Muhalefetin “Erdoğan Karşıtlığı” nedeniyle adeta çantada keklik gördüğü HDP oylarının temsilcilerinden art arda siyaset gündeminde şok yarattı. Bir türlü masada görmek istemedikleri ama oylarını neredeyse ceplerinde gördüğü 6’lı Masanın bileşenleri HDP’nin attığı adımlara karşı en şoka uğrayanlar!..

Herşey, CHP’li Gürsel Tekin’in bir TV kanalında “HDP’ye bakanlık verilebilir” açıklamasıyla başladı. Sonra İYİ Parti lideri Meral Akşener, “HDP ile hiçbir şekilde masada olmayız” deyince kıyametvari açıklamalar birbirini izlemeye başladı.

HDP cephesinden şok dalgaları peşi sıra gelmeye başladı. Bu dalgaları zenginleştirenlerin başında Ahmet Türk, Selahattin Demirtaş, Saruhan Oluç ve Ebru Günay gibi HDP’nin öde gelen aktörleri gelmektedir.

Ahmet Türk, medyaya verdiği demecinde “Kürtler kimsenin askeri değildir. Kürtler, ancak demokrasinin askeri olabilirler. Yani Kürtlerin demokrasi beklentisi var. Özgürlük ve eşitlik talepleri var.”

Tabi Ahmet Türk “Kürtler kimsenin askeri değildir” derken mesajı muhalefet liderlerine verdi. Çünkü açıklamalarının içerisinde “Şimdi demokratik parlamenter sistem getireceğiz diyorlar, iyi de gelecek ile ilgili projeleriniz nedir? Somut önerileriniz var mı? Örneğin Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Cezaevindeki tecridi, bu haksız, hukuksuz tutuklamaları nasıl engelleyeceksiniz?”şeklindeki açıklamasıyla vermek istediği mesajının adresini net bir biçimde ortaya koymaktadır.

Selahattin Demirtaş ise “Söylemlerini, eylemlerini, söylemediklerini; mimiklerinden beden dillerine kadar tüm hareketlerini analiz etmeye çalışıyorum. Henüz derli toplu şekilde bir arada duracak ve ortak bir söylem üretip ortak bir sloganda “Voltran”ı oluşturamadıkları için aslında hiçbir şey söylemiyorlar. O kadar çok ve gereksiz şeyi tam bir kakafoni şeklinde söylüyorlar ki, sonuçta hiçbir şey söyleyememiş oluyorlar." Biçiminde yaptığı tespit ile muhalefetin bulunduğu vahim durumu daha doğrusu beceriksizliğini ortaya koymaktadır.

‘Kürtleri Yok Sayamazsınız’

Saruhan Oluç ise esnafları gezerken yaptığı açıklamada “HDP oyları olmadan kimse kazanamıyor” diyerek seçimlerde kilit parti olduklarının altını çizdi. Oluç’a göre HDP “Bugün Kürt halkını yok sayanlar bilsinler ki Kürt halkı onları yok sayacaktır. Ne HDP ne de halkımız koltuk peşinde değildir. Bunu iyi bilsinler ki HDP Türkiye’yi yönetecek güce sahip”konumundadır.

HDP bugüne kadar 6’lı masa tarafından görmezlikten gelindi; yok sayıldı. Öyle anlaşılıyor ki, HDP aktörleri bu gerçeğin farkına varmışlardır. Saruhan Oluç diyor ki, HDP artık siyaseti belirleyebilecek bir güç haline gelmiş ve bu gücü yok sayarsanız bu güç de sizi yok sayacaktır. Siyaseten bu önemli bir belirleme ve en önemlisi bunun farkında olmaktır.

Ebru Günay da 6’lı Masa yapısına, tavrına ve ne yapmak istediğine dair HDP adına önemli açıklamalarda bulundu. Günay, Akşener şahsında muhalefeti adeta topa tuttu. Bakın nasıl?

Akşener’in "HDP’nin olduğu masada biz olmayız. Bizim olduğumuz masada da HDP olmaz" sözleri nedeniyle  Günay, "Meral Akşener veya onun sözcülerinin işi HDP’ye konum belirlemek değil. Bir kere halk; seni Mehmet Ağar ve Tansu Çiller ile çevirdiğin karanlık işlerden tanıyor. Hiç merak etme, senin bu ülkeye vaat ettiğin tek şey 90’ların karanlığıdır” diye tepki gösterdi.

Ebru Günay, İyi Parti Lideri Meral Akşener’e “90’ların Karanlığı” nedeniyle tepki gösteriyor ama aynı zihniyet CHP ile yan yana duruyor. HDP’nin CHP’ye tek laf ettiği yok. İyi Parti “90’ların Karanlığı” ise “CHP 1930’ların Karanlığı” değil mi? Unutmayalım tarih kesintisiz bir süreçtir.

HDP’lilere göre ‘HDP Bir Güç’ öyle ama bu siyasi gücü tarihi bir rolde değerlendirmek gerekiyor. Şu anda HDP bu rolün eşiğinde. Bu gücün, muhalefetin girdaplarında harcanması durumunda kendilerini tarihi bir hesap verme ile karşı karşıya bırakacaktır. Bu nedenle HDP’nin siyasi gücü, iktidar ile müzakere ederek de değerlendirmek gerekir. Şu aşamada HDP’yi sadece muhalif konumda bir psikolojiyi sarmış durumda. Onun için siyasal enerjisini ve mantığını tek kulvarda kullandığı görülmektedir. HDP için bu bir handikaptır.

Saygıyla…