Gazete Duvar’dan Can Bursalı’nın sorularını yanıtlatan Ensarioğlu, 5 yıl sonra siyasete dönmesiyle ilgili, “Ben parlamentoda olmaya çok heves etmiş biri değilim. Parlamento olmadan da siyasetin içindeyim. Duyarlılıkları olan bir insanım ve sorumluluk hissediyorum. Bu dönemde de katkım olacağına inanıyorum” dedi.
Ensarioğlu, bu dönemde katkısının olası bir Çözüm Süreci içinde görülüp görülmeyeceğine ilişkin soruya da, “Çözüm Süreci çok klişe bir laf oldu artık. Çözüm Süreci bitti, bittiği yerden başlamaz” yanıtını verdi. Kürt sorununun “vicdani kanaatince” yüzde 95 oranında çözüldüğünü savunan Ensarioğlu, “Bugün bazı siyasi partilerin ve farklı ideolojik görüşlerin talepleri olabilir. Onlar ideolojik taleplerdir, bütün Kürtlerin ortaklaştığı talepler değildir” diye konuştu.
Ensarioğlu, Kürt sorununun muhatabıyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Şiddetin muhatabı PKK’dır. Kürt sorununun muhatabı herkestir. Çözüm Süreci’nde belki sadece şiddeti PKK ile konuşmanız gereklidir. Farklı çözümleri tüm kesimlerle konuşmanız gerekir. Bunu da Akil Adamlar toplantılarıyla kısmen yaptık. Çözüm yöntemleri konusunda dünyadaki örneklerine bakarak yol aldık. Fakat benzer dünya örneklerinin hiçbirindeki örgüt PKK’ya benzemiyor. Biz bunu atladık.
PKK, IRA’ya, ETA’ya benzemez. Mesela İspanya’da, İrlanda’da bu işin siyasetini yapanlar silahlı örgüte yön verebiliyordu. Türkiye’de bu siyaseti yapanlar, PKK’nin vesayeti altındadır. Buradaki siyasetçiler, örgüt üzerinde belirleyici olamazlar. Ama diğer dünya örneklerinde siyaset yapanların örgüt üzerinde belirleyici rolleri vardır. Burada örgütün yüzde 100 hâkimiyeti vardır. Siyaset alanını, kiminle neyi ne kadar yapacağını, adaylarını belirleyen örgütün kendisidir.”
“ÖCALAN DAHA SAMİMİYDİ”
“Çözüm Süreci’nin bitmesinde Kandilin ve Selahattin Demirtaş’ın günahı olduğunu” söyleyen Ensarioğlu, “Kandil’e isteyerek veya istemeyerek boyun eğdi. Öcalan’ı ve Çözüm Süreci’ni boşa çıkarmada irade ortaya koyamadı” dedi.
Kandil ile Öcalan arasında fark olduğunu, bu farkın da Çözüm Süreci’nde çok bariz bir şekilde ortaya çıktığını belirten Ensarioğlu, “Öcalan daha samimiydi” dedi. Ensarioğlu, “Öcalan’ın olası bir süreçte, yeniden muhatap yapılmalı mı” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Demokratikleşecekseniz Kürt sorununu çözecekseniz hiç kimseyi muhatap almak zorunda değilsiniz. Başarabiliyorsanız, dünyadaki demokratik, evrensel normlar çerçevesinde eşit yurttaşlık temelinde Türkiye’de demokrasiyi tesis edebiliyorsanız sizin muhataba ihtiyacınız yok. Ama hani şiddetin muhatabı örgüttür. Örgüt ile -diyalog kurulur mu kurulmaz mı onu devletin ihtiyacı belirler.”
(HABER MERKEZİ)