Güneydoğu Anadolu Bölgesi, tarihin farklı dönemlerinden günümüze kadar gelen birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu medeniyetlerin etkisiyle harmanlanan kültür, bölgede derin kökleri olan batıl inançların ortaya çıkmasına ve nesilden nesile aktarılmasına neden olmuştur. Modern hayatın hızına rağmen, bölgedeki bazı insanlar hala bu inançlara sıkı sıkıya bağlıdır. İşte bu inançlardan en dikkat çeken bazıları:

ZİYARET AĞACI

Güneydoğu Anadolu’nun çeşitli yerlerinde, Ziyaret Ağacı geleneği Şamanizm’in etkilerinin hala sürdüğünü gösteriyor. Ağaçlara bez bağlamak, Şamanizm’de dileklerin iyi ruhlar aracılığıyla yerine getirileceğine duyulan inancın bir yansımasıdır. Bu gelenek, İslam’ın kabulünden sonra da bölge halkı arasında devam etmiş ve ziyaret edilen kutsal mekanların bir parçası haline gelmiştir. İnanışa göre, bez bağlanan ağaçlar dilekleri Allah’a ulaştırır. Bu tür ritüeller, modern zamanlarda bile halkın manevi dünyasında derin izler bırakmaya devam ediyor.

KARA ÇARŞAMBA

Güneydoğu Anadolu’nun yanı sıra, özellikle Tunceli, Bingöl ve Erzincan çevresinde ‘Kara Çarşamba’ adı verilen ve Mart ayının ilk Çarşamba günü yapılan ritüeller, suyun arındırıcı gücüne inanışı yansıtır. Bugün, erkekler alınlarına kara bir leke ya da is sürerek derelere ve ırmaklara girerler. Bu ritüelin amacı, üzerlerindeki kötü enerjiyi, talihsizlikleri temizlemektir. Aynı zamanda, hastalıklı kişilerin kurt kafasının ağzını bağlayarak iyileşeceği düşüncesi, bölgedeki halk inançlarının nasıl zengin ve mistik olduğunu gösterir. İslam’ın kabulünden sonra ise bu inanç, Peygamber Efendimiz’e yapılan eziyetlerden kurtuluşu kutlama amacıyla yapılan dualar ve yemek dağıtma geleneğine evrilmiştir.

LOĞUSA KADINLARI KORUYAN AL BASMASI

Yeni doğum yapan kadınlar için özel bir ritüel olan Al Basması, kötü ruhların saldırısından korunmak için kırmızı kurdele veya tülbent takmayı içerir. İnanışa göre, loğusa kadınlar kötü ruhların hedefi olabilir ve bu yüzden korunmaları gerekir. Bu inanç, İslam öncesi dönemlerden kalma eski bir gelenek olmasına rağmen, günümüzde de özellikle kırsal bölgelerde yaygın olarak uygulanmaktadır.

GECE ISLIK ÇALMA

Gece vakti ıslık çalmanın kötü ruhları çağıracağına dair inanç, Güneydoğu Anadolu’nun kırsal kesimlerinde hala güçlü bir şekilde devam etmektedir. Özellikle yalnız yerlerde ya da gece vakti evde ıslık çalmanın uğursuzluk getireceği düşünülür. Halk arasında, ıslık sesinin kötü ruhları uyandırdığı ve eve musallat olabileceği inancı, eski dönemlerden kalan bir batıl inanç olarak yaşatılmaktadır.

KIRIK AYNANIN GETİRDİĞİ UĞURSUZLUK

Aynalar, birçok kültürde olduğu gibi Güneydoğu Anadolu’da da ruhun yansıması olarak kabul edilir. Bir aynanın kırılması, ruhun zarar gördüğüne ve bu durumun yedi yıl boyunca kötü şans getireceğine inanılır. Bu tür batıl inançlar, insanların günlük hayatlarında dikkat etmeleri gereken küçük ritüeller haline gelmiştir. Aynı zamanda, aynaların kırılmasından kaçınmak, bu bölgede yaşayan halk arasında yaygın bir davranış kalıbı oluşturmuştur.

NAZARA KARŞI MAVİ BONCUK

Nazar, Güneydoğu Anadolu'da yaygın bir inançtır ve kötü enerjinin, kötü bakışların insanlara zarar verdiğine inanılır. Bu kötü enerjiyi uzaklaştırmanın en bilinen yolu ise mavi boncuk takmaktır. Mavi boncuk, bölgede hem evlere, çocukların kıyafetlerine, hem de hayvanlara takılır. Nazarın, bireylerin hayatında çeşitli aksiliklere yol açabileceğine inanılır ve boncuğun bu aksilikleri bertaraf edeceği düşünülür. Mavi boncuğun koruyucu gücü, nesiller boyunca anlatılarak yaygın bir ritüel haline gelmiştir.

KAPI EŞİĞİNDE OTURMAK

Kapı eşiği, birçok kültürde olduğu gibi Güneydoğu Anadolu’da da özel bir anlam taşır. Bölge halkı, kapı eşiğinde oturmanın uğursuzluk getireceğine inanır. Kapı eşiği, geçiş noktası olarak kabul edilir ve burada oturmanın kişinin ömrünü kısaltacağı ya da hayatında olumsuzluklara neden olacağı düşünülür. Bu inancın kökeninde, kapı eşiklerinin evrenler arası bir sınır olarak görülmesi yatıyor olabilir.

AKŞAM TIRNAK KESME

Güneydoğu Anadolu’da bir başka yaygın inanç, akşam saatlerinde tırnak kesmenin kötü şans getireceğine yöneliktir. Bu inanca göre, akşam vakti tırnak kesen kişinin hayatında maddi veya manevi zararlara uğraması muhtemeldir. Bu inanışın kökeni tam olarak bilinmese de, karanlık saatlerin geçmişte daha fazla tehlike ve belirsizlikle ilişkilendirildiği düşünülür. Bu nedenle birçok insan, tırnak kesme gibi işlemleri gündüz vakti yapmayı tercih eder.

GECE AYNAYA BAKMAK

Aynalar, birçok kültürde mistik bir simge olarak kabul edilmiştir. Güneydoğu Anadolu’da ise gece vakti aynaya bakmanın uğursuzluk getireceğine inanılır. Bu batıl inanca göre, gece aynaya bakan bir kişi, kötü ruhları çağırabilir ya da ruhunu aynada kaybedebilir. Aynalar, bir anlamda ruhun yansıması olarak kabul edilir ve bu nedenle gece saatlerinde onlara bakmanın tehlikeli olabileceği düşünülür.

EKMEK KIRINTILARINI TOPLAMAK

Ekmek, sadece Güneydoğu Anadolu’da değil, tüm Türkiye'de kutsal sayılan bir yiyecektir. Ancak bölgede, özellikle sofradan dökülen ekmek kırıntılarının süpürülüp atılmasının fakirliğe neden olacağına inanılır. Sofradan düşen ekmek kırıntıları özenle toplanır ve atılmadan başka bir şekilde değerlendirilir. Bu inanış, ekmeğin kutsal olduğu inancıyla da bağlantılıdır ve ekmeğe saygısızlık yapmanın uğursuzluk getireceği düşünülür.

SÜPÜRGEYLE ÜZERİNDEN GEÇMEK

Bir kişinin üzerinden süpürgeyle geçmenin o kişiye şanssızlık getireceğine inanılır. Özellikle genç kızların üzerinden süpürgeyle geçmenin, onların evlenmesini zorlaştıracağı veya kötü talih getireceği söylenir. Bu nedenle süpürgeyle temastan kaçınılır ve temizlik esnasında dikkat edilir.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan batıl inançlar, yüzyıllar boyunca farklı dinlerin ve kültürlerin bir araya gelerek oluşturduğu zengin bir mirası yansıtır. Ziyaret Ağaçları’ndan Kara Çarşamba’ya, Al Basması’ndan kırık aynaların uğursuzluğuna kadar, bu inançlar halkın manevi dünyasında derin bir yer tutmaya devam ediyor. Modern dünyada bazıları eskisi kadar uygulanmasa da, bu inançların kökeni ve anlamı hala toplumun birçok kesiminde saygıyla yaşatılmaktadır. Şamanizm’den İslam’a kadar uzanan bu gelenekler, Güneydoğu Anadolu’nun zengin kültürel dokusunun ayrılmaz bir parçası olmaya devam ediyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ