafından “en yenilikçi şirketler” arasında gösterildi. Ulukaya Amerika’da birçok kez “yılın iş girişimcisi / iş adamı” seçilirken, Obama döneminde Beyaz Saray’da “Global Girişimcilik” komitesinde yer almıştı. Ulukaya, BM’de de birçok kez konuşmalar yaptı.
İŞ DÜNYASININ NOBEL’İ ÖDÜLÜNÜ DE ALDI
Ulukaya, son olarak iş dünyasının Nobel’i olarak görülen Oslo Business for Peace ödülünün sahibi oldu. Sosyal ve çevresel etki yaratmayı kendilerine amaç edinmiş liderlere verilen Oslo Business For Peace ödülü, Business for Peace Vakfı tarafından bu yıl onuncu kez verildi.
Ödülü daha önce kazananlar arasında Tesla ve SpaceX CEO’su Elon Musk, Virgin CEO’su Richard Branson ve Unilever CEO’su Paul Polman gibi isimler yer alıyor.
Chobani’nin kurucusu ve CEO’su Hamdi Ulukaya ile birlikte bu yıl ödülü kazanan diğer iki isim ise, Dubai merkezli CTG-Committed To Good CEO’su İngiliz Alice Laugher ve Kamerun merkezli GiftedMom’un kurucu ortağı Dr. Agbor Ashumanyi Ako oldu.
Ulukaya, bu ödüle layık görülmekten dolayı onur duyduğunu belirterek, “Ödülü Chobani’de çalışan tüm kardeşlerim adına gururla kabul ediyorum. Şirketlerin sadece kâra değil, insana odaklandığı bu yeni iş yapma biçimi ve dünyayı daha güzel bir yer kılma çabasının, her modern şirketin kalbinde yatması gerektiğine inanıyorum. CEO’lar olarak bizim daha fazlasına ihtiyacımız yok, daha fazlasını yapmaya ihtiyacımız var” dedi.
Bir şirketin kârlılığını daha fazla artıran şeyin içinde bulunduğu topluma hak ettiği değeri vermesi olduğunu vurgulayan Ulukaya, “İş dünyasında insanı merkeze koyarak rekabet etmek ve başarılı olmak mümkün. Bunu yapabilen şirketler dağları yerinden oynatabilecek güce sahip” diye konuştu.